Hızlı Düşünmek, Pratik Zekâmızın Etkisi mi yoksa Alışkanlıklarımızın Bir Sonucu mu?
Her boş vaktinizde telefonunuzu alıp aynı uygulamalara mı tıklıyorsunuz? Peki bunu gerçekten farkında olarak mı yoksa otomatik bir şekilde mi yapıyorsunuz?

ArtHead-/iStockphoto.com
Kalp atışının, sindirimin, nefes almanın vücudumuzun “otomatik” işlevleri olduğunu biliyoruz. Ancak istemsiz gerçekleşen bu tür hayati faaliyetler dışında otomatikleşen bazı davranışlarımız da var. Örneğin her boş vaktimizde elimize telefonumuzu alıp aynı uygulamaya tıklamak, sürekli yaptığımız için otomatikleşen davranışlarımız arasında. Peki bu otomatikleşme durumu beyni nasıl etkiliyor?
Stanford Üniversitesinde, sinir bilim alanında çalışmalar yapan Dr. David Eagleman, sürekli tekrarlanıp otomatikleşen davranışlar ile beyin arasında nasıl bir ilişki olduğunu merak etti. Bunun için 2016 yılında ilginç bir deney gerçekleştirdi. Kendisi ve 10 yaşındaki Austin Naber’ın yer aldığı bu deney, birkaç plastik bardağın üst üste dizilmesi oyunuydu. Dr. David Eagleman’ın bu deneyi Austin Naber ile yapmasının nedeni, Naber’ın bu oyunda dünya rekoruna sahip olmasıydı.
Judyjump/iStockphoto.com
Deneyde, beyin aktivitelerini izlemek için Dr. Eagleman ve rakibi Naber’ın kafasına çok sayıda elektrot bağlandı. Naber, oyunda bardakları çok hızlı bir şekilde yerleştirdi. Bardak dizmedeki hızına rağmen Naber’ın beyninde oyun sırasında çok az aktivite görüldü. Çünkü Naber, bu hızı kazanmak için her gün saatlerce pratik yaparak bardak dizme işini sıradanlaştırmıştı. Dolayısıyla Naber’ın bu işe çok odaklanması gerekmedi. Oyun sırasında Dr. Eagleman’ın beyni ise tamamen elektrik sinyalleriyle doluydu. Çünkü o, bu oyunu oynarken yaptığı her şeyi düşünerek ve bilinçli bir şekilde yapmıştı. Dr. Eagleman, oyunda daha çok “kafa yorduğundan” beyni daha çok enerji harcamıştı.
Bu deney şunu gösteriyor: Günlük hayatımızda beynimizin aktif olduğu durumlar sınırlıdır. Hatta birçok farklı işi bilincimiz devrede olmadan gerçekleştiririz. Örneğin araba kullanmayı yeni öğrenen birisi yanındaki kişi ile sohbet edemeyebilirken araba kullanmayı uzun süre önce öğrenip sürekli deneyimlemiş biri, yanındaki kişi ile daha rahat konuşabilir ve acemi şoförlere kıyasla dış uyaranlara daha kolay tepki verebilir. Çünkü bu tür görevlerde eylemin kontrolü, bilinçli süreçlerden otomatikleşmiş mekanizmalara devredilir.
Bilinçli, analize dayalı düşünme süreçleri beyinde daha fazla kaynak kullanımı gerektirir ve genellikle daha yavaş işler. Olaylara ve görevlere dikkatlice ve analitik yaklaşan bireylerin kararlarını daha temkinli almalarının bir nedeni bu olabilir. Öte yandan tekrarlanan alışkanlıklara dayalı otomatik düşünme biçimleri daha az zihinsel çaba gerektirdiğinden hızlı tepki vermeyi kolaylaştırır. Bu durum özellikle sık sosyal medya kullanımında kişilerin düşünmeden, otomatikleşmiş davranışlar sergilemelerine yol açabilir. Dolayısıyla telefonu elimize aldığımız her seferde “Düşünüyor muyum yoksa kaydırıyor muyum?” sorusunu kendimize sorabiliriz. Bu yönüyle 2016’da gerçekleştirilen bu deney, bugün hâlâ dikkate almamız gereken önemli ipuçları sunuyor.
O hâlde bildiğimizi sandığımız şeyleri yeniden düşünmenin zamanı da gelmiş olabilir.
Kaynak:
- https://www.tpt.org/the-brain-with-david-eagleman/video/brain-david-eagleman-episode-3-clip-2/ (Mayıs 2025)
Yazar Hakkında
Prof. Dr. Süleyman İNAN
Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilimler Eğitimi