Türkiye’nin Altın Çakalını Ne Kadar Tanıyorsunuz?
Altın rengiyle bilinen altın çakal ile tanışın!
Köpekgiller ailesinde yer alan altın çakallar (Canis aureus) dünya genelinde Yunanistan, İtalya, Bulgaristan, Ukrayna, Sırbistan, Azerbaycan, Hindistan, Suudi Arabistan, Afganistan, Pakistan, Suriye, Irak ve daha birçok ülkede bulunur. Türkiye’de ise tüm kıyı kesimlerde, sık çalılıkların olduğu alanlarda, deniz seviyesinden 1500 metre yükseklikteki vadilerde ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin alçak kesimlerinde görülürler. Yarı çöl ve kayalık alanlarda da yaşayabilirler. Ormanlarda bulunmazlar.
Bayağı çakal olarak da bilinen altın çakalların vücut uzunlukları genellikle 80-95 cm arasında olur. Kuyruk uzunlukları 20-30 cm arasında değişir. Kütleleri 8-10 kg arasındadır. Renkleri genellikle altın sarısıdır fakat yaşadıkları alanın özelliklerine göre değişim gösterebilir. Örneğin dağlık alanlarda yaşayan çakalların renkleri çoğunlukla griyken, Doğu Afrika’da yaşayanlarınki mevsimin nemli olduğu zamanlarda sarımsı kahverengi, kurak olduğu zamanlarda ise altın sarısı olur.
Altın çakallar gececi hayvanlardır yani havanın karardığı vakitlerde ava çıkarlar. Gündüzleri ise çalılıkların arasına gizlenerek kendilerini avcılardan korurlar. Hem etçil hem otçuldurlar. Besinlerini çoğunlukla küçük kemirgenler, sürüngenler, kurbağalar, balıklar, böcekler ve meyveler oluşturur. Diğer hayvanların avladıklarından arta kalan leşlerle de beslenebilirler.
Altın çakalların hafif vücut yapıları, güçlü ve ince bacakları çok uzun mesafelere çok kısa sürede ulaşabilmelerini sağlar. Altın çakallar tek eşlidir. Genellikle eşleriyle beraber çiftler ya da sürüler hâlinde yaşarlar. Sürülerinde diğer çakal türlerinde olduğu gibi yardımcı yetişkin çakallar bulunur. Yetişkin çakallar ailenin yanında kalarak yavruların bakımına yardımcı olur. Yağmur sezonlarında doğum yapan altın çakallar tek seferde yedi yavru doğurabilirler.
Altın çakalların Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından hazırlanan Kırmızı Liste’nin “Düşük Riskli” kategorisinde yer alması, tehdit altında olmadıklarını ve doğadaki nüfuslarının yüksek olduğunu gösterse de bazı ülkelerde şehirleşmenin artması ve çevreye zarar veren hayvan olarak görülmeleri nedeniyle avlanmaları sayılarının azalmasına yol açıyor.
Kaynaklar: