Matematikteki Başarısızlığımızın Nedeni Diskalkuli Olabilir
“Doksan yedi”, “dört”, “yirmi bir” kelimelerini ya da 97, 4, 21 sayılarını anlamamak ve bu sayıların birbiriyle ilişkisini kuramamak, örneğin