Yalnızlık Salgını
Hiç kendinizi yalnız hissettiğiniz bir an veya bir dönem oldu mu? Çevrenizde yalnız olduğunu düşündüğünüz insanlar var mı? Bir insan neden kendini yalnız hisseder ve bu durumdan nasıl kurtulur? Peki, yalnız olmayı seven insanlar da var mıdır?
Tunatura / iStock
Günümüzde yalnızlık, her zamankinden daha yaygın bir olgu hâline geldi. Bu durumdan hem hoşnut olanlar hem de olmayanlar var. Peki, yalnızlık sizin hayatınızın merkezinde mi yr alıyor, yoksa kendini zaman zaman mı hissettiriyor?
Yale Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Danışmanlık Biriminde Ruh Sağlığı Danışmanlığı şefi Dr. Paul Hoffman’a göre yalnızlık tek başına olmakla aynı şey değildir. Yalnızlık, bir kişinin sosyal etkileşim arzuladığı ancak buna erişemediği zaman yaşadığı zihinsel ve duygusal rahatsızlıktır. İnsanlar tek başına olabilir ancak yalnızlık hissetmeyebilir ya da tam tersine kalabalıkların içinde bile yalnızlık hissedebilir.
Güncel araştırmalar sosyal izolasyon ile yalnızlığı birbirinden ayırıyor. Sosyal izolasyon, diğer insanlarla günlük etkileşim eksikliğini ifade ederken yalnızlık kişinin sevgi ve aidiyet ihtiyacının karşılanmadığına dair yaşadığı psikolojik bir durumu anlatıyor.
Bu ifadelerden yola çıkarak yalnızlığın çevremizdeki kişi sayısıyla veya sosyal ortamla doğrudan ilgili olmadığını ruhun bir ihtiyacının karşılanmaması sonucu ortaya çıkan bir duygu olduğunu söyleyebiliriz. Yalnızlığın toplumda hızla yaygınlaşması adeta bir salgına dönüşmesi, yalnızlık salgını olarak adlandırılan bir kavramın ortaya çıkması aslında bu duyguyu birçok insanın yaşadığının bir kanıtı. Aynı zamanda birçok üniversite yalnızlık duygusunu inceleyen akademik araştırmalar yürütüyor ve bu durumun özellikle öğrenciler arasında yaygınlaştığını ortaya koyuyor.
Dünya Sağlık Örgütünün tahminlerine göre ergenlerin %5’i ila %15’i yalnızlık yaşıyor. Yalnızlık, yeni bir yere taşınmaktan bir grup insan tarafından kabul edilmemeye kadar çok sayıda bireysel senaryo ve deneyimden kaynaklanabilir. Psikiyatrist Dr. David H. Klemanski’ye göre kronik yalnızlığın modern toplumlarda yaygınlaşmasında iki yönlü bir etki söz konusu.
Bunlardan biri teknoloji. Teknolojinin insanları birbirine bağladığı bir dünyada yalnızlığın artması ilk bakışta çelişkili görünüyor. Fakat teknoloji, derin bağlantılar oluşturmamızı engelliyor ve yüzeysel bağlantıları güçlendiriyor. İkinci etken ise toplumun artık derin sosyal ilişkiler kurmak yerine performans, maddi kazanç ve kariyer başarısı odaklı bir yaşam tarzını benimsemesi.
Peki yalnızlığın çözümü nedir? Kaynaklar, yalnızlığın bazen kişiselleştirilmiş bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini vurguluyor. İnsanlarla bir araya gelmeyi sağlayan ortamlarda bulunmak yeni insanlarla tanışmak, doğada zaman geçirmek ya da sizi mutlu eden insanlarla bir arada olmak sizi rahatlatabilir. Ayrıca sizi mutlu eden, yapmaktan keyif aldığınız bir hobi ile ilgilenebilirsiniz.
Santa Barbara’daki California Üniversitesi İletişim Bölümünden Prof. Dr. Andy Merolla’ya göre, öğrenciler yalnızlık çeken arkadaşlarını fark ederek onlara yardımcı olmaya çalışabilirler. Bazı öğrenciler yemekhanelerde sürekli tek başına yemek yer, bazıları ise odalarından çıkmadan sosyal etkileşimden uzak bir yaşam sürer. Bazen de sınıftaki diğer hiç kimseyle iletişim kurmaz.
Bu gibi durumlarda diğer öğrenciler sosyal etkileşimden uzak kalmayı tercih eden kişiye kendilerini tanıtarak sohbet başlatabilir ve hatta onu arkadaş grubuna katılmaya davet edebilir. Bu tür küçük adımlar hem samimi bir iletişim başlatmak hem de yeni sosyal ortamlar yaratmak için önemli bir fırsat sunar.
Kaynaklar:
https://yaledailynews.com/blog/2024/09/29/how-theloneliness-epidemic-is-impacting-yale-students/
Yazar hakkında:
Çağla Şahin
Sema Yazar Anadolu Lisesi