Yeraltındaki “Dağlar”
Princeton Üniversitesi’nde çalışan bir grup araştırmacının yaptığı çalışmalar yeryüzünün 660 kilometre altındaki, yukarı manto ile aşağı mantoyu birbirinden ayıran katmanda devasa “dağlar” olduğuna işaret ediyor. Wenbo Wu, Sidao Ni ve Jessica Irving tarafından yapılan araştırmanın sonuçları Science’ta yayımlandı.
Not: Grafik ölçekli değildir.
Princeton Üniversitesi’nden bir grup araştırmacının yaptığı çalışmalar yeryüzünün 660 kilometre altındaki, yukarı manto ile aşağı mantoyu birbirinden ayıran katmanda devasa “dağlar” olduğuna işaret ediyor. Wenbo Wu, Sidao Ni ve Jessica Irving tarafından yapılan araştırmanın sonuçları Science’ta yayımlandı.
Yerküre üç ana katmandan oluşur: yerkabuğu, manto ve çekirdek. Ancak yerbilimciler tarafından tespit edilmiş başka katmanlar da vardır. Örneğin yerkabuğunun yaklaşık 660 kilometre altındaki katman gibi. Özel bir adı olmayan, bilimsel yazında “660 km sınırı” olarak bahsedilen bu katman, mantoyu yukarı ve aşağı manto olarak ikiye ayırır.
Araştırmacılar 660 km sınırının topoğrafik yapısını incelemek için sismik verileri kullanmışlar. Tıpkı ışık ışınlarının bir ortamdan diğerine geçerken kırılmaya ve yansımaya uğraması gibi deprem dalgaları da bir ortamdan diğerine geçerken yansır ve kırılırlar. Dolayısıyla sismik verileri analiz ederek yerkürenin içindeki katmanlar hakkında bilgi edinmek mümkündür. Özellikle büyük depremler sırasında ortaya çıkan deprem dalgaları bu konuda çok yararlıdır. Richter ölçeğine göre büyüklüğü 7,0’nin üzerinde olan depremler sırasında yayılan dalgalar Dünya’nın çekirdeğinin içinden geçerek gezegenin diğer tarafına ulaşabilecek kadar güçlüdür.
Araştırmacıların elde ettiği sonuçlar 660 km sınırının yapısının hayli pürüzlü olduğunu gösteriyor. Tıpkı yeryüzünün bazı bölgelerinin daha düz, bazı bölgelerininse -dağlık alanlar ya da okyanus tabanlarındaki çukurlar gibi- daha engebeli olmasına benzer biçimde 660 km sınırında da hem görece daha düz hem de görece daha engebeli bölgeler var. Araştırmacılar, yaptıkları analizlerin hassas yükseklik tespitine izin vermediğini ancak bu katmandaki bazı “dağların” yeryüzündekilerden bile daha büyük olabileceğini belirtiyorlar.