logo
Menü
Giriş yap Üye ol
  • Anasayfa Anasayfa
Popüler Bilim

Popüler Bilim

Soru - Cevap

Soru - Cevap

Tasarla ve Yap

Tasarla ve Yap

Deneyler

Deneyler

Bilim Genç TV

Bilim Genç TV

Gökbilim

Gökbilim

Yeryüzü

Yeryüzü

Sesli Yayın

Sesli Yayın

Bilim Çizgi

Bilim Çizgi

Periyodik Tablo

Periyodik Tablo

Yeryüzü

Bunu Biliyor muydunuz?

Yarışmalar

Yarışmalar

  • Popüler Bilim Bilim Genç' i Tanıyın
    • - Bilim Genç Hakkında
    • - Ekibimiz
    • - İçerik Kullanım Şartları
    • - İletişim
  • Bilim Genç TÜBİTAK’ın dijital ortamda ücretsiz popüler bilim yayınıdır.

logo
Arama
Giriş yap
  • Popüler Bilim Popüler Bilim
  • Soru - Cevap Soru - Cevap
  • Tasarla ve Yap Tasarla ve Yap
  • Deneyler Deneyler
  • Bilim Genç TV Bilim Genç TV
  • Yarışmalar Yarışmalar
  • Gökbilim Gökbilim
  • Yeryüzü Yeryüzü
  • Sesli Yayın Sesli Yayın
  • Bilim Çizgi Bilim Çizgi
  • Bunu Biliyor muydunuz? Bunu Biliyor muydunuz?
  • Periyodik Tablo Periyodik Tablo
  • Popüler Bilim Bilim Genç' i Tanıyın
    • - Bilim Genç Hakkında
    • - Ekibimiz
    • - İçerik Kullanım Şartları
    • - İletişim
  • Bilim Genç TÜBİTAK’ın dijital ortamda ücretsiz popüler bilim yayınıdır.

Kendinizi Sürekli Aç mı Hissediyorsunuz? İşte Nedenleri…

Kimyasal Saat Yapalım

Amazon Uzaydan İnternet Sağlama Konusunda SpaceX’e Rakip Oluyor

Dünya’daki Yaşamı Sonlandırabilecek Gezegen

Evren Nedir, Nelerden Oluşur?

ChatGPT’nin Yeni Sürümü GPT-4 Çıktı

Aktiflik Durumuna Göre Fay Çeşitleri Nelerdir?

“Plasticosis” Adı Verilen Yeni Bir Hastalık Keşfedildi

Nasıl Oluştuğu Açıklanamayan Bir Gezegen Keşfedildi


Çernobil Kazasının Genetik Sonuçları

Dr. Mahir E. Ocak
20/05/2021

Yakın zamanlarda yayımlanan iki ayrı çalışma, Çernobil kazasının insanlar üzerindeki genetik etkileri hakkında önemli sonuçlar içeriyor.

Çernobil Kazasının Genetik Sonuçları

Çernobil Nükleer Santrali’nin 1986’da patlayan dört numaralı reaktörü

İyonlaştırıcı radyasyonun insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri uzun zamandır biliniyor. Bu konu üzerine yapılan bilimsel çalışmaların tarihi Hiroşima’ya ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının hemen sonrasına kadar gider. Ancak son zamanlarda geliştirilen genetik yöntemler, iyonlaştırıcı radyasyonun sebep olduğu sorunların daha detaylı bir biçimde incelenmesine imkân vermeye başladı. Yakın zamanlarda yayımlanan iki ayrı çalışmada, araştırmacılar gen dizilimini belirlemeye imkân veren yöntemler kullanarak Çernobil kazasının genetik sonuçlarını incelemişler. 

Ukrayna’nın Çernobil kentinde meydana gelen nükleer reaktör kazası yaklaşık 35 yıl önce gerçekleşmişti. Hem kaza sırasında kentin civarında yaşadığı hem de kazadan sonra santralin güvenli hâle getirilmesinde görev aldığı için yüksek miktarda iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalan insanlar var. 

İyonlaştırıcı radyasyon genlerde mutasyonlara sebep olabildiği için insanların sağlığını tehdit eder. Ayrıca sadece yüksek miktarda radyasyona maruz kalan insanlar değil onların çocukları da risk altındadır. Çünkü eşey hücrelerinde meydana gelen mutasyonlar (de novo mutasyonlar) bir sonraki nesle geçebilir.

Dr. Meredith Yeager ve arkadaşları tarafından yapılan ilk araştırmada iyonlaştırıcı radyasyonun verdiği zararın bir sonraki nesilde de gözlemlenip gözlemlenemeyeceği sorusu Çernobil kazası üzerinden incelenmiş. Araştırmacılar detaylarını Science’ta yayımladıkları çalışmada, 1987-2002 arasında doğmuş 130 çocuğu ve bu çocukların ebeveynlerini incelemişler. Çocukların ebeveynlerinin en az biri ya kazadan sonra enkazın güvenli hâle getirilmesinde çalışmış ya da kazadan sonra bölgeden uzaklaştırılmış insanlar arasında yer alıyor. 

Araştırmacılar, Çernobil kazasından 46 hafta ila 15 yıl sonra doğmuş ve bugün artık yetişkinliğe ulaşmış kişileri de novo mutasyonlar açısından incelediklerinde belirgin bir değişim gözlemlememişler. Sonuçlar, bu kişilerde de novo mutasyonların görülme sıklığının sıradan halkta görülme sıklığıyla hemen hemen aynı olduğunu gösteriyor. Bu sonuçların 2011’de Japonya’da meydana gelen Fukishima kazası için de anlamlı olduğu belirtiliyor. Çünkü Fukishima’da çevreye yayılan radyasyon miktarı Çernobil’e kıyasla çok daha azdı.

İkinci çalışmada ise Çernobil kazasıdan kısa süre önce doğmuş ya da kaza sırasında anne karnında olan insanlara odaklanılmış. Dr. Lindsay M. Morton ve arkadaşları bu insanlardan daha sonraları tiroit kanserine yakalanan 359’u üzerinde genetik çalışmalar yapmışlar. 

Çernobil kazasından sonra yüksek miktarda iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalan insanlarda sıradan insanlara kıyasla tiroit kanserinin daha sık görüldüğü daha önce de biliniyordu. Ancak araştırmacılar bu çalışmada yeni yöntemler kullanarak kansere sebep olan mutasyonların türünü detaylı biçimde incelemişler. Sciencte’ta yayımlanan sonuçlara göre, mutasyonlardan etkilenen genler kümesinde önemli bir değişiklik görülmüyor. Başka bir deyişle hem yüksek miktarda iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalan insanlarda hem de sıradan insanlarda tiroit kanseri aynı genlerdeki sorunlardan kaynaklanıyor. Ancak çalışmalar bu genlerdeki mutasyonların farklı biçimlerde gerçekleştiğini gösteriyor.

Noktasal mutasyonlar olarak adlandırılan mutasyonlar gen dizilimindeki bir genin yerini başka bir türde bir genin almasıdır. Bazı mutasyonlar ise DNA iplikçiklerinin kopmasından kaynaklanır. Hasar gören iplikçikler tamir edilirken hatalar oluşur ve mutasyonlar ortaya çıkar. Örneğin gen füzyonu olarak adlandırılan mutasyonlarda önce DNA’yı meydana getiren her iki iplikçik de kopar, sonra bu DNA parçaları yanlış parçalarla eşleşir. 

Elde edilen sonuçlar sıradan insanlardaki tiroit kanserlerinin çoğunlukla noktasal mutasyonlardan kaynaklandığını gösteriyor. Çernobil kazasından etkilenmiş insanlarda ise gen füzyonları daha çok görülüyor. Üstelik hastalar Çernobil kazası yaşandığında ne kadar küçükse gen füzyonlarının görülme oranı da o kadar artıyor. 

Araştırmacılar yapılan çalışmaların Çernobil Doku Bankası sayesinde mümkün olduğunu belirtiyorlar. Çalışma sırasında kullanılan yöntemler her ne kadar görece yakın zamanlarda geliştirilmiş olsa da Çernobil kazasının genetik sonuçları üzerine çalışmalar yapan araştırmacılar 20 yıldır kanserse yakalanan Çernobil mağdurlarından topladıkları tümör dokusu örneklerini Çernobil Doku Bankası’nda biriktiriyorlar.

Konu
Kanser

paylaş

En Çok Okunan Makaleler

Ayın Matematik Sorusu - Mart 2023

Ayın Matematik Sorusu • 02-03-2023

Ayın Şifrebilim Sorusu - Mart 2023

Duyurular • 01-03-2023

Eski ve Yeni Uluslararası Birim Sistemi

Haberler • 30-01-2019

Otonom Araçlar Çevrelerini Nasıl “Görüyor”?

Haberler • 13-09-2022

Simyadan Kimyaya: Modern Kimyanın Doğuşu

2019 Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı • 28-02-2019

Robot Balık SoFi

Haberler • 14-03-2019

Kuantum Bilgisayarlar ve Kübitler

Haberler • 25-03-2019

Okyanus Kirliliğinin Canlılara Etkisi

Haberler • 17-04-2019

DNA’dan Gene

Grafik Bilgi • 17-01-2020

Ayın Matematik Sorusu - Kasım 2022

Ayın Matematik Sorusu • 02-11-2022

Bilim Genç Logo
Tekrardan Hoşgeldiniz!

Bilim Genç’in kozmik derinliklerinde yolculuğa başlamak için giriş yapın.

Bir hesabınız yok mu? Üye olun

Sayfayı Paylaş
Twitter'da paylaş telegram'da paylaş Whatsapp'da paylaş facebook'da paylaş
Bağlantıyı kopyala
baylaş