Denizlili Yusuf’un Hikâyesi
Prof. Dr. Yusuf Altıntaş’ın hikâyesinin bir bölümünü kalemimiz yettiğince anlatmaya çalıştık.

Başarıya giden yolda önce istemek gerekir, değil mi? Önce bir kalem istersin okula giderken, bir de yazacağın bir kâğıdın olsun, yeter. Dahası okumayı öğrenirsin ve kitaplar istersin, her biten kitabın ardından bir yenisini…
Denizli’nin Bekilli ilçesinde doğan Yusuf da istemişti. İlkokul, ortaokul derken liseye gitmek istedi. Fakat lise yoktu kasabasında. Bu yüzden erken yaşta ailesinden ayrıldı, çünkü okumak istiyordu. Okuldan odasına döndüğünde sıcak çorba kokusu yoktu ya da geceleri üstü açık kaldı mı diye kontrol eden biri. Fakat azimliydi ve başarmalıydı. Zor bir yolu seçti ve biliyordu hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilemeyeceğini. Hem belki arkadaşları kadar şanslı da değildi. Okumak için çalışması da gerekiyordu. Babasının Pamukkale’de açtığı, yazları açık olan şarap dükkânını çalıştırdı tek başına. Genç yaşında hayatın yükü çoktan binmişti omuzlarına. O yük ona engel olmadı benzerlerinin aksine. Çalıştı. Okul devresinde lisede, yazları ise dükkânda… Lise bitti ve o artık üniversitedeydi. İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Uçak Mühendisliği Bölümü’nü (eski adıyla Makina Fakültesi Uçak Mühendisliği Bölümü) kazandı. Derken üniversite bitti ve o, umutsuz bir şekilde yaptığı burs başvurusunun kabul edilmesi ile Kanada yollarına düştü. Onun için ilk değildi ki memleketinden ayrılmak. Hem bu kez bir öncekinden daha şanslıydı, çünkü ömür boyu birlikte yürüyeceği hayat arkadaşı da yanındaydı. Liseden beri gönlünü kaptırdığı Nesrin kız…
Prof. Dr. Yusuf Altıntaş’ın hikâyesinin bir bölümünü kalemimiz yettiğince anlatmaya çalıştık. Yirmili yaşlarında doktora eğitimi için ülkemizden ayrılan Yusuf Hocamızın bugün hangi konular üzerinde araştırmalar yaptığını gelin kendisinden öğrenelim.
TÜBİTAK Bilim Genç: İstanbul Teknik Üniversitesi’nden uçak mühendisi olarak mezun oldunuz. Sonra Kanada’da Makine İmalat Bölümü’nde doktora yaptınız. Bugün araştırmalarınızı yoğunlaştırdığınız konular neler?
Prof. Dr. Yusuf Altıntaş: Uçak mühendisi olarak iş bulmada zorlanabilirim düşüncesiyle makine tasarım ve imalatı ile ilgili bir alana geçtim. Bu konuda uzmanlık eğitimi aldım ve bu konudan hayatım boyunca sapmadım. Bugün üzerinde çalıştığım konuları iki gruba ayırabiliriz. Birinci grupta talaşlı imalat mekaniği ve dinamiği bulunuyor. Talaşlı imalat istenen parça geometrisini elde etmek için başlangıç parçası üzerinden farklı şekil ve büyüklüklerde talaş kaldırılarak istenilen geometrik şekli verme işlemidir. Araştırmalar kapsamında, kullandığımız takım tezgâhlarının bilgisayar ile kontrolünü (CNC dizayn) sağlayacak çalışmalar yapıyoruz. Bunların yanı sıra mikro boyutta imalat ile üretim tekniklerinin sanal ortamdaki simülasyonları üzerinde de çalışıyoruz. İkinci grupta ise mekatronik alanı bulunuyor. Bu alan makine, elektronik, yazılım ve kontrol mühendisliklerinin yaptığı işleri bir arada barındırır. Biz de araştırmalarımızda fizik, mukavemet, titreşim, kontrol, malzeme ve ölçme tekniklerini, geliştirdiğimiz matematiksel modellerde harmanlayıp makine tasarım ve imalatına uyguluyoruz. Örneğin uçak parçalarının işleme maliyetleri 10.000 ile 150.000 dolar arasında değişebiliyor. Geliştirdiğimiz matematiksel modeller parçanın sanal ortamda, henüz üretim aşamasına geçilmeden, fizik ilkelerine göre işlenmesini ve dolayısıyla gerçek imalat sırasındaki hataların en aza indirilip imalat verimliliğinin %50’lerin üzerinde bir oranla artırılmasını sağlıyor.
TÜBİTAK Bilim Genç: Peki, bütün bu araştırmaları sanayiye nasıl aktarıyorsunuz?
Prof. Dr. Yusuf Altıntaş: Üniversitedeki çalışmalarımız tamamen temel araştırmalar üzerine kurulu. Her çalışmayı bilimsel dergilerde yayımlıyoruz. Hatta yayımlarımız imalat konusunda dünyada en çok atıf alma rekoruna sahip. Şöyle ki, 1994-2014 arası toplam atıf sayımız 13.000’nin üstünde olup, h indeksi 63’tür. Bilim insanının başarısını ölçmek ya da ne kadar iyi olduğunu tespit etmek için kullanılan yöntemlerden biri olan h-indeksin bu kadar yüksek olması çalışmalarımızın ne kadar kabul gördüğünü de açıkça gösteriyor.
Bütün bu araştırmalar sonucunda yoğun matematik ve fizik bilgisi kullanılan teknolojiler geliştiriyoruz. Geliştirdiğimiz teknolojileri üniversite desteği ile kurduğumuz özel şirketimiz vasıtasıyla ağır sanayiye aktarıyoruz. Bilimsel çalışmanın sanayi için hazırlanması ve pazarlanması tamamen özel şirketin satış gelirlerinden karşılanıyor.
TÜBİTAK Bilim Genç: Çalışmalarınızda ortaya çıkan ürünler en çok hangi alanlarda kullanılıyor?
Prof. Dr. Yusuf Altıntaş: Laboratuvarımızda üretilen ve bilgisayar programlarında paketlenen teknolojiler pek çok ülkedeki havacılık, ağır makine sanayisi ve imalat araştırma merkezlerinde kullanılıyor. Sayıları yüz sekseni aşan bu merkezler arasında Türkiye’deki TAİ, TEİ ve Alp Havacılık ile dünyanın farklı ülkelerinden pek çok şirket var. Bunlara örnek olarak Boeing, Airbus, Bombardier, Embraer, IHI, Mitsubishi Heavy Industries, Kawasaki Heavy Industries, Prat & Whitney, ASCO ve GKN gibi havacılık şirketlerini; Sandvik, Kennametal ve Mitsubishi Material gibi takım şirketlerini; Makino, Mazak, Mori Seiki, SNK, Brother, Starrag Heckert, Hermle, Quaser, Hartford, Hyundai, Royal Precision, YCM gibi tezgâh şirketlerini verebiliriz.
TÜBİTAK Bilim Genç: 2013 TÜBİTAK Özel Ödülü’ne layık görüldünüz. Bununla ilgili olarak neler hissediyorsunuz?
Prof. Dr. Yusuf Altıntaş: Beni, TÜBİTAK Özel Ödülü’ne eski asistanlarım ve akademik arkadaşlarım önerdiler. TÜBİTAK öncesi Kanada’da ve Amerika’da aldığım ödüllerin yanı sıra uluslararası niteliğe sahip ödüllere de layık görüldüm. Örneğin Kanada’daki Kraliyet Bilim Akademisi’nin ve Mühendisler Akademisi’nin asil üyeliğine seçilen ilk Türk mühendisim. 2011 yılında Kanada’nın en iyi mühendisi seçilip Mühendisler Odası tarafından altın madalya ile ödüllendirildim. Ayrıca Stuttgart ve Budapeşte üniversitelerinden özellikle imalat mekaniği, dinamiği ve kontrol teorileri gibi alanlara yaptığım bilimsel katkılar dolayısıyla onursal mühendislik doktoraları aldım. Fakat memleketimden aldığım üstün akademik ödülün yeri benim için çok başka.
TÜBİTAK Bilim Genç: Bir de bu ödülü bağışladığınızı biliyoruz. Bundan da bahsedebilir misiniz?
Prof. Dr. Yusuf Altıntaş: Ben çok kolay şartlar altında okumadım. Bunu unutmadığım için de TÜBİTAK’tan aldığım 50.000 TL’nin tümünü kasabamda ilköğrenimini tamamlamış, üniversitede okuyan, ihtiyaç sahibi öğrencilere Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği aracılığı ile hibe ettim. Şu anda bu bursla okuyan sekiz genç var. Memleketimin bana gösterdiği ödül verme cömertliğini en azından bu şekilde geri ödeme fırsatı bulduğum için mutluyum.