Kutsal Kâsenin Peşinde: Ölümsüzlük İksiri
İnsanoğlu ezelden beri ölümsüzlük hayali kurmuştur. Bu hayalin yansımalarını Indiana Jones serisine ait herhangi bir filmde ya da Karayip Korsanları Gizemli Denizlerde filminde de görebilirsiniz.
İnsanoğlu ezelden beri ölümsüzlük hayali kurmuştur. Bu hayalin yansımalarını Indiana Jones serisine ait herhangi bir filmde ya da Karayip Korsanları Gizemli Denizlerde filminde de görebilirsiniz. Kutlamalara başlamak için henüz erken olsa da Los Angeles’taki Kaliforniya Üniversitesi’nde (UCLA), meyve sineği (Drosofila) genleri üzerinde araştırma yapan bilim insanları, bütün vücudun yaşlanma sürecini yavaşlatan bir gen belirledi. Araştırma Cell Reports dergisinde yayımlandı.
Meyve sineği, bütün genlerinin işlevleri bilindiği için özellikle seçildi. Araştırma esnasında sineğin yaklaşık 100 bin geni incelendi.
Bilim insanları meyve sineği üzerinde çalışırken AMPK adı verilen, hücrede enerji sensörü olarak görev yapan ve hücrenin enerji seviyesi düşükken çalışan bir geni aktifleştirdi. Meyve sineklerinin bağırsak hücrelerindeki AMPK miktarı arttırıldığında sineklerin yaklaşık 6 ila 8 hafta daha uzun ve daha sağlıklı yaşadığı (ömürlerinin yaklaşık olarak %30 uzadığı) görüldü.
UCLA’da bütünleyici biyoloji ve fizyoloji alanında çalışan David W. Walker, AMPK geni sineklerin bağırsaklarında ve sinir sistemlerinde aktifleştirildiği zaman yalnızca bu organların değil tüm vücudun yaşlanmasının yavaşladığını belirtiyor. Bu gelişme, insanların ömrünün uzatılması ve yaşla birlikte ortaya çıkan hastalıkların geciktirilebilmesi için önemli bir adım olabilir.
Walker elde edilen bulguların çok önemli olduğunu düşünüyor. Çünkü insanların ömrünün uzatılabilmesi için birçok organın yaşlanmanın yıkıcı etkisinden korunması gerekiyor. Fakat yaşlanmayı geciktiren ilaç tedavilerinin beyne ve diğer organlara tek tek uygulanması hayli zor. Çalışmayı yapan bilim insanları, AMPK’yi daha ulaşılabilir bir organ olan bağırsaklarda aktifleştirerek bu zorlukları aşmayı ve böylece beyin dâhil tüm vücuttaki yaşlanma sürecini yavaşlatmayı hedefliyor.
Araştırmada dikkat çeken diğer bir bulgu ise sadece sinir sisteminde aktifleştirilen AMPK geninin hem sinir sistemindeki hem de bağırsaklardaki otofagositozu (hücrenin yaşlanan ve yapısı bozulmuş yapılarını lizozomunu kullanarak sindirmesi) artırması. Böylece hücre, içerisindeki atıkları kendine zarar vermeye başlamadan önce sindirerek yaşlanmaya karşı kendini koruyabiliyor. Her sonbaharda ağaç yapraklarındaki hücrelerin içinde atıkların birikmesi sonucu yaprakların sararması yaşlanma sürecine örnektir.
Dr. Walker, AMPK geninin insanlarda da bulunduğunu fakat genellikle düşük seviyelerde çalıştığını söylüyor. Araştırmacılar, yaşlanmaya bağlı ortaya çıkan hastalıkları -Parkinson, Alzheimer, kanser, felç, kalp rahatsızlıkları, şeker- tek tek tedavi etmek yerine yaşlanma sürecine müdahale ederek bu hastalıkların ortaya çıkmasını geciktirmenin mümkün olabileceğini düşünüyor.
Bilim dünyası ve insanlık adına hayli umut verici bir gelişme olarak görülen bu araştırmanın meyvelerini vermesi için hâlâ uzun yıllar sürecek yoğun çalışmalara ihtiyaç var.
Kaynaklar: