İklim Değişikliği Çözümleri Ters Tepebilir mi?
Günümüzde, küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin artmasıyla birlikte küresel ısınmayı azaltmaya yönelik yeni teknolojik çözüm yollarına olan gereksinim artarken önerilen çözümlerin bazıları çeşitli riskler barındırıyor.
Elena Sergejeva/iStock.com
Dünya genelinde artan sera gazı emisyonları, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini artırıyor. Ortalama hava sıcaklığı değişimini 2 °C'nin altında tutma hedefi için gösterilen çabaların yetersiz kaldığı da gözleniyor. Bu nedenle bilim insanları yeni çözüm yolları arayışında.
Çözüm olarak önerilen ve öne çıkan yöntemlerden biri, atmosfere sülfat parçacıkları enjekte ederek güneş radyasyonunun (Güneş'ten gelen ve Dünya'ya ulaşan elektromanyetik enerji) Dünya'ya ulaşan miktarını azaltmanın amaçlandığı Stratosferik Aerosol Enjeksiyonu (SAI). Bu yöntem ile ilgili yapılan araştırmalar, güneş ışınlarının daha dik açıyla ulaştığı dolayısıyla ortalama hava sıcaklıklarının yıl boyunca yüksek olduğu tropikal bölgelere yoğunlaşıp Dünya’ya ulaşan güneş radyasyonunu azaltarak en fazla sıcaklık düşüşünün sağlanacağını gösteriyor.
Bazı bilim insanları ise ortalama hava sıcaklığını azaltmak için atmosfere sülfat parçacıkları enjekte etmenin önemli riskler taşıdığını belirtiyor. Sülfat parçacıkları güneş ışığını yansıtsa da yöntemin yanlış uygulanması, Dünya'nın daha da ısınmasına ve iklim değişikliğinin neden olduğu artan sıcaklıklara, aşırı yağışlara ve kasırgalara yol açabilir.
İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’nde yapılan bir araştırma, atmosfere sülfat parçacıklarının enjekte edilmesi yönteminin bazı bölgelerde iklim değişikliğinin çoktan yol açtığı olumsuz etkilerden (örneğin aşırı yağışlar, deniz seviyesinin yükselmesi, kuraklık) daha kötü sonuçlara yol açabileceğini gösteriyor. Araştırmaya göre atmosfere sülfat parçacıkları enjeksiyon miktarı arttıkça soğutma etkisinin azalacağı anlaşılıyor. Ayrıca enjekte edilen sülfat parçacıkları iki ila üç yıl sonra atmosferde belli bir oranda dengeye kavuşursa, Dünya’nın yüzey sıcaklığını yaklaşık 1 °C düşürebilir.
Gelecekte Ne Gibi Tehlikelere Yol Açabilir?
baranozdemir/iStock.com
Bilim insanlarına göre eğer sera gazı emisyonları azalmazsa Kuzey Yarım Küre’deki hava koşulları daha da kötüleşebilir ve kışlar daha şiddetli geçebilir. Bilim insanları, atmosfere sülfat parçacıkları enjekte etmenin, stratosfer ve troposfer arasındaki dengeyi bozarak rüzgârların yönünü değiştirip yağışları etkileyebileceğini, bunun da kuraklık veya sel gibi iklim sorunlarına yol açabileceğine işaret ediyor. Bu yöntem ayrıca ozon tabakasını zayıflatıp ultraviyole ışınların artmasına neden olabilir.
Stratosferdeki sülfat parçacıklarının miktarını artırmak, ayrıca atmosferdeki kimyasalların hareketini değiştirerek yıllık hava durumu modellerini etkileyebilir. Bunun sonuçlarından biri, örneğin Avrupa’da sel riskinin artması olabilir. Bilim insanları, sülfat parçacıklarının ortaya çıkardığı sorunları azaltmak için sülfat parçacıkları yerine kalsit yani kristalleşmiş kalsiyum karbonat gibi başka parçacıkların kullanılabileceğini belirtiyor. Ancak bu yeni yöntemlerin de kendi zorlukları ve riskleri olabileceği vurgulanıyor.
Bu bulgular, jeomühendisliğe dayalı çözümlerin bir kısmının taşıdığı riskleri ortaya koyuyor. Gelecekteki stratejilerden bağımsız olarak fosil yakıt tüketimini azaltıp yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek, iklim değişikliğiyle mücadelede en önemli adım olarak görülüyor.
Kaynaklar:
- https://www.sciencealert.com/injecting-sulfur-into-the-atmosphere-could-pose-dangerous-risks
- https://agupubs.onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1029/2023GL107285