Sosyal Medya Kullanımı ve Depresyon İlişkisi
Pitssburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde bilim insanları tarafından yapılan araştırmada sosyal medyayı daha uzun süre kullanan genç erişkinlerin depresyona daha yatkın oldukları belirlendi.
Pitssburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde bilim insanları tarafından yapılan araştırmada sosyal medyayı daha uzun süre kullanan genç erişkinlerin depresyona daha yatkın oldukları belirlendi. Araştırmacılar elde edilen sonuçların yüksek gelirli ülkelerde depresyonla mücadeleye yardımcı olabileceğini düşünüyor.
Yaşları 19-32 arasında değişen 1787 kişi üzerinde yapılan araştırmada sosyal medya kullanımı ve depresyon ilişkisi incelendi. Araştırmada katılımcılara en popüler 11 sosyal medya platformunun (Facebook, YouTube, Twitter, Google Plus, Instagram, Snapchat, Reddit, Tumblr, Pinterest, Vine ve LinkedIn) kullanımıyla ilgili sorular soruldu. Sonuçta katılımcıların her gün ortalama 61 dakika sosyal medya kullandıkları ve sosyal medya hesaplarını her hafta ortalama 30 kez kontrol ettikleri anlaşıldı. Katılımcıların dörtte birinden fazlasında yüksek düzeyde depresyon gözlendi.
Sonuçları Depression and Anxiety dergisinin Nisan sayısında yayınlanacak araştırmada sosyal medya kullanımı ve depresyon düzeyi arasında, geçirilen toplam zaman ve ziyaret sıklığı dikkate alındığında belirgin ve doğrusal bir ilişki olduğu belirlendi. Örneğin sosyal medyayı en seyrek kontrol edenlerle kıyaslandığında, en sık kontrol eden katılımcılarda depresyon riskinin 2,7 kat, sosyal medyayı toplamda en kısa süre kullananlarla kıyaslandığında, en uzun süre kullananlarda ise 1,7 kat daha yüksek olduğu bulundu. Araştırmada bilim insanları yaş, cinsiyet, ırk, ilişki durumu, yaşam koşulları, maddi gelir ve eğitim düzeyi gibi depresyonu etkileyebilecek etkenleri göz önünde bulundurdu.
Çalışmayı gerçekleştiren bilim insanlarından Lui yi Lin, araştırmanın neden-sonuç ilişkisini kesin bir şekilde ortaya koymak için yeterli olmadığını, sonuçların sosyal medya kullanımının depresyona neden olduğu şeklinde yorumlanabileceği gibi, zaten depresif olan insanların sosyal medyayı daha fazla kullanmaya yönelme ihtimalinin dışlanamayacağını söylüyor.
Lui yi Lin sosyal medyada yaşıtlarının aşırı, abartılı, gerçekçi olmayan paylaşımlarına tanık olan kişilerin imrenme, kıskançlık, haset gibi duygulara ve başkalarının çok daha mutlu ve başarılı bir yaşamları olduğu şeklinde çarpık düşüncelere kapılmalarının depresyona yatkınlık oluşturabileceğini söylüyor. Aşırı sosyal medya kullanımı “internet bağımlılığı” olarak tanımlanan depresyonla da ilişkili psikiyatrik bir bozukluğa da zemin oluşturabilir.
Ancak bilim insanları tüm sosyal medya kullanımlarının aynı nitelikte olmadığını, gelecekte yapılacak araştırmalar sayesinde hangi tür paylaşımların depresyona daha çok yatkınlık oluşturduğunun belirlenebileceğini düşünüyor.
Bazı sosyal medya platformları depresyon, intihar veya ümitsizlik gibi kelimeleri aratan kişilere “Her şey yolunda” gibi olumlu mesajlar vermeye ve yardım araması için bağlantılar önermeye başladı. Benzer şekilde Facebook bir yıl önce, kullanıcıların arkadaşlarının endişe verici mesajlarını rapor edebilecekleri bir özelliği test etti. Böyle bir durumda açılan bir pencere kişiye bir arkadaşıyla konuşmasını veya yardım aramasını öneriyor.
Kaynak: