logo
Menü
Giriş yap Üye ol
  • Anasayfa Anasayfa
Popüler Bilim

Popüler Bilim

Soru - Cevap

Soru - Cevap

Tasarla ve Yap

Tasarla ve Yap

Deneyler

Deneyler

Bilim Genç TV

Bilim Genç TV

Gökbilim

Gökbilim

Yeryüzü

Yeryüzü

Sesli Yayın

Sesli Yayın

Bilim Çizgi

Bilim Çizgi

Periyodik Tablo

Periyodik Tablo

Yeryüzü

Bunu Biliyor muydunuz?

Yarışmalar

Yarışmalar

  • Popüler Bilim Bilim Genç' i Tanıyın
    • - Bilim Genç Hakkında
    • - Ekibimiz
    • - İçerik Kullanım Şartları
    • - İletişim
  • Bilim Genç TÜBİTAK’ın dijital ortamda ücretsiz popüler bilim yayınıdır.

logo
Arama
Giriş yap
  • Popüler Bilim Popüler Bilim
  • Soru - Cevap Soru - Cevap
  • Tasarla ve Yap Tasarla ve Yap
  • Deneyler Deneyler
  • Bilim Genç TV Bilim Genç TV
  • Yarışmalar Yarışmalar
  • Gökbilim Gökbilim
  • Yeryüzü Yeryüzü
  • Sesli Yayın Sesli Yayın
  • Bilim Çizgi Bilim Çizgi
  • Bunu Biliyor muydunuz? Bunu Biliyor muydunuz?
  • Periyodik Tablo Periyodik Tablo
  • Popüler Bilim Bilim Genç' i Tanıyın
    • - Bilim Genç Hakkında
    • - Ekibimiz
    • - İçerik Kullanım Şartları
    • - İletişim
  • Bilim Genç TÜBİTAK’ın dijital ortamda ücretsiz popüler bilim yayınıdır.

Haziran 2025’te Gökyüzü

Linux İşletim Sistemi Nedir? Nerelerde Kullanılır?

Chandra, Yeni Tip Kozmik Nesneden Gelen Düzenli Sinyaller Tespit Etti

Hava Kirliliği Bilişsel Becerilerimizi ve Sosyal İlişkilerimizi Olumsuz Etkiliyor

Bilim Genç Kafede Bilim Etkinliği: Elektron Mikroskobu Mikro Dünyaların Keşfi

Kafein Merkezi Sinir Sistemini Nasıl Etkiliyor?

Kaybedilen Dişler Geri Kazanılabilir mi?


Robot Arılar

Dr. Özlem Kılıç Ekici
20/07/2015

Dünyanın en minik uçan robotlarını boylarından çok büyük görevler bekliyor!

Robot Arılar

Birçok bitkinin tarımsal üretimi için gerekli olan en önemli doğal tozlaştırıcılardan balarılarının sayıları birtakım hastalıklar ve olumsuz çevre koşulları nedeniyle her geçen gün azalıyor. Balarılarına bu önemli görevde yardımcı olabilmesi amacıyla geliştirilen teknoloji ürünü robot arılar ise arazideki ilk uçuşlarına hazırlanıyor. Peki, bu robot arılar balarılarının yüzyıllardır gerçekleştirdiği, çiçekten çiçeğe konup güneşin altında dans ederek polen taşıma ve bitki dölleme görevini başarabilecek mi? Birçok bitkinin geleceği robot arılar sayesinde mi garanti altına alınacak?

Arıların olmadığı bir dünyada yaşamak zorunda kaldığımızı düşünelim. Muhtemelen açlıktan ölmezdik, ama çok sevdiğimiz bazı meyvelerden ve hem insanlar hem de hayvanlar için besin kaynağı olan bazı bitki türlerinden mahrum kalırdık ya da o bitkileri bulmakta çok zorlanırdık. Çünkü farklı yüz otuz bitki türü özellikle arıların neden olduğu tozlaşma neticesinde dölleniyor, neslini devam ettiriyor ve meyve veriyor. Bu da üreticiler için yılda yaklaşık 15 milyar dolar değerinde ürün verimine denk geliyor. En başta bal olmak üzere elma, badem, pancar, soğan, kaba yonca, yaban mersini, üzümsü meyveler, fındık, kabak, salatalık, havuç, karpuz, kavun, avokado, kivi, soya fasulyesi, ayçiçeği, kayısı, pamuk, brokoli, karnabahar, marul, kahve, şeftali, misket limonu ve portakalın tadına bakma ya da bu bitkileri kullanma şansımız belki de hiç olmazdı. Sadece gıda sektörü değil, hayvancılık işletmeleri ve tekstil sanayisi de yem bitkileri ve pamuğun üretim miktarının ihtiyacı karşılayamayacak kadar azalmasından dolayı büyük zarar görürdü.  

Uçan Mini Robot Teknolojisi

Hiç şüphe yok ki arılar ve diğer böcekler doğadaki en iyi tozlaştırıcılar ve bugüne kadar bu doğal tozlaştırıcılar kadar etkili olabilecek alternatifler ortaya çıkmadı. En kötü duruma karşı hazırlıklı olmak isteyen ve arıların toplu ölümleri üzerine harekete geçen bazı ülkeler alternatif arayışına girdi ve bu amaçla bilim insanlarını yüksek bütçeli projelerle teşvik etmeye başladılar.

Birer böcek kadar küçük olan ve uçabilen robot teknolojisinin hızla geliştiği son birkaç yılda çabalar ilk meyvelerini vermeye başladı. ABD’nin Harvard ve Northeastern üniversitelerinden araştırmacılar Robert Wood, Radhika Nagpal ve Gu-Yeon Wei, şimdilik 15 dakika süreyle rahatça uçabilen, kanat genişliği 3 cm, ağırlığı ise 80 mg olan, saniyede 120 defa kanat çırpabilen ve uzaktan kontrol edilebilen dünyanın en küçük uçan robotlarını geliştirdi. Bu mekanik arıların kanatları seramikten, gövdeleri üst üste tutturulan katlanabilir levhalardan oluşan karbon fiber ve titanyumdan yapılmış, yapay kanat kasları ise bir elektrik motoru ile hareket edebiliyor. Güç kaynağı olarak şimdilik gövdelerine bağlanan çok ince elektrik kabloları kullanılıyor. Bu güç kaynağı ile robot arılar sadece 15 dakika havada uçabiliyorlar. İtme ve hareket ettirme gücü daha fazla olan bir güç kaynağı ya da pil kullanmak ağırlığı artırdığı için robot arıların hareketlerinde kısıtlamalara neden oluyor. Teknik ekibin bu sorunu çözmek için yoğun bir şekilde çalıştığı belirtiliyor.

Uzmanların hedefi, robot arıların sadece balarılarının bireysel davranışlarını değil binlerce arının aralarındaki etkileşimler sonucunda oluşan ve arı kolonisine has davranışları taklit edebilmesi. Balarısı beyninin gerçeğe yakın bilgisayar modellerini geliştiren uzmanlar, robot arıların da çok yakın bir gelecekte görme ve koku alma yeteneğine sahip olacağını belirtiyor. Yapay beyne ve zekâya sahip binlerce robot arının, gerçek arı kovanındaki arılar gibi işbirliği içinde araziye çıkıp göz ve anten yerine geçen yapay algılayıcılar yardımıyla hedef bitkileri bulup çiçekler arasında polen taşıyarak tozlaşma olayını gerçekleştirebilmesi için yapılan çalışmalar hızla devam ediyor. Yapay beyin oluşturacak şekilde geliştirilen donanım ve yazılım sayesinde, robot arıların uçuş kontrol yeteneğine, diğer robot arıları ve başka cisimleri hissetme ve tanıma, ayrıca otomatik karar alma mekanizmalarına sahip olacağı belirtiliyor.

Robot Arıların Geleceği

Robot arıların en önemli görevi, tarımsal alanlarda çiçekler arasında polen taşıyarak bitkileri tozlaştırmak. Fakat bu uçan minik robotlar için başka görevler de düşünülüyor. Sürüler halinde uçan robotlar arama ve kurtarma çalışmalarında, askeri gözetlemede, çevre kirliliğini ve hava olaylarını izlemede, özellikle zehirli ve tehlikeli kimyasal sızıntıları belirlemede, yerüstü haritalama, trafik izleme ve her türlü görüntüleme projesinde kullanılabilecek.

Robot arıların pratikte kanat çırpıp saatlerce uçabildiğini ve tozlaştırmaları gereken bitkilerin çiçeklerini de arazide kolayca, vakit kaybetmeden bulabilecek şekilde programlandıklarını düşünelim. Yapay kovandan havalandılar, yapay zekâları, yön bulma teknolojisi ve optik algılayıcıları yardımıyla hedef çiçeğe yönlendirildiler. Poleni çiçekten topladılar ve arazide aynı çeşitteki bir başka çiçeğe konarak topladıkları poleni o çiçeğin üzerine bıraktılar. Görevleri sona erdiğinde de tekrar kovanlarına geri döndüler. Bu arada, bu mekanik arıların ufak bir çiçeğin taç yapraklarının içine rahatlıkla girebilecek kadar küçük olması gerekiyor ki polenleri hedef organa bırakabilsinler. Tüm bu işleri yapabilmek için robot arıların kendi kendilerine “düşünmesi” ve “karar vermesi” gerekiyor. Çünkü gerçek bir balarısı kolonisinin doğası gereği, her bir arı kendilerine ne yapmaları gerektiğini söyleyen bir lidere ya da merkezi kontrol sistemine gerek olmadan, içgüdüsel ve genetik bir şekilde kovandaki ya da kovan dışındaki görevlerini aksatmadan, seri bir şekilde yerine getirir. Eğer kovanda fazladan polene ve bala ihtiyaç varsa işçi arılar hasat için havalanır, kovanın bakımı ve temizliğinin yapılması gerekiyorsa arılar evde kalır. Daha acil durumlarda mesela kraliçe arı beklenmedik bir zamanda ölürse, arılar hemen değişen duruma ayak uydurarak yeni bir kraliçe arının yetişmesine ortam hazırlar. Yüzlerce hatta binlerce arıdan oluşan koloni tüm bu görev dağılımını hiç vakit kaybetmeden ve hiçbir iletişim bozukluğu yaşamadan yerine getirir. Tüm bunları göz önüne alırsak, robot arı uzmanlarını gerçekten uzun ve zor bir süreç bekliyor. Araştırmacılar önümüzdeki birkaç yıl içinde robot arıların kontrollü laboratuvar koşullarında rahatça uçabileceğini, yaklaşık 10 yıl içinde de tarım arazilerinde yaygın bir şekilde kullanılabileceğini öngörüyor. Eğer proje amacına ulaşır, hele bir de robot arılara bir çeşit arı kostümü giydirilebilirse, bal yapamamaları dışında, pratikte gerçek balarılarından farkları olmayacak gibi görünüyor!

 

Kaynaklar:

  • http://robobees.seas.harvard.edu/
  • http://phys.org/news/2013-05-robobees-robotic-insects-flight-video.html
  • http://www.scientificamerican.com/article.cfm?id=robobee-project-building-flying-robots-insect-size
Konu
Robot Teknolojisi

paylaş

En Çok Okunan Makaleler

Chandra, Yeni Tip Kozmik Nesneden Gelen Düzenli Sinyaller Tespit Etti

Haberler • 30-05-2025

Lise Öğrencileri İçin 2025 Yılı TÜBİTAK Bilim Kamplarına Katılım Başvuruları Başladı!

Duyurular • 02-01-2025

Bilim Genç’e İçerik Hazırlamak İster misiniz?

Duyurular • 12-05-2025

Pestisit Nedir? Pestisitler Zararlı mıdır?

Haberler • 30-04-2025

Kozmik Gezegen Otopsisi: Yıldızına Yaklaşarak Atmosferine Dalan Gezegen

Gökbilim • 29-04-2025

Bilim Genç Kafede Bilim Etkinliği: “Antarktika Hikâyeleri”

Duyurular • 24-04-2025

Gökyüzünde Gezegen Şöleni

Haberler • 25-01-2025

Keçilerin Göz Bebekleri Neden Dikdörtgen Şeklindedir?

Soru - Cevap • 15-02-2025

Astronot Suni Williams Uzay Yürüyüşünde Rekor Kırdı

Haberler • 31-01-2025

Meşhur Matematik Problemi: ‘‘Taşınan Kanepe Problemi’’ Çözüldü

Haberler • 30-01-2025

Bilim Genç Logo
Tekrardan Hoşgeldiniz!

Bilim Genç’in kozmik derinliklerinde yolculuğa başlamak için giriş yapın.

Bir hesabınız yok mu? Üye olun

Sayfayı Paylaş
Twitter'da paylaş telegram'da paylaş Whatsapp'da paylaş facebook'da paylaş
Bağlantıyı kopyala
baylaş