İklim Değişiklikleri, Zamanı Ölçme Şeklimizi Etkiliyor
Sonuçları Nature dergisinde yayımlanan araştırmada, kutup buzullarındaki erimenin “artık saniye” uygulamasında değişikliklere neden olabileceği belirlendi.
iStock/ Travel Trend - alano design
Geçmişte zamanı ölçmek için Dünya’nın kendi etrafındaki dönüş süresi referans alınırdı. Ancak Dünya’nın kendi etrafındaki dönüş hızının değişmesi nedeniyle Astronomi Zamanı (UT1) olarak isimlendirilen bu zaman standardını kullanarak zamanı hassas bir şekilde ölçmek mümkün değildir. Bu nedenle günümüzde saatlerimizin ayarlı olduğu Eş Güdümlü Evrensel Zaman (UTC) ölçeğinde atomik saatlerin referans alındığı Uluslararası Atomik Zaman (TAI) standardı kullanılır.
Uluslararası Atomik Zaman (TAI) ile Astronomi Zamanı (UT1) arasındaki farkın artarak UTC’nin giderek günlük döngülerle uyumsuz hâle gelmesini engellemek amacıyla 1972 yılından itibaren “artık saniye” adı verilen uygulama hayata geçirildi. Bu uygulamaya göre UT1 ile TAI arasındaki fark 0,9 saniyenin üzerine çıktığında UTC zamanı bir saniye ileri ya da geri alınıyor. Günümüze dek gerçekleştirilen artık saniye uygulamalarının tamamı, Dünya’nın dönüş hızındaki yavaşlama nedeniyle UTC zamanına bir saniye eklenmesi şeklindeydi. Bu eklemeler pozitif artık saniye olarak isimlendiriliyor. Günümüzde UTC zamanı, TAI zamanının 37 saniye gerisinde bulunuyor.
Dünya ile Ay arasındaki kütleçekim etkileşiminden kaynaklanan gelgit etkisi nedeniyle Dünya’nın dönüş hızı astronomik ölçekteki uzun zaman aralıklarında yavaşlıyor. Örneğin jeolojik kayıtlar 1,4 milyar yıl önce Dünya’nın bir gününün yaklaşık 16 saat olduğunu gösteriyor. Daha kısa zaman aralıklarında ise Dünya’nın dönüş hızı jeofiziksel değişimlerden etkileniyor.
San Diago’daki Kaliforniya Üniversitesi’nden Duncan Carr Agnew, jeofiziksel değişimlerin Dünya’nın dönüş hızı üzerindeki etkilerini belirlemek için bilgisayar modellemelerinden yararlandı. Sonuçları mart ayında Nature dergisinde yayımlanan araştırmada Dünya’nın sıvı hâldeki çekirdeğindeki konveksiyon hareketlerinin gezegenin dönüş hızını etkilediği anlaşıldı.
1972 ile 1999 yılları arasında 23 kez yani neredeyse her yıl pozitif artık saniye uygulamasına ihtiyaç duyuldu. Ancak 1999’dan sonraki 23 yılda bu, sadece dört kez uygulandı. Bu değişimin nedeninin, açısal momentumun korunumu ilkesine göre Dünya’nın çekirdeğinin dönüş hızının yavaşlamasına bağlı olarak gezegenin katı olan kısımlarının dönüş hızının artması olduğu düşünülüyor. Araştırmaya göre bu değişim trendinin devam etmesi durumunda 2026 yılında ilk defa UTC zamanından bir saniye çıkarılması (negatif artık saniye) uygulamasına ihtiyaç duyulabilir.
Analizler küresel ısınmanın bu durumu etkileyebileceğini gösteriyor çünkü kutuplardaki buzulların erimesi, Dünya’nın kutup bölgelerinden basık, ekvator bölgesinden şişkin şeklinin küresellikten daha fazla sapmasına dolayısıyla dönüş hızının azalmasına neden oluyor. Bu durum kendi etrafında dönen bir buz patencinin daha yavaş dönmek için kollarını açmasına benzetilebilir.
Araştırma, kutup buzullarındaki küresel ısınmaya bağlı erimenin, 2026’da beklenen negatif artık saniye uygulamasında 3 yıl gecikmeye neden olabileceğini gösteriyor. Negatif artık saniye uygulamasının zamanın hassas bir şekilde ölçülmesini gerektiren sistemler üzerindeki etkisi ise bilinmiyor.
Özellikle bilgisayar sistemlerinde sebep olduğu sorunlar nedeniyle artık saniye uygulamasına 2035 yılından önce son verilmesi kararı alınmıştı. Daha ayrıntılı bilgiye Artık Saniye Uygulamasından Vazgeçiliyor başlıklı yazımızdan ulaşabilirsiniz.
Kaynaklar:
- Agnew, D. C., “A global timekeeping problem postponed by global warming”, Nature, 2024.
- https://www.nature.com/articles/d41586-024-00932-w