Gezegenimizin sıcaklığı giderek artıyor ve bu sadece hava durumu bültenlerinde gördüğümüz birkaç derecelik artışlardan ibaret değil. Son yıllarda tanık olduğumuz sıcak hava dalgaları, kuraklıklar, aşırı iklim olayları ve dahası… Peki, bunlara ne sebep oluyor?

İklim değişikliği denince pek çok kişinin aklına hemen “ozon tabakasının delinmesi” geliyor. Oysa asıl sorun, atmosfere salınan insan kaynaklı sera gazlarının ortalama sıcaklıkları normalin üstüne çıkarması.

Yer bilimlerinin prestijli dergilerinden Geology’de yayımlanan yeni bir çalışmaya göre iklim değişikliği fay sistemlerini etkileyebiliyor.

Günümüzde, küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin artmasıyla birlikte küresel ısınmayı azaltmaya yönelik yeni teknolojik çözüm yollarına olan gereksinim artarken önerilen çözümlerin bazıları çeşitli riskler barındırıyor.

Son zamanlarda yaşanan sıcaklık rekorlarının ardındaki en önemli faktörlerden biri olan El Niño etkisi, özellikle Pasifik Okyanusu’nun orta ve doğu kısımlarında deniz suyu sıcaklığının artması olarak tanımlanıyor. La Niña ise aynı bölgede deniz suyu sıcaklığının normalden daha düşük olması anlamına geliyor.

536 kış mevsiminin sona ermediği yıl olarak tarihe geçti. 536 yılında gerçekleşen volkanik bir patlamadan sonra açığa çıkan kül bulutları atmosferi kaplamış, Güneş kara bulutların arkasında kalmış, 18 ay boyunca gündüzleri karanlıkta geçmiş, ekinler yetişememiş, Çin’de yaz mevsiminde kar yağmıştı.