Doktor Adaylarına Üç Boyutlu (3D) Kadavra
Sinirbilimci ve diş hekimi Alexandre DaSilva’nın önünde üç boyutlu bir kadavra hologram, yani üç boyutlu görüntüyü oluşturmak üzere gerekli bilgileri taşıyan resim, şeklinde süzülüyor.
Sinirbilimci ve diş hekimi Alexandre DaSilva’nın önünde üç boyutlu bir kadavra hologram, yani üç boyutlu görüntüyü oluşturmak üzere gerekli bilgileri taşıyan resim, şeklinde süzülüyor. DaSilva video oyun kumandası kullanarak kadavrayı parçalara ayırabiliyor, döndürebiliyor, daha detaylı incelemek istediği bir noktayı büyütüp yakından görebiliyor. Michigan Üniversitesi Diş Hekimliği ve Moleküler ve Davranışsal Sinirbilimi Enstitüsü’nden Baş, Yüz ve Ağız Bölgesi Ağrı Laboratuvarı Müdürü Alexandre DaSilva bu teknoloji ile gerçekten insan vücudunun içindeymiş gibi hissettiğini belirtiyor. Hatta Fantastic Voyage (Esrarengiz Yolculuk) filminde, bilim insanlarının önemli bir diplomatın hayatını kurtarmak için mikroskobik boyutlara küçültülen bir denizaltıya binerek kan damarları yolu ile diplomatın beynindeki pıhtıyı yok etmek üzere harekete geçmeleri kadar şaşırtıcı ve heyecan verici olduğunu söylüyor.
Üç boyutlu model kadavra fikri, 1990’larda, insan vücuduyla ilgili daha detaylı anatomik bilgiye sahip olmak için ölü erkek ve kadın bedenlerinin jelatin bloklarda dondurulduğu ve ardından detaylı inceleme için pek çok ince dilimlere ayrıldığı Üç Boyutlu İnsan Anatomisi Projesi’nden (Visible Human Project) doğmuş. Araştırmacılar şu an bir kadın modelini 1 mm’nin üçte biri çözünürlükte, 5100 TIFF görüntü formatında, MIDEN (Michigan Immersive Digital Experience Nexus) adı verilen en gelişmiş görsel-işitsel sistem kullanarak bir odanın duvarına ve tabanına yansıtıyor.
Modeli görebilmek için, üç boyutlu televizyonu olan pek çok ailenin evinde de bulunan ve “aktif shutter gözlük” denilen bir çeşit üç boyutlu gözlük kullanılıyor. Oda, gözlüğün ve kumandanın pozisyonlarını görüntüleyen, yani takibini yapan kameralarla döşenmiş. Michigan Üniversitesi 3D Laboratuvarı yöneticisi Eric Maslowski, bu sistem sayesinde kişinin sanal görüntüyle kendisini aynı dünyadaymış gibi hissettiğini söylüyor.
Kullanıcı, kumanda aracılığıyla kadavranın pozisyonunu vücudun incelemek istediği bölümüne göre değiştirebiliyor. Maslowski, gelecekte, sisteme eldivenlerle dokunarak geribildirim alma, hatta özel doku ve organları izole etme şansı tanıyacak mekanizmalar eklenebileceğini belirtiyor.
Araştırma ekibinde yer almayan, New York Üniversitesi’nden tıbbi görselleştirme uzmanı John Qualter bu sanal gerçeklik sisteminin geleneksel kadavra incelemenin yerini tam olarak almasa da inceleme yöntemlerinin gelişmesine yardımcı olacağını düşünüyor. Örneğin tıp fakültesi öğrencileri vücudun bir bölümüne yoğunlaşabilir ya da uygulama sırasında bir hata yaparlarsa tekrar kesme şansına sahip olabilirler.
Maslowski bu sanal gerçeklik sisteminin sadece insan biyolojisini incelemekle sınırlı olmadığını bu sistemin arkeoloji, mimarlık, sanat, biyokimya, mühendislik ve jeoloji gibi pek çok farklı alanda da kullanılabileceğini, sadece tıp öğrencilerine değil aynı zamanda farklı alanda çalışan bilim insanlarına da araştırmalarında yardımcı olacağını belirtiyor.