Yapay Zekâ Sanatçı Olabilir mi?
Yapay zekâ ile sanat üretimi son yıllarda büyük ilgi görüyor. Oysa bu alanın kökeni 1960’lı yıllara kadar uzanıyor. Günümüzde resim, müzik, animasyon gibi sanat dallarında yapay zekâ teknolojileri aktif olarak kullanılıyor. Peki yapay zekâ yalnızca sanatçılara yardımcı bir araç mı yoksa kendi başına bir sanatçı olarak kabul edilebilir mi?
Devrimb/iStock
Alman filozof Immanuel Kant, 1790’da yayımladığı Yargı Gücünün Eleştirisi adlı eserinde sanatın insan dehasına özgü olduğunu savundu. Ona göre bir yapıtın sanat sayılabilmesi, insan yaratıcılığına bağlıydı. Arthur Schopenhauer da 1818’de yayımladığı İrade ve Temsil Olarak Dünya adlı kitabında, sanatçının dünyayı algılama biçiminin sıradan insanınkinden farklı olduğunu belirtti. Schopenhauer’a göre sanat, insanın arzularından sıyrılarak saf bir deneyim yaşamasını sağlıyordu. Yirminci yüzyılda Martin Heidegger, sanatı insanın dünyayı anlamlandırma biçimi olarak tanımladı. Frankfurt Okulu düşünürleri ise sanatı özgün kılanın insanın eleştirel ve yaratıcı üretimi olduğunu savundu. Onlara göre kültür endüstrisiyle birlikte teknolojinin getirdiği seri üretim, sanat eserinin aurasını yani biricikliğini ortadan kaldırıyordu.
Sanatçılar da bu teorik tartışmaları eserleriyle sorguladılar. Marcel Duchamp, 1917’de gündelik bir nesne olan bir pisuarı “Çeşme” adlı yapıtına dönüştürerek sanatın “güzel” olmak zorunda olmadığını ortaya koydu. Bununla asıl önemli olanın fikir olduğunu göstermek istiyordu. Bunun yolu onun için gündelik bir eşyayı sanat eseri olarak sunmaktı.
Aradan yaklaşık bir asır geçtikten sonra bu kez yapay zekâ araştırmacıları sanatçı kavramını yeniden tartışmaya açtı. Margaret Boden, 2004’te yayımladığı Yaratıcı Akıl: Mitler ve Mekanizmaları adlı kitabında, sanatsal yaratıcılığın insan deneyimlerine dayandığını ön kabulünden hareketle makinelerin bu denklemdeki yerinin ne olduğunu ya da olması gerektiğini sorguluyordu.

Çeşme (Fountain), Marcel Duchamp, Tate Modern Londra, 2025.
Fotoğraf: Bahar Kayıhan
Yapay zekâ sanatının öncülerinden Harold Cohen, 1973 tarihli “Algıya Paralel” başlıklı makalesinde algoritmaların zihinsel süreçlere benzer biçimde çalışabileceğini öne sürdü. Bu düşüncesini kendi geliştirdiği AARON adlı programla sanatsal biçimde kanıtlamaya çalıştı. Cohen’e göre araçlar belirli işlevlerle insanların işlerini kolaylaştırır. Algoritmalar ise bunun ötesine geçip zihinsel süreçlere benzeyen bir özerklik kazanabilir.
1980’lerde David Cope, Müzikal Zekâ Deneyleri (EMI) adlı yazılımı geliştirdi. EMI, müzik eserlerini analiz ederek yeni besteler üretebiliyordu. Cope, verdiği bir röportajda, “İfade gücü yüksek olup da algoritmayla bestelenmemiş bir müzik bilmiyorum.” demiştir.

Harold Cohen San Diego Çağdaş Sanat Müzesinde, 2007.
Kaynak: Cohen, P. (2016). Harold cohen and AARON. Ai Magazine, 37(4), 63-66.
