logo
Menü
Giriş yap Üye ol
  • Anasayfa Anasayfa
Popüler Bilim

Popüler Bilim

Soru - Cevap

Soru - Cevap

Tasarla ve Yap

Tasarla ve Yap

Deneyler

Deneyler

Bilim Genç TV

Bilim Genç TV

Gökbilim

Gökbilim

Yeryüzü

Yeryüzü

Sesli Yayın

Sesli Yayın

Bilim Çizgi

Bilim Çizgi

Periyodik Tablo

Periyodik Tablo

Yeryüzü

Bunu Biliyor muydunuz?

Yarışmalar

Yarışmalar

  • Popüler Bilim Bilim Genç' i Tanıyın
    • - Bilim Genç Hakkında
    • - Ekibimiz
    • - İçerik Kullanım Şartları
    • - İletişim
  • Bilim Genç TÜBİTAK’ın dijital ortamda ücretsiz popüler bilim yayınıdır.

logo
Arama
Giriş yap
  • Popüler Bilim Popüler Bilim
  • Soru - Cevap Soru - Cevap
  • Tasarla ve Yap Tasarla ve Yap
  • Deneyler Deneyler
  • Bilim Genç TV Bilim Genç TV
  • Yarışmalar Yarışmalar
  • Gökbilim Gökbilim
  • Yeryüzü Yeryüzü
  • Sesli Yayın Sesli Yayın
  • Bilim Çizgi Bilim Çizgi
  • Bunu Biliyor muydunuz? Bunu Biliyor muydunuz?
  • Periyodik Tablo Periyodik Tablo
  • Popüler Bilim Bilim Genç' i Tanıyın
    • - Bilim Genç Hakkında
    • - Ekibimiz
    • - İçerik Kullanım Şartları
    • - İletişim
  • Bilim Genç TÜBİTAK’ın dijital ortamda ücretsiz popüler bilim yayınıdır.

Safsata Nedir? Günlük Hayatta Hangi Safsata Türlerini Kullanırız?

Bilim Genç Kafede Bilim Etkinliği: Yeryüzünde Depremler Oluyor Peki Yıldızlarda?

Soğan Doğrarken Gözler Neden Yanar, Nasıl Önlenir?

Ay’a Gitmek Neden Önemli?

Ayın Şifrebilim Sorusu – Haziran 2025

Ayın Şifrebilim Sorusunun Cevabı – Mayıs 2025

Satranç Haziran 2025


Safsata Nedir? Günlük Hayatta Hangi Safsata Türlerini Kullanırız?

Gülden Alaz Meriç
19/06/2025

Gündelik hayatta temelsiz ifadeleri anlatmak için kullandığımız “safsata” kavramı, mantık alanında “akıl yürütme hatası” ya da “kötü argüman” olarak karşılık bulur.

Safsata Nedir? Günlük Hayatta Hangi Safsata Türlerini Kullanırız?

alashi/iStockphoto.com

Gündelik hayatta temelsiz ifadeleri anlatmak için kullandığımız “safsata” kavramı, mantık alanında “akıl yürütme hatası” ya da “kötü argüman” olarak karşılık bulur. Ancak safsatalardaki hata ya da onların “kötü” olarak nitelendirilmesinin nedenleri ilk bakışta fark edilecek kadar açık ve net değildir. İşte bu yüzden safsatalar gayet ikna edici ve güçlü ifadeler gibi değerlendirilebilir. Bu durum tedirgin edici görünse de iyi haber şu: Safsatalar tespit edilebilir. 

İletişim kurduğumuz kişilere kendimizi ifade ederken farklı amaçlarımız olabilir. Bazen karşı tarafı ikna etmek isteriz, bazen ikna çabası gözetmeksizin duygularımızı iletmek, bazen de bir isteğimizi bildirmek isteriz. Amaçlar çoğaltılabilir ancak hepsinin temelinde ortak bir motivasyon vardır: dikkate alınmak. Bizi dinleyen ya da yazdıklarımızı okuyan biri varsa ifadelerimizin o kişide bir karşılık bulmasını bekleriz. Eğer ifadelerimiz bir argüman, iddia, varsayım ya da çıkarım içeriyorsa akıl yürütme sürecimiz de önem kazanır. Çünkü bu süreçte yapılan hatalar; argümanlarımızı, iddialarımızı, varsayımlarımızı ve çıkarımlarımızı zayıflatır. Sonuçta ürettiğimiz şey “safsata” olur.

Safsatalar en temelde iki gruba ayrılır: biçimsel (yapısal) safsatalar ve biçimsel olmayan (içeriğe dayalı) safsatalar. Biçimsel safsatalar, cümlelerin mantıksal yapısındaki hatalardan kaynaklanır ve temel mantık kurallarıyla fark edilebilir. Örneğin “Bütün kuşlar uçar. Yarasa da uçar. Öyleyse yarasa bir kuştur.” şeklindeki çıkarım yanlıştır çünkü uçma özelliği, kuş olmanın tek ölçütü değildir. Aynı şekilde daha mizahi bir örnekle, “Gerçekler acıdır, baklava tatlıdır. Öyleyse baklava gerçek değildir.” çıkarımı da yanlıştır; eğlenceli görünse de mantıksal açıdan geçersizdir.

Bu tür örneklerde sorun, cümlelerin içeriğinde değil, birbirine bağlanma biçimlerinde yani kurulan akıl yürütmenin yapısında gizlidir. Biçimsel safsatalar, tam bu nedenle yüzeyde mantıklı gibi görünse de yakından bakıldığında dayandıkları çıkarımların tutarsız olduğu anlaşılır.

Ancak gündelik hayatta karşımıza çıkabilecek safsatalar, genellikle “biçimsel olmayan” safsatalardır. Bu safsatalarda kusur içeriktedir; dolayısıyla safsatanın gündeme geldiği bağlamın da düşünülmesi gerekir. Bu noktada zihnimizin yapması gereken çok iş varmış gibi görünse de bir iyi haber daha verebiliriz: Biçimsel olmayan safsatalar, literatürde kendi aralarında sınıflandırılmıştır ve bir kez öğrenilmeleri bile fark edilmelerini büyük ölçüde kolaylaştırır. Evet, doğru; bu tür safsatalara dair farkındalık kazandığınızda onları yakalamak çok da zor olmaz. Safsataların isimlerini unuttuğunuz durumlarda bile onların temelindeki kusurlu akıl yürütme biçimlerini ifadelerde görebilirsiniz. Biçimsel olmayan safsatalar, “ilgi safsataları”, “çok anlamlılık safsataları” ve “haksız varsayım” olarak üç ana başlıkta incelenir. Bu yazı dizisinde biçimsel olmayan safsatalardan ilkine odaklanacağız.

İlgi safsataları durumlar arasında yanlış ve kusurlu bağlantılar kurularak oluşturulan safsatalardır. Günlük hayatta en sık karşılaştığımız örnekleri arasında “Ad hominem”, “Sen kendine bak!”, “saman adam (korkuluk)” ve “acındırma” safsataları yer alır.

Ad Hominem

Kişinin zekâsına, yaşına, inancına, uzmanlık alanına ve kişiliğine dair akla gelebilecek her türlü özelliğe alakasızca atıfta bulunulması ad hominem safsatasıdır. Örneğin telefonunuzu değiştirmek istediğinizi ifade ettiniz ve “Ne kadar savurgansın!” diye bir tepki aldınız. Burada sizin isteğinizden yola çıkılarak kişiliğinize dair bir yargı cümlesi üretilmiş oldu. Oysa telefon değiştirme isteği ile gereksiz yere aşırı harcama yapma durumu olan savurganlık, birbiriyle doğrudan ilişkili değildir. Bu nedenle “Telefonunu değiştirmek isteyen biri savurgandır.” Biçiminde bir bağlantı kurulamaz.

Latince ifadesiyle evrensel olarak kullanılan ad hominem safsatası, iletişim sırasında, durumla hiçbir ilgisi olmadığı hâlde taraflardan birinin karşı tarafın kişisel özelliklerini gündeme getirmesiyle ortaya çıkar. Bu yönüyle bir anlamda karşı tarafa saldırı hâline gelir. Ad hominem safsataları, kişiler arasında telafi edilmesi zor durumlara yol açabilir.

Sen Kendine Bak

“Sen kendine bak” safsatası, iletişimde “Sensin o”, “Sen sanki çok farklısın” ve benzer şekillerde de karşımıza çıkabilir. Buradaki amaç, bir durumu alakasız bir biçimde karşı tarafa yansıtarak odak noktasını saptırmaktır. Örneğin ayağınıza basan birine canınızın acıdığını ve biraz daha dikkatli olması gerektiğini söylediniz. O da size “Sanki sen çok dikkatlisin” diye cevap verdi. Bu örnekte sizin ayağınıza basılması ile sizin dikkatsizliğiniz arasında yanlış ve geçersiz bir ilişki kurulmuş oldu.

Karşıdaki kişi bunu söylemeden önce sizden özür dilemiş bile olsa bu durum safsatayı ortadan kaldırmaz. “Çok özür dilerim ama sen de dikkatsiz birisin” demek, iletişim dilini daha kibar bir hâle getirir ancak safsata aynı şekilde kalır. Yani safsatalar daha dostane iletişimlerde de ortaya çıkabilir.

Saman Adam (Korkuluk)

Karşı tarafın onaylamadığı ya da hoşuna gitmeyen bir ifadeniz olduğunda, söylediklerinizi geçersiz kılmak için söyleneni abartarak çarpıtmak, saman adam safsatasına neden olur. Örneğin okulunuzun kütüphane kulübünde görevlisiniz ve kütüphaneye daha fazla hikâye kitabı alınmasını talep ettiniz. Bu talebe karşılık olarak size yeterli bütçe olmadığı için hikâye kitabı alınamayacağının söylenmesinde bir problem yoktur. Ancak “Okulun bütçesini hiç önemsemiyorsun galiba!” şeklindeki bir tepki problemdir. Çünkü burada söylediklerinizi geçersiz kılmak amacıyla ifade edilenler, doğrudan söylediklerinizle ilgili değildir. Esasen okulun bütçesini hiç önemsemediğinize dair abartılı ve ilgisiz bir çıkarım yapılmaktadır.

Tıpkı mısır tarlasındaki kargaların odağını değiştirerek onları uzaklaştıran korkuluklar gibi saman adam safsatası da sizi nitelikli bir iletişimden uzaklaştırabilir.

Bu örneğin ‘Ad hominem’ safsatası olmamasının nedeni, doğrudan kişiliğe yönelik bir saldırı içermemesidir. Kitap satın alınması okul bütçesiyle ilgili bir durumdur ancak “okulun bütçesini umursamıyorsun” ifadesi, sizin sözlerinizle örtüşmeyen, abartılı bir anlam yüklemesidir. Safsataya neden olan, bu bağ kopukluğudur.

Acındırma

Söylediklerimiz karşı tarafın duygularını etkileyebilir. Bu durumu dikkate alarak iletişim kurmak elbette önemlidir. Ancak karşı taraf duygularını bize kararımızı etkileyecek şekilde iletiyorsa orada dikkatli olunmalıdır. Acındırma safsatası, iletişimin odağında olan konunun karşı tarafın duygularının gölgesinde önemsizleştirilmesidir.

Yemekte doydunuz ve bir tabak daha yemek istemediğinizi açıkça ifade ettiniz. Karşı tarafın “Yeterince yemek yediğini düşünmüyorum, biraz daha yemelisin.” demesi bir safsata oluşturmaz. Bu ifade, karşı tarafın kendi değerlendirmesidir ve sizin kabul edip etmemeniz duruma bağlıdır. Ancak “O kadar uğraştım, yemezsen çok üzülürüm.” demesi, acındırma safsatasına örnektir.

Acındırma safsatası, karşı tarafın niyeti ne olursa olsun iletilen duyguların asıl konu ile bağ kurulamayacak şekilde devreye sokulmasından kaynaklanır. Özellikle ikram kültürümüz gibi değerli geleneklerimizin sergilenmesinde bu durum kolayca gözden kaçabilir. Karşı tarafın istemekten çekinebileceği düşüncesi de söz konusu olabilir. Ancak bu safsata, duygu durumunun karşı tarafın ifadesiyle ilişki kurulamayacak şekilde ifade edilmesinden kaynaklanır. İki durumu ayrı ayrı düşündüğümüzde ifade içeriklerindeki alakasızlık daha net bir biçimde ortaya çıkar: Biri doymuş olduğu için yemek yememeyi tercih ederken diğerinin üzülmesi arasında doğrudan bir bağ kurmak sağlıklı bir akıl yürütme sayılmaz.

İlgi safsatalarından en sık karşılaşılan safsataları değerlendirdik. Bundan sonra ürettiğiniz ya da karşılaştığınız argümanlara, iddialara, varsayımlara ve çıkarımlara burada kazandığınız farkındalıkla yaklaşabilir, günlük hayatınızda safsatalarla ne kadar sık karşılaştığınızı fark edebilirsiniz. Bir sonraki yazımızda çok anlamlılık safsatalarını ele alacağız.

Kaynaklar:

  • Dowden, Bradley. n.d.“Fallacies.” Internet Encyclopedia of Philosophyhttps://iep.utm.edu/fallacy/.
  • Uyar, T. (2024). Chat GPT’nin Serbest Mantıksal Safsata Tespitinde Kullanımı, Yeni Medya Elektronik Dergisi, 8 (1), 144-179.
Konu
safsata

paylaş

En Çok Okunan Makaleler

Bilim Genç’e İçerik Hazırlamak İster misiniz?

Duyurular • 12-05-2025

Chandra, Yeni Tip Kozmik Nesneden Gelen Düzenli Sinyaller Tespit Etti

Haberler • 30-05-2025

Lise Öğrencileri İçin 2025 Yılı TÜBİTAK Bilim Kamplarına Katılım Başvuruları Başladı!

Duyurular • 02-01-2025

Pestisit Nedir? Pestisitler Zararlı mıdır?

Haberler • 30-04-2025

Kozmik Gezegen Otopsisi: Yıldızına Yaklaşarak Atmosferine Dalan Gezegen

Gökbilim • 29-04-2025

Bilim Genç Kafede Bilim Etkinliği: “Antarktika Hikâyeleri”

Duyurular • 24-04-2025

Gökyüzünde Gezegen Şöleni

Haberler • 25-01-2025

Keçilerin Göz Bebekleri Neden Dikdörtgen Şeklindedir?

Soru - Cevap • 15-02-2025

Astronot Suni Williams Uzay Yürüyüşünde Rekor Kırdı

Haberler • 31-01-2025

Meşhur Matematik Problemi: ‘‘Taşınan Kanepe Problemi’’ Çözüldü

Haberler • 30-01-2025

Bilim Genç Logo
Tekrardan Hoşgeldiniz!

Bilim Genç’in kozmik derinliklerinde yolculuğa başlamak için giriş yapın.

Bir hesabınız yok mu? Üye olun

Sayfayı Paylaş
Twitter'da paylaş telegram'da paylaş Whatsapp'da paylaş facebook'da paylaş
Bağlantıyı kopyala
baylaş