Türk Dünyası Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi
Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mehmet Topal’la merkezin kuruluş süreci ve açıldıktan sonraki etkileri hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik.
Ülkemizde bilim ve sanat merkezleri konusunda son zamanlarda önemli gelişmeler yaşanıyor. Hem TÜBİTAK’ın hem de yerel yönetimlerin destekleriyle kurulan bilim merkezlerinin sayısı hızla artıyor. Bilim merkezleri; bilim ve teknolojiye karşı merakı uyandıran, keşfetmeye, öğrenmeye davet eden, okul dışı bir ortamda halkla bilimi buluşturan yerlerdir. Bu merkezlerin yanı sıra bilim tarihine ve sanata olan ilgiliyi artırmak, farkındalık oluşturmak için kurulan merkezler de var. İşte bunlardan biri de Eskişehir’de Nisan 2017’de açılan Türk Dünyası Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi. Bu merkez ile bilim tarihi konusunda önemli bir boşluk dolmuş oldu. Biz de merkezi ziyaret ettik ve Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mehmet Topal’la merkezin kuruluş süreci ve açıldıktan sonraki etkileri hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik.
TÜBİTAK Bilim Genç: Anadolu Üniversitesi Türk Dünyası Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi’nin kuruluş sürecinin nasıl başladığını anlatabilir misiniz?
Doç. Dr. Mehmet Topal: Kafkasya, Kırım ve Rumeli gibi Türk coğrafyalarından göç alan Eskişehir, tarihsel geçmişi ve kültürel zenginliği dikkate alınarak 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti seçildi. Merkez, bu süreçte kurulan Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı Kalıcı Eserler Projesi kapsamında yapıldı. Ajans, kanuni süresini tamamlayınca projelerin devam etmesi için Türk Dünyası Vakfı’na dönüştürüldü. Türk Dünyası Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi vakıf tarafından üniversitemize (Anadolu Üniversitesi) 2017 yılında devredildi. 14 Nisan 2017’de 40 civarında rehber öğrenci ve 60 personelimizle halkın ziyaretine açıldı.
TÜBİTAK Bilim Genç: Merkezin mimarisi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Doç. Dr. Mehmet Topal: Mimar Serkan Bilgücü tarafından çizimleri yapılan ve Türk dünyası motiflerinden ilham alınarak özgün bir projeye dönüşen merkez, 15.000 m2 kapalı alandan oluşuyor. 5000 m2 alana sahip üst kattaki Bilim Tarihi Müzesi dört bölümden oluşuyor: Selçuklu Eyvan Tarzı Medreselerden oluşan birim, Anadolu Taş Mimarisi birimi, Klasik Dönem Osmanlı Medreseleri birimi ve Sivil Mimari birimi. Selçuklu biriminin taşları Nevşehir’den; Harran, Mardin, Bağdat gibi yerleri temsil eden alanın taşları ve ustaları ise Şanlıurfa’dan geldi. Sanat tarihçisi Mehmet Koçer ve inşaat mühendisi Yılmaz Arslan bu birimlerin inşasında görev aldılar.
TÜBİTAK Bilim Genç: Bilim Tarihi Müzesi’nde neler yer alıyor?
Doç. Dr. Mehmet Topal: Bilim Tarihi Müzesi’nde Türk-İslam dünyasının pozitif bilimlerde öne çıkan şahsiyetlerinden 40 bilim insanının bilgilendirme panoları ve silikon heykelleri yer alıyor. Her heykelin yanında video ve animasyon destekli tanıtım filmleri de gösteriliyor. Heykeller Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mutluhan Taş ve ekibince yapıldı, kıyafetler ise İstanbul Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü tarafından tasarlandı.
TÜBİTAK Bilim Genç: Bunların dışında?
Doç. Dr. Mehmet Topal: Üst katta ayrıca 300 kişi kapasiteli, çok amaçlı amfi ile 2000 m2’yi bulan sergi ve fuaye alanı var.
Alt katta (10.000 m2) Türk Dünyası Devlet Adamları Rölyefleri (Heykeltıraş Uğur Özşengül) ve Kurtuluş Savaşı Panoraması bulunuyor. Alt katın en gözde birimi Musiki Tarihi Salonu’dur. Doç. Dr. Oruç Güvenç ve Feridun Obul tarafından hazırlanan bu bölümde Türk-İslam dünyasında kullanıldığı bilinen 400 enstrümandan 216’sı sergileniyor. Kayıtları Doç. Dr. Güvenç tarafından yapılan enstrümanların sesi sergi dolaplarının önüne yerleştirilen dijital bir aygıt sayesinde dinlenebiliyor. Salonun arka kısmında Enstrüman Tecrübe Odası bulunuyor ve bu kısımda bulunan müzik aletleri denenebiliyor.
Bilgi Dünyası Salonu da alt katta yer alıyor. Burada Türk Dünyası İhtisas Kitaplığı ve yazar İbrahim Çelik (Hüseyin Su) tarafından hediye edilen kitap koleksiyonu ile dijital kütüphane ve Okur-Yazar Buluşma Salonu bulunuyor.
Yine merkezin alt kat birimlerinden olan Bilim, Kültür ve Sanat Okulu’nda üç laboratuvar, dokuz sınıf, sinema salonu ve sosyal alanlar bulunuyor. Merkezin en dinamik ve öğretici birimlerinden olan bu bölümde Matematik Noktası, Çocukların Matematik Atölyesi, Çocuk Üniversitesi, Astronomi Birimi, Matematik Müzesi ve Geleneksel Türk Sanatları Atölyeleri (Cam ve Seramik) kısım kısım hizmete açılıyor. Örneğin yakın zamanda astronomi birimimizde, Anadolu Üniversitesi’nin Borabey Göleti yanındaki rasathanesinden canlı teleskop görüntüleri merkezimize aktarılarak ziyaretçiler tarafından takibi yapılabilecek. Alt katın son kısmında Türk dünyası mutfak sunumlarının yapılacağı bölüm, ibadet, revir, çocuk bakımı ve hediyelik eşya mekanları yer alıyor.
TÜBİTAK Bilim Genç: Bu merkezin kuruluş amacı nedir?
Doç. Dr. Mehmet Topal: Merkezimiz, Türk devlet ve topluluklarının gönül birlikteliğini ve kardeşliğini güçlendirmek, ortak Türk kültürünü gelecek nesillere aktarmak ve dünyaya tanıtmak için kuruldu. Bilim, dünyanın ortak mirasıdır ve kimsenin tekelinde değildir. Bu bağlamda Türk-İslam dünyasının yetiştirdiği seçkin bilim insanlarını yeni kuşaklara tanıtmayı ve bilim insanlarımızın ürettiği değerleri gelecek nesillere aktarmayı hedefliyoruz. Bu vesile ile yaşadığımız coğrafyaları bilim mirasının oluşmasında adeta yok sayan Batı kaynaklı düşüncelerin doğru olmadığını somut örneklerle göstermeyi amaçlıyoruz. Kültürümüzün ulusal ve uluslararası düzeyde benimsenmesi için merkezdeki birimler ve sabit materyal dışında sergi, konser, sempozyum, konferans, seminer gibi etkinliklerin düzenlenmesinin yanı sıra matematik, astronomi ve geleneksel sanatlarımızın öğretilmesi gibi faaliyetlerle bu doğrultuda çalışmalar yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz.