İklim Değişikliğinin Sebepleri Nelerdir?
İklim değişikliği denince pek çok kişinin aklına hemen “ozon tabakasının delinmesi” geliyor. Oysa asıl sorun, atmosfere salınan insan kaynaklı sera gazlarının ortalama sıcaklıkları normalin üstüne çıkarması.

robuart/iStockphoto.com
Küresel iklim değişikliği, günümüzün en büyük çevresel sorunlarından biri. Hava durumu elbette günlük olarak değişir. Ancak iklim; sıcaklık, yağış ve rüzgâr gibi hava olaylarının uzun yıllar boyunca gösterdiği genel eğilimdir. Bilim insanlarına göre geçmişteki iklim değişiklikleri, genellikle volkanik patlamalar, güneş faaliyetleri ya da Dünya’nın yörüngesindeki doğal değişimlerle çok uzun zaman dilimlerinde gerçekleşti. Bugünse iklimdeki değişim çok daha hızlı ilerliyor ve bunun temel nedeni insan faaliyetleri. Fosil yakıt kullanımı, ormansızlaşma ve sanayi kaynaklı emisyonlar, atmosferdeki sera gazı miktarını artırıyor ve bu da iklim dengesini bozarak küresel ısınmayı hızlandırıyor.
Bu değişimle ilişkilendirilen “sera etkisi” ve “ozon tabakası” kavramları çoğu zaman birbirine karıştırılıyor. Çevre bilincinin güçlendirilmesi için bu kavram karışıklığının giderilmesi önemli. Bu iki kavramın bilimsel temellerine eğilerek yaygın yanılgıları gelin birlikte ele alalım.
Sera Etkisi Küresel Isınmanın Asıl Sebebi mi?
Sanayi Devrimi’nden bu yana enerji üretimi ve sanayi faaliyetlerinde büyük ölçüde fosil yakıtlar (kömür, petrol ve doğal gaz) kullanılıyor. Bu durum, karbondioksit (CO₂), metan (CH₄), su buharı (H₂O), ozon (O₃) ve nitröz oksit (N₂O) gibi sera gazlarının atmosferdeki yoğunluğunu arttırıyor. Bahsettiğimiz gazlar, Güneş’ten gelen kısa dalga ışınlarının yeryüzüne ulaşmasına izin verirken yerden yansıyan kızılötesi ışınların bir kısmını tutarak atmosferin ısınmasına neden olur.
Colematt/iStockphoto.com
“Sera etkisi” olarak adlandırılan bu doğal süreç, gezegenimizin yaşanabilir bir sıcaklıkta kalmasını sağlıyor. Ancak atmosfere insan faaliyetleri sonucunda salınan sera gazı miktarı artıkça doğal denge bozuluyor. Atmosfer, daha fazla ısı tutmaya başlıyor ve bu da küresel ortalama sıcaklıkların yükselmesine neden oluyor. İşte bu durum “küresel ısınma” dediğimiz olguyu oluşturuyor.
Küresel ısınmanın etkileri, sadece kutuplardaki buzulların erimesi ya da deniz seviyesinin yükselmesiyle sınırlı değil. Küresel ısınma yağış düzenlerinin değişmesi, kuraklık, orman yangınları ve tarımsal verim kaybı gibi pek çok çevresel sorunu da beraberinde getiriyor. İklim değişikliği, gıda güvenliği, su kaynakları, ekonomi ve insan sağlığı gibi alanlarda da ciddi etkiler yaratıyor. Bu nedenle karbon salımını azaltmak, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçmek ve sürdürülebilir çözümleri uygulamak her zamankinden daha önemli.
AlxeyPnferov/iStockphoto.com
Ozon Tabakası Gerçekten Deliniyor mu?
Küresel ısınma, sera etkisi, ozon tabakasının incelmesi… Bu kavramlar genellikle aynı çerçevede ele alınıyor. Özellikle “ozon tabakasının delinmesi” ile “küresel ısınma” arasındaki ilişki sıkça yanlış anlaşılıyor. Birçok kişi iki kavram arasında “Ozon tabakası delindiği için Güneş ışınları doğrudan Dünya’ya geliyor ve bu da Dünya’yı ısıtıyor.” şeklinde bir bağlantı kuruyor. Bazı insanlar ise ozon tabakasındaki hasarı sera etkisinin artışıyla ilişkilendiriyor. Oysa bu iki olayın hem nedenleri hem sonuçları birbirinden çok farklı.
Ozon tabakası, atmosferin stratosfer katmanında yani yer yüzünden yaklaşık 10-50 kilometre yüksekliktedir. Bu tabaka, zararlı ultraviyole (UV-B ve UV-C) ışınlarını soğurarak canlı yaşamını koruyan doğal bir filtre görevi görür. “Ozon deliği” olarak adlandırılan durum ise aslında bu tabakanın mevsimsel olarak incelmesi ve bazı bölgelerde yoğunluğunun kritik seviyenin altına düşmesi. En belirgin örneği, ilk olarak 1980’li yıllarda Antarktika üzerinde gözlemlenen, kloroflorokarbonlar (CFC’ler) ve benzeri gazların yol açtığı mevsimsel ozon tabakası incelmesi.
Dimitrios Karamitros/iStockphoto.com
Bu kimyasallar, atmosferin üst katmanlarına ulaştığında Güneş ışığıyla tepkimeye giriyor ve serbest kalan klor (Cl) ve brom (Br) gibi atomlar ozon (O₃) moleküllerini parçalıyor. Bu da ozon tabakasının incelmesine neden oluyor. Ancak buradaki önemli nokta şu: Ozon tabakasının incelmesi küresel ısınmaya neden olmuyor. Ozon kaybı atmosferin üst katmanlarında ışınım dengesini etkilerken sera gazlarının birikmesi, alt atmosferde ısının tutulmasına neden oluyor. Yani “Ozon deliğinden giren Güneş ışınları içeride hapsoluyor.” gibi bir durum söz konusu değil.
Bu kavram yanılgısını düzeltmek, çevre sorunlarının doğru anlaşılması için çok önemli. Üstelik küresel ısınmaya neden olmasa da ozon tabakasının incelmesi ciddi sağlık ve ekosistem sorunlarına yol açabiliyor. Bunlardan bazıları cilt kanseri, katarakt ve bağışıklık sorunları ile deniz yaşamı ya da bitki örtüsündeki bozulmalardır.
Neyse ki 1987’de yürürlüğe giren Montreal Protokolü ile CFC kullanımı büyük ölçüde sınırlandırıldı. Bilimsel veriler, atmosferdeki CFC oranlarının azaldığını ve ozon tabakasının kendini yavaş da olsa onarmaya başladığını gösteriyor. Bu da küresel ölçekte iş birliğinin çevresel sorunlara karşı ne kadar etkili olabileceğinin somut bir kanıtı.
Bireysel Olarak Neler Yapabiliriz?
İklim değişikliği ve ozon tabakasının incelmesi gibi çevre sorunları sadece devletlerin ya da bilim insanlarının çabalarıyla ortadan kalkamaz. Bireyler olarak bizler de yaşam tarzımızda yapacağımız küçük değişikliklerle büyük farklar yaratabiliriz. Üstelik bu adımlar, uzun vadede çevresel farkındalığımızı artırırken daha sürdürülebilir bir gelecek için de zemin hazırlar.
Enerji tüketiminde tasarruflu olmak ve fosil yakıtlara olan bağımlılığı en aza indirmek önemli adımlardan biri. Gereksiz elektrik kullanımından kaçınmak, enerji verimli ampuller kullanmak ve mümkün olduğunca yenilenebilir kaynaklara yönelmek önemli sonuçlar doğurabilir. Ulaşımda toplu taşımayı, bisikleti ya da yürümeyi tercih etmek hem sera gazı salımını azaltır hem de şehirlerdeki hava kalitesini artırır.
Tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmek de büyük bir fark meydana getirebilir. Plastiklerin ve petrol bazlı ambalajların kullanımını azaltmak, geri dönüşüme uygun ve tekrar kullanılabilir ürünleri tercih etmek ozon tabakasına zarar veren kimyasalların dolaylı kullanımını azaltır. Ayrıca sprey ürünleri satın alırken CFC içermeyen alternatifleri tercih etmek de ozon tabakasının korunmasına doğrudan katkı sağlar.
Diğer bir yandan, beslenme tercihlerimiz de iklim değişikliğini etkiliyor. Et ve süt ürünlerinin üretimi yüksek miktarda metan gazı salımına neden olduğundan haftada birkaç gün bitki bazlı beslenmeyi tercih etmek bile karbon ayak izimizi düşürebilir. Ayrıca gıda israfını azaltmak, sadece yemeği değil, o yemeğin üretimi için harcanan suyu, enerjiyi ve emeği korumak anlamına gelir.
Son olarak, bilinçlenmek ve çevremizi bilinçlendirmek de en etkili adımlardan biri. Güncel bilimsel bilgileri takip etmek, çevreyle ilgili etkinliklere katılmak ya da başkalarına bu konuda bilgi aktarmak, toplumsal çevre bilincini artırarak daha büyük değişimlerin önünü açabilir.
Unutmayalım ki küresel sorunların çözümü bireysel adımlarla başlar. Bugün yapacağımız küçük değişiklikler, yarının gezegenine büyük katkılar sunabilir.
Kaynaklar:
- EPA. (2022). Overview of greenhouse gases. U.S. Environmental Protection Agency. https://www.epa.gov/ghgemissions/overview-greenhouse-gases
- EPA. (2023). Ozone Layer Protection. U.S. Environmental Protection Agency. https://www.epa.gov/ozone-layer-protection
- EPA. (2023). What You Can Do About Climate Change. U.S. Environmental Protection Agency. https://www.epa.gov/climate-change/what-you-can-do
- European Environment Agency (EEA). (2021). Ozone-depleting substances. https://www.eea.europa.eu
- European Environment Agency (EEA). (2021). Individual action on climate change. https://www.eea.europa.eu/en/indicators/individual-action-on-climate-change
- IPCC. (2021). Climate Change 2021: The Physical Science Basis. Contribution of Working Group I to the Sixth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change. Cambridge University Press. https://www.ipcc.ch/report/ar6/wg1/
- IPCC. (2022). Sixth Assessment Report: Summary for Policymakers. Intergovernmental Panel on Climate Change. https://www.ipcc.ch/report/ar6/syr/
- Gürbüz, E. (2024). Middle school students' misconceptions and attitudes toward climate change [Master’s thesis, Middle East Technical University].
- NASA. (2023). The greenhouse effect. NASA Climate Kids. https://climatekids.nasa.gov/greenhouse-effect/
- NASA. (2023). Climate Change: What Can We Do? https://climate.nasa.gov/solutions/what-can-we-do/
- NASA Ozone Watch. (2023). What is the ozone hole? NASA. https://ozonewatch.gsfc.nasa.gov
- UNEP. (2022). Montreal Protocol on Substances that Deplete the Ozone Layer. United Nations Environment Programme. https://www.unep.org/ozonaction/who-we-are/about-montreal-protocol
- UNEP. (2023). Climate change. United Nations Environment Programme. https://www.unep.org/explore-topics/climate-action
- UNEP. (2023). Act for Nature: 10 Things You Can Do to Help. United Nations Environment Programme. https://www.unep.org/resources/act-nature-10-things-you-can-do-help
- UNDP. (2022). Human Development Report 2022: Uncertain Times, Unsettled Lives – Shaping Our Future in a Transforming World. United Nations Development Programme. https://hdr.undp.org
- WMO. (2022). Scientific Assessment of Ozone Depletion: 2022. World Meteorological Organization. https://public.wmo.int/en/resources/library
Yazar Hakkında:
Elif Gürbüz Poyraz
ODTÜ Fen Bilgisi Eğitimi Doktora Öğrencisi