Geri Dönüştürülmüş Plastik Gerçekten Çevre Dostu mu?
Geri dönüştürülmüş polyester, plastik atıkların değerlendirilmesini sağlasa da üretim süreçleri ve mikroplastik salımı nedeniyle her zaman çevre dostu olmayabilir.

Tarzhanova/iStockphoto.com
Son yıllarda tekstil sektöründe geri dönüştürülmüş malzemelere olan ilgi hızla artıyor. Özellikle plastik şişelerden elde edilen geri dönüştürülmüş polyester (rPET) hem çevre bilinciyle hareket eden tüketicilerin hem de çevre dostu algısı yani “yeşil imaj” oluşturmak isteyen markaların gözdesi hâline geldi. Ancak sürdürülebilir olduğu öne sürülen her ürün gerçekten çevre dostu mu? Plastikten elde edilen bu çevre dostu görünümlü kumaşların ardındaki gerçekleri gelin, birlikte irdeleyelim.
Polyester Hangi Ürünlerde ve Hangi Amaçla Kullanılıyor?
Polyester, etilen glikol ile tereftalik asidin kimyasal tepkimesi sonucu oluşan polietilen tereftalat (PET) adlı plastikten üretilen sentetik bir liftir. Kırışıklığa dirençli, hafif ve düşük maliyetli olması nedeniyle giysilerden mobilya döşemelerine kadar geniş bir kullanım alanına sahiptir. Geri dönüştürülmüş polyester (rPET) ise özellikle plastik atıkların değerlendirilmesi yoluyla elde edildiğinden “çevre dostu” bir seçenek olarak görülür.Geri dönüştürülmüş polyester, PET şişelerin eritilerek iplik hâline getirilmesi ile elde edilir ve bu iplik kumaşa dönüştürülür.
Polyester Gerçekten Çevre Dostu mu?
Geri dönüşüm, ideal koşullarda çevre üzerindeki olumsuz etkileri azaltsa da her koşulda bu mümkün değildir. Örneğin geri dönüştürülmüş polyester üretimi, yeni polyester üretimine göre %30 ila %66 arasında daha az enerji tüketimi gerektirir. Ancak bu örnekte izlenen geri dönüşüm süreci ne kadar güvenlidir? Bu oranlar sürdürülebilir bir çözüm izlenimi verse de sürecin arka planına bakmakta fayda var. Geri dönüştürülmüş polyester çoğunlukla PET bazlı su şişeleri ve diğer plastik atıklardan elde edilir. Bu yöntem enerji tasarrufu sağlasa da geri dönüştürülmüş polyesterden üretilen ürünler kullanım sırasında, özellikle de yıkamada binlerce mikrolifin suya karışmasına neden olur ve mikroplastik kirliliği riski taşır.Yapılan araştırmalarda geri dönüştürülmüş polyesterli ürünlerde 3.200’den fazla toksik kimyasal bulunduğu tespit edilmiştir. Bu durumun yanı sıra elde edilen lifler yalnızca 1-2 kez dönüştürülebilir. Çünkü her geri dönüşüm süreci lifin yapısını zayıflatır, kalitesini düşürür ve sonunda malzeme ipliğe dönüştürülemeyecek kadar bozulur.
Kimyasallar ve Mikroplastikler: Gizli Kirliliğin Arkasındaki Tehlikeler Neler?
Wirestock/iStockphoto.com
Sentetik kumaşlar, yıkandıkça 5 milimetreden küçük plastik parçacıklar olan “mikroplastik” lifler olarak suya karışır. Sentetik kumaşlardan dökülen mikroplastiklere polyester kazaktan kopan lifler ya da naylon çoraplardan ayrılan iplik parçaları örnek verilebilir. Bu parçacıklar deniz canlıları tarafından yutulabilir ve besin zinciri yoluyla insan vücuduna ulaşabilir. Deniz ve okyanus suyuna karışan mikroplastikler sadece bu sulara değil, içme sularına hatta soluduğumuz havaya kadar karışabilir. Greenpeace’in 2023 tarihli “Forever Toxic” raporu, geri dönüştürülmüş plastiklerin içerdiği toksik kimyasallar nedeniyle sanıldığı kadar zararsız olmadığını ortaya koydu. Rapora göre plastik üretiminde 13.000’den fazla kimyasal kullanılıyor ve bunların 3.200’ü önceden belirtildiği üzere toksik. Dahası geri dönüşüm süreci, bu zararlı kimyasalların etkisini ortandan kaldırmıyor, aksine daha da arttırabiliyor. Bu maddelerin büyük kısmı hormon bozuklukları, kanser, bağışıklık sistemi baskılanması gibi ciddi sağlık sorunlarıyla ilişkilendiriliyor.
Geri Dönüşüm Her Zaman Çözüm Değil
Geri dönüştürülmüş polyester kumaşlar, ilk bakışta çevre dostu gibi görünse de kimyasal kirlilik, mikroplastik yayılımı ve sınırlı geri dönüşüm kapasitesi vb. nedenlerle bu çözümün ne kadar sürdürülebilir olduğu tartışmalı hâle geliyor. Gerçek sürdürülebilirlik, sadece ürünlerin “geri dönüştürülmüş” etiketi taşımasıyla değil, üretim süreçlerinin şeffaflığı, zararlı kimyasal içeriklerin arındırılması ve döngüsel ekonomi (atığın tekrar kaynağa dönüştüğü üretim) anlayışına uygun şekilde tasarlanmasıyla mümkündür.
Bu noktada hem üreticilere hem de tüketicilere büyük sorumluluk düşüyor. Üreticiler sadece sürdürülebilir ham maddeler kullanmakla yetinmemeli, üretim süreçlerini de toksik kimyasallardan arındırılmış hâle getirmelidir. Tüketiciler ise “daha az ama daha kaliteli” ilkesini benimsemeli, uzun ömürlü ve gerçekten çevreye duyarlı ürünleri tercih etmelidir. Örneğin organik pamuk, Tencel (okaliptüs ağacından elde edilen doğal elyaf) ve kenevir gibi bitki bazlı tekstil malzemeleri; doğada daha kolay çözünmeleri ve üretim süreçlerinin daha az kimyasal içermesi nedeniyle sürdürülebilir seçenekler arasında yer alıyor. Buna ek olarak bazı markalar toksik kimyasal içermeyen boyalar kullanarak ve ürünlerinin üretim süreçlerine dair şeffaf bilgi sunarak çevreye duyarlı bir üretim anlayışını destekliyor. Bu tür yaklaşımlar hem çevreye hem de insan sağlığına daha duyarlı bir yaklaşımı mümkün kılıyor. Devletlerin de bu noktada önemli bir rolü olduğunu unutmamak gerek. Devletler, sürdürülebilirliği teşvik etmek için yasal düzenlemeler ve standartlar getirebilir, ayrıca çeşitli destek ve denetim mekanizmalarını devreye sokarak üreticilerin ve tüketicilerin çabalarını tamamlayıcı bir rol oynayabilir.
Unutmayalım, geri dönüştürülmüş olması o ürünün çevre dostu olduğunu göstermez. Gerçek çevre dostluğu, üretimden tüketime kadar tüm adımlarda sorumluluk almayı gerektirir.
Yazar Hakkında:
Elif Gürbüz Poyraz
Fen Bilgisi Eğitimi
Doktora Öğrencisi
Kaynaklar:
- Ellen MacArthur Foundation. (2017). A new textiles economy: Redesigning fashion’s future. https://ellenmacarthurfoundation.org/a-new-textiles-economy
- Greenpeace. (2024). Forever toxic: The science of health threats from plastic recycling. Greenpeace International. https://www.greenpeace.org/static/planet4-international-stateless/2023/05/33b9306c-forever-toxic.pdf
- Hahladakis, J. N., Velis, C. A., Weber, R., Iacovidou, E., & Purnell, P. (2018). An overview of chemical additives present in plastics: Migration, release, fate and environmental impact. Journal of Hazardous Materials, 344, 179–199. https://doi.org/10.1016/j.jhazmat.2017.10.014
- Henry, B., Laitala, K., & Klepp, I. G. (2019). Microfibres from apparel and home textiles: Prospects for including microplastics in environmental sustainability assessment. Science of The Total Environment, 652, 483–494. https://doi.org/10.1016/j.scitotenv.2018.10.166
- Jambeck, J. R., Geyer, R., Wilcox, C., Siegler, T. R., Perryman, M., Andrady, A., Narayan, R., & Law, K. L. (2015). Plastic waste inputs from land into the ocean. Science, 347(6223), 768–771. https://doi.org/10.1126/science.1260352
- Textile Exchange. (2022). Preferred fiber & materials market report 2022. https://textileexchange.org
- WRAP. (2021). Textiles 2030: Recycled polyester briefing. Waste and Resources Action Programme. https://wrap.org.uk