1970’ler: Sinemada Rönesans Dönemi
Sinemada Rönesans (yeniden doğuş) dönemi olarak adlandırılan 1970’li yıllarda, sinema tarihine damgasını vuran filmler vizyona girdi. Bu dönemdeki teknolojik buluşlar, görsel efekt tasarımı alanında yeni tekniklerin ve yöntemlerin geliştirilmesine imkân sağladı.

Jaws (1975) filminden bir sahne
Sinemada Rönesans (yeniden doğuş) dönemi olarak adlandırılan 1970’li yıllarda, sinema tarihine damgasını vuran filmler vizyona girdi. Bu dönemdeki teknolojik buluşlar, görsel efekt tasarımı alanında yeni tekniklerin ve yöntemlerin geliştirilmesine imkân sağladı ve bu yıllarda çekilen filmlerin başarılı olmasında ve sinemanın eski canlılığını kazanmasında önemli rol oynadı. 1970’li yıllarda üretilen filmler görsel efekt tasarımının yanı sıra seyircilerde yarattığı duygusal etki, film müzikleri ve yeni film türlerinin ortaya çıkması açısından modern film yapımının öncüleri hâline geldi. Francis Ford Coppola, George Lucas ve Steven Spielberg bu dönemde filmleriyle ilgi çeken yönetmenlerden oldu.
1970’li yılların başında, günümüzde de birçok uzun metrajlı filmde kullanılan IMAX (Image Maximum) film formatı icat edildi. Bu film formatı çok yüksek boyutta ve netlikte görüntü kapasitesine sahipti. Normal film kameralarında 35 mm film kullanılırken, IMAX’te 70 mm film kullanılabiliyordu.
IMAX kamerası
1971 yılında yönetmenliğini Robert Wise’ın yaptığı Andromeda Esrarı adlı bilim kurgu filminde ilk defa dijital ortamda oluşturulan bir görüntü kullanıldı. Bu sayede filmlerde optik efektlere dayalı özel efektlerden dijital efekt tasarımı tekniklerine doğru bir geçiş yaşandı. Aynı yıl Henri Gouraud, dijital ortamda yüzeylerin pürüzsüz bir şekilde görüntülenmesini sağlayan yüzey gösterme yöntemini (Gouraud yöntemi) geliştirdi.
Yönetmenliğini Mel Stuart’ın yaptığı Willy Wonka ve Çikolata Fabrikası (1971) filmi Roald Dahl’ın Charlie’nin Çikolata Fabrikası romanından uyarlandı. Filmde, bütün şekerleme ve çikolatalar maket olarak tasarlandı. Çikolata nehrinde yarım milyon litre su, çikolata tozu ve krema kullanıldı. Gerçek setler oluşturularak özel efekt tasarımı tekniklerinden yararlanıldı. 1972 yılında Ed Catmull Bir Bilgisayar Animasyonlu El isimli çalışmasıyla ilk defa dijital ortamda bir eli modelledi ve hareketlendirdi.
Willy Wonka ve Çikolata Fabrikası (1971) filminden bir sahne
Francis Ford Coppola’nın yönetmenliğini yaptığı Baba (1972) filmi, 1940 dönemini çağrıştıran yapısı ve uzun süresiyle dikkat çekti ve tüm zamanların en iyi filmleri arasında yerini aldı. 1973 yılında ilk defa iki boyutlu bilgisayar grafiği görüntüsü dijital ortamda işlenerek uzun metrajlı bir filmde (yönetmenliğini Michael Crichton’un yaptığı Batı Dünyası filminde) kullanıldı. Gençlik Yılları (1973) adlı ilk uzun metrajlı filmini çeken George Lucas, gençlik yıllarını yaşadığı Kaliforniya’daki hayatını vizyona taşıdı. 1974 yılında Ed Catmull dijital ortamda çokgen yüzeylere doku kaplama tekniğini geliştirerek bilgisayarda gerçekçi görüntüler oluşturmanın yöntemini buldu.
Steven Spielberg’in yönetmenliğini yaptığı Jaws (1975) filmi aynı adı taşıyan Peter Benchley’in romanından uyarlanarak beyaz perdeye taşındı. Spielberg filmde kullandığı özel efektlerle canavar köpekbalığını sinemanın en korkulan karakterlerinden birisi hâline getirdi. Köpekbalığı karakterinin tamamı mekanik olarak inşa edildi. Aynı yıl Martin Newel tarafından ilk üç boyutlu model olarak bilinen ve bilgisayar grafikleri alanında hayli meşhur olan çaydanlık modeli (Utah teopot) üretildi. Yönetmenliğini Richard Heffron’un üstlendiği Geleceğin Dünyası (1976) filminde ilk defa üç boyutlu bilgisayar grafikleri kullanıldı.
Taksi Şoförü (1976) filminden bir sahne
Yönetmenliğini Martin Scorsese’nin yaptığı Taksi Şoförü (1976), başrolünde Robert De Niro ile öne çıkarken film kent yaşamındaki yabancılaşmayı, korku ve melodram film türlerinin unsurlarını birleştirerek ekranlara taşıdı. Film aynı zamanda bir karakterin iç psikolojisini etkili bir şekilde yansıtan yapımlardan biri oldu. Yönetmenliğini John G. Avildsen’in yaptığı, bir boksörün hayatını anlatan Rocky filmi 1977 yılında “En İyi Film Düzenleme”, “En İyi Yönetmen” ve “En İyi Film” dallarında üç Akademi Ödülü (Oscar Ödülü) birden kazanarak modern klasik filmler arasındaki yerini aldı.
Bu ayki yazımızda, 1970’li yıllarda sinemada görsel efekt tasarımı ve bilgisayar grafiği alanında yaşanan gelişmelere ve film yapım yöntemlerine değindik. Gelecek yazımızda 1977-1982 yılları arasında yaşanan gelişmelerin sinema endüstrisine neler getirdiğine değineceğiz.