logo
Menü
Giriş yap Üye ol
  • Anasayfa Anasayfa
Popüler Bilim

Popüler Bilim

Soru - Cevap

Soru - Cevap

Tasarla ve Yap

Tasarla ve Yap

Deneyler

Deneyler

Bilim Genç TV

Bilim Genç TV

Gökbilim

Gökbilim

Yeryüzü

Yeryüzü

Sesli Yayın

Sesli Yayın

Bilim Çizgi

Bilim Çizgi

Periyodik Tablo

Periyodik Tablo

Yeryüzü

Bunu Biliyor muydunuz?

Yarışmalar

Yarışmalar

  • Popüler Bilim Bilim Genç' i Tanıyın
    • - Bilim Genç Hakkında
    • - Ekibimiz
    • - İçerik Kullanım Şartları
    • - İletişim
  • Bilim Genç TÜBİTAK’ın dijital ortamda ücretsiz popüler bilim yayınıdır.

logo
Arama
Giriş yap
  • Popüler Bilim Popüler Bilim
  • Soru - Cevap Soru - Cevap
  • Tasarla ve Yap Tasarla ve Yap
  • Deneyler Deneyler
  • Bilim Genç TV Bilim Genç TV
  • Yarışmalar Yarışmalar
  • Gökbilim Gökbilim
  • Yeryüzü Yeryüzü
  • Sesli Yayın Sesli Yayın
  • Bilim Çizgi Bilim Çizgi
  • Bunu Biliyor muydunuz? Bunu Biliyor muydunuz?
  • Periyodik Tablo Periyodik Tablo
  • Popüler Bilim Bilim Genç' i Tanıyın
    • - Bilim Genç Hakkında
    • - Ekibimiz
    • - İçerik Kullanım Şartları
    • - İletişim
  • Bilim Genç TÜBİTAK’ın dijital ortamda ücretsiz popüler bilim yayınıdır.

Ay’a Gitmek Neden Önemli?

Ayın Şifrebilim Sorusu – Haziran 2025

Ayın Şifrebilim Sorusunun Cevabı – Mayıs 2025

Satranç Haziran 2025

Alerjik Rinit ve Bahar Alerjisi Belirtileri, Tedavi Yolları

Ayın Matematik Sorusu - Haziran 2025

Ayın Matematik Sorusunu Doğru Çözenler – Mayıs 2025


Transavrasya Dillerinin Kökeni

Dr. Mahir E. Ocak
16/12/2021

Türkçe, Moğolca ve Japoncanın ortak atası olan dilin 9.000 yıl önce bugün Çin’in kuzey doğusunda kalan bir bölgede konuşulduğu ileri sürülüyor.

Transavrasya Dillerinin Kökeni

Bilimsel çalışmalar, günümüzden 9.000 yıl önce, bugün Çin’in kuzeydoğusunda kalan bir bölgede Türkçenin, Japoncanın ve Moğolcanın da atası olan bir Transavrasya dilinin konuşulduğunu gösteriyor. Max Planck İnsan Tarihi Bilimi Enstitüsünden araştırmacılara göre, daha önce zannedilenin aksine, Transavrasya dillerinin zamanla yayılması ve farklılaşmasında tarımın da önemli rolü var.
Fin dil bilimci Matthias Castrén, 1844 yılında Ural-Altay dil hipotezi olarak adlandırılan bir hipotez öne sürmüştü. Bu düşünceye göre bugün Avrupa ve Asya’da konuşulan çok sayıda dil, tek bir ortak dili konuşan insanların zamanla dünyaya yayılması ve dillerinin farklılaşması sonucunda ortaya çıktı. Bu dil ailesinin Altay dilleri olarak adlandırılan kolunda Türkçe, Moğolca ve Tunguzca, Ural kolunda ise Fince, Macarca ve Estonyaca gibi diller yer alır. Ural-Altay dil hipotezi zaman içinde gelişmeye devam etti. Daha sonraları Japonca, Korece gibi diller de bu dil ailesine eklendi ve tüm bu diller Transavrasya dilleri olarak anılmaya başlandı. 1960’lardan sonra ise Ural-Altay dil hipoteziyle ilgili bazı soru işaretleri ortaya çıktı. Bugün bazı dil bilimciler, bu dillerin kelime hazneleri ya da ses özellikleri (fonetik) arasındaki benzerliklerin ortak bir dilden türemelerinden kaynaklanmadığını, aksine yakın coğrafyalarda konuşulmaları nedeniyle bu dillerin giderek birbirine benzemekte olduğunu öne sürüyor.

Yakın zamanlarda Transavrasya dilleri olarak adlandırılan diller ile ilgili bir çalışma yayımlandı. Max Planck İnsan Tarihi Bilimi Enstitüsünden Dr. Martine Robbeets ve arkadaşları, Nature’da yayımladıkları makalede hem Türkçe, Japonca, Korece, Japonca ve Tunguzcanın aynı dil ailesine mensup olduğu düşüncesini destekliyor hem de bu dillerin kökeni ile ilgili yeni bulgular ortaya koyuyor.Geçmişte Transavrasya dil ailesindeki dillerin ortak atası olan dilin, günümüzden 3.000 yıl önce Altay Dağları civarında yaşayan ve hayvancılıkla uğraşan topluluklar tarafından konuşulduğu düşünülüyordu. Tarımla uğraşmayan ve konargöçer bir yaşam tarzına sahip olan bu toplulukların dünyaya yayıldıkça konuştukları dillerin farklılaşmaya başladığı tahmin ediliyordu. Dr. Matthias Castrén ve arkadaşları ise Transavrasya dillerinin atası olan dilin, günümüzden 9.000 yıl önce, bugün Çin’in kuzeydoğusunda yer alan bir bölgede konuşulduğunu öne sürüyor. Üstelik, bu dili konuşan toplulukların darı ektiğini ve tarımın yayılmasının Transavrasya dillerinin gelişiminde rol aldığını iddia ediyorlar.

Araştırmacılar darı ekiminin Transavrasya dillerinin gelişimini yönlendirdiğini öne sürüyor.
Araştırmacıların dil bilimsel, genetik ve arkeolojik verileri kullanarak bilgisayar modellemeleriyle vardıkları sonuçlara göre, 9.000 yıl önce konuşulan ve bugünkü Transavrasya dillerinin atası olan dil zamanla farklı kollara ayrıldı. Japonca, Korece ve Tunguzcanın ilk formları orijinal dilin konuşulduğu coğrafyanın doğu kısmında kalan bölgelerde, Moğol dillerinin ilk formları orijinal dilin konuşulduğu coğrafyanın kuzey kısmında kalan bölgelerde, Türk dilleri ise orijinal dilin konuşulduğu coğrafyanın batı kısmında kalan bölgelerde ortaya çıktı.

Konu
Dilbilim

paylaş

En Çok Okunan Makaleler

Chandra, Yeni Tip Kozmik Nesneden Gelen Düzenli Sinyaller Tespit Etti

Haberler • 30-05-2025

Lise Öğrencileri İçin 2025 Yılı TÜBİTAK Bilim Kamplarına Katılım Başvuruları Başladı!

Duyurular • 02-01-2025

Bilim Genç’e İçerik Hazırlamak İster misiniz?

Duyurular • 12-05-2025

Pestisit Nedir? Pestisitler Zararlı mıdır?

Haberler • 30-04-2025

Kozmik Gezegen Otopsisi: Yıldızına Yaklaşarak Atmosferine Dalan Gezegen

Gökbilim • 29-04-2025

Bilim Genç Kafede Bilim Etkinliği: “Antarktika Hikâyeleri”

Duyurular • 24-04-2025

Gökyüzünde Gezegen Şöleni

Haberler • 25-01-2025

Keçilerin Göz Bebekleri Neden Dikdörtgen Şeklindedir?

Soru - Cevap • 15-02-2025

Astronot Suni Williams Uzay Yürüyüşünde Rekor Kırdı

Haberler • 31-01-2025

Meşhur Matematik Problemi: ‘‘Taşınan Kanepe Problemi’’ Çözüldü

Haberler • 30-01-2025

Bilim Genç Logo
Tekrardan Hoşgeldiniz!

Bilim Genç’in kozmik derinliklerinde yolculuğa başlamak için giriş yapın.

Bir hesabınız yok mu? Üye olun

Sayfayı Paylaş
Twitter'da paylaş telegram'da paylaş Whatsapp'da paylaş facebook'da paylaş
Bağlantıyı kopyala
baylaş