1990’lı yıllarda Karl Sims, algoritmalarla bilgisayar animasyonları üreterek yapay zekâ destekli sanatın erken örneklerini ortaya koydu. 2000’li yıllarda yapay zekâ ile sanat üretimine yönelik projelerin sayısı artarken özellikle 2010’lardan itibaren derin öğrenme yöntemlerinin kullanılmaya başlanması bu alanda yeni bir dönemi başlattı. Bu dönemin en dikkat çekici örneklerden biri Bir Sonraki Rembrandt Projesi’dir. Proje, 2016’da Rembrandt’ın tarzını taklit eden değil, onun kadar özgün ve güçlü bir eser üretebilen bir algoritma geliştirmek amacıyla hayata geçirildi.
Algoritma, Rembrandt’ın tablolarını ayrıntılı bir biçimde analiz ederek renk seçimlerini, dokularını, figürlerin geometrisini, fırça darbelerini ve kompozisyon anlayışını çözdü. Böylece bu sanatsal özellikleri veri girdilerine dönüştürerek tamamen yeni bir eser üretti. Yaklaşık bir yıl süren çalışmaların sonunda ortaya çıkan tablo, Rembrandt’ın çalışmalarına çok benzeyen ama ondan bağımsız, özgün bir yapıt niteliğindeydi. Algoritmanın ürettiği bu eser, Rembrandt'ın herhangi bir tablosunun kopyası olmadığı gibi sanatçının ileride yapabileceği bir eser gibi dew düşünülemezdi.

Bir Sonraki Rembrandt projesinde algoritma ile üretilen eser
Kaynak: https://www.theguardian.com/artanddesign/2016/apr/05/new-rembrandt-to-be-unveiled-in-amsterdam
Bu tür geniş kapsamlı projelerin yanında bugün sıradan kullanıcıların yapay zekâ ile sanat üretimi de hızla yaygınlaşıyor. MidJourney, DALL-E, Leonardo AI gibi modellerle birkaç saniyede profesyonel görseller üretmek artık mümkün. Hatta bu eserlerle ödül kazanmak bile mümkün hâle geldi. 2022’de Jason M. Allen’ın bir yapay zekâ platformu olan MidJourney ile oluşturup düzenlediği “Théâtre D’opéra Spatial” adlı çalışma bir sanat yarışmasında birincilik kazandı. Yapay zekâ tarafından üretilen bir eserin insan yapımı eserlerle yarışarak ödül alması, bu teknolojinin sanat dünyasındaki yerini daha da görünür kıldı. Bu olayın ardından pek çok yarışmada, yapay zekâ kullanımının açıkça belirtilmesi zorunlu hâle getirildi. Öte yandan bu kapsamdaki eserlerin telif hakları konusunda yeni tartışmalar da başlamış oldu. Yasal merciler, yapay zekâ tarafından oluşturulan eserlerde insan yaratıcılığının yeterli olmadığı gerekçesiyle bu çalışmaları telif koruması için uygun bulmadıklarını açıkladı.

Théâtre D’opéra Spatial
Kaynak: https://www.nytimes.com/2022/09/02/technology/ai-artificial-intelligence-artists.html
Yapay zekâ sanatının tarihsel gelişimini ele alıp bu teknolojinin artık sıradan kullanıcılara kadar ulaştığına değindik. Şimdi ise günümüzde sanatçıların yapay zekâyı yaratıcı ve eleştirel biçimlerde nasıl kullandığına bakalım. Yapay zekâ ve veri sanatı alanında çalışan Refik Anadol’un veri heykelleri, yapay zekâ enstalasyonları, mimari yüzeylere yansıttığı kompozisyonlar ve makine halüsinasyonları günümüz sanat anlayışını hatırı sayılır şekilde dönüştürüyor. Özellikle milyonlarca görseli yapay zekâya yükleyerek bu verilerden yeni imgeler ürettiği “Makine Halüsinasyonları” projesi, yapay zekâ aracılığıyla özgün eserler üretilebildiğini açık biçimde ortaya koyuyor.
Günümüzde Anadol’un yanı sıra pek çok sanatçı yapay zekâyı kendi disiplinlerinde yaratıcı bir araç olarak kullanıyor. Mario Klingemann ve Alexander Reben görsel sanatlarda yapay zekâdan yararlanırken koreograf Wayne McGregor yapay zekâ destekli bir hareket arşivi olan Living Archive'ı geliştirdi. Bu sistem, makineyle hızlı etkileşim sayesinde geçmişteki dans hareketlerini yeniden keşfederek dansçıların daha önce yaygın olarak denenmemiş koreografileri denemesine olanak veriyor ve bugünün sahnesini geçmiş kuşakların izleriyle buluşturuyor.
Baştaki soruya dönecek olursak… Yapay zekânın gerçekten bir sanatçı sayılıp sayılamayacağı hâlâ tartışma konusu. Günümüzde yapay zekâ, makine öğrenimi ve derin öğrenme sayesinde insan zihninin ürettiklerine benzer, özgün ve estetik açıdan güçlü eserler ortaya koyabiliyor. Ancak sanatın değeri yalnızca ulaşılan çıktıda değil, aynı zamanda duygunun, deneyimin ve sorgulayıcı düşüncenin izleyiciye aktarılmasında yatıyor. Bu nedenle bir sanat eserinin üretiminde insan yaratıcılığının vazgeçilmez olup olmadığı konusunda bir görüş birliği henüz bulunmuyor.
Dolayısıyla yapay zekâ ile üretilen eserler ne kadar ilham verici olursa olsun yapay zekânın “sanatçı” olarak kabul edilip edilmeyeceği sorusu, önümüzdeki yıllarda tartışılmaya devam edecek gibi duruyor.
Sözlük:
Aura: Bir sanat eserinin özgünlüğünden, tekrarlanamaz oluşundan ve bulunduğu bağlamdan kaynaklanan, izleyicide biricik bir etki yaratan kendine has nitelik
Derin öğrenme: Bilgisayarların yapay sinir ağları aracılığıyla verilerden öğrenip kendi başına karar verebilmesini sağlayan bir makine öğrenmesi türü
Makine halüsinasyonları: Yapay zekâ modellerinin çok büyük görsel veri kümelerini işleyerek bu verilerden yeni ve özgün imgeler üretmesiyle ortaya çıkan dijital sanat çalışmalarına verilen ad
Makine öğrenmesi: Bilgisayarların verilerden öğrenerek tahmin ve karar üretebilmesini sağlayan yöntemlerin genel adı
Yapay zekâ enstalasyonu: Yapay zekâyı malzeme, araç ya da “ortak sanatçı” gibi kullanıldığı, mekâna yayılmış ve çoğu zaman izleyiciyle etkileşim kuran sanat düzeneklerinin genel adı
Kaynaklar:
- An A.I.-Generated Picture Won an Art Prize. Artists Aren’t Happy. The New York Times, https://www.nytimes.com/2022/09/02/technology/ai-artificial-intelligence-artists.html
- Boden, M. A. (2004). The creative mind: Myths and mechanisms. Routledge.
- Cohen, H. (1973). Parallel to perception: some notes on the problem of machine-generated art. Computer Studies, 4(3/4).
- Cohen, P. (2016). Harold cohen and AARON. Ai Magazine, 37(4), 63-66. (https://onlinelibrary.wiley.com/doi/epdf/10.1609/aimag.v37i4.2695).
- Droitcour, B. “Understanding the legacy of Harold Cohen, the world’s first AI artist”, https://www.artbasel.com/news/harold-cohen-ai-programmer-artist-technology
- https://waynemcgregor.com/productions/living-archive
- Kant, I. (1790/1924). Kritik der urteilskraft (Vol. 39). F. Meiner.
- Nader, G. (2022). The Fountain Formula. Damien Hirst’s Use of Marcel Duchamp’s Readymade Controversy.
- Schopenhauer, A. (1818/2020). Schopenhauer: ‘The world as will and representation’. Volume 2 (Christopher Janaway ed., Judith Norman & Alistair Welchman trans., 1st.
- Silva, P. (2003). David Cope and Experiments in Musical Intelligence, https://eclass.uoa.gr/modules/document/file.php/MUSIC124/%CE%94%CE%B9%CE%B1%CE%BB%CE%AD%CE%BE%CE%B5%CE%B9%CF%82/da-silva-david-cope-and-emi.pdf
Yazar Hakkında:
Doç. Dr. Bahar Kayıhan
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi