Cildimiz Yaşlandıkça Neden Kırışır?
Cildimiz yaşlanmanın etkilerinin en belirgin fark edildiği organımız. Ciltteki kırışıklıkların temel sebebi yaşlanma olsa da başka etkenler de bu duruma yol açabiliyor.
Cildin en üst tabakası olan epidermisin yapısında keratin miktarı yüksektir. Keratin cilde mekanik direnç kazandıran bileşendir. Epidermisin altındaki dermis tabakası ise daha kalındır ve yapısında sinirler, kan damarları, cildin sıkı ve gergin olmasını sağlayan kolajen ve cilde esneklik kazandıran elastin proteinleri bulunur. Bu proteinlerin üretimi yaşlandıkça azalır. Örneğin yirmi yaşından sonra dermis tabakasındaki kolajen üretimi her yıl yaklaşık %1 oranında düşer. Bunun yanı sıra yaşlandıkça ipliksi yapıdaki bu proteinler kalınlaşmaya ve yumak şeklinde bir yapı oluşturmaya başlar. Elastin ve kolajen proteinlerinin kimyasal yapısındaki bu değişimler cildin esnekliğini kaybetmesine ve kolayca deforme olmasına, dolayısıyla kırışıklıkların ortaya çıkmasına neden olur.
Ayrıca yaşlandıkça ciltteki ölü hücrelerin dökülerek ciltten uzaklaşma süreci yavaşlar. Ölü hücrelerin ciltte birikmesi ve zamanla kalınlaşması kırışıklığa neden olan etkenlerdendir. Cildin gerginliğini kaybetmesine neden olan süreçlerden biri de ciltteki yağ hücrelerinin zamanla küçülmesi ve cilt altındaki yağ tabakasının incelmesidir.
Morötesi dalga boyundaki yüksek enerjili ışınlara maruz kalmak doğal yaşlanma sürecini ve kırışık oluşumunu hızlandıran en önemli etkendir. Dalga boyu 280-315 nanometre aralığındaki morötesi ışınlar (UVB) cildin epidermis tabakasını etkiler ve hücrelerde DNA hasarına yol açabilir. Dalga boyu 315 nanometreden büyük olan morötesi ışınlar (UVA) ise derinin dermis tabakasına nüfuz edebilir. UVA ışınlar bu tabakadaki kolajen proteinlerine hasar verir. Bu durum cildin sertleşmesine ve kırışık oluşumuna neden olur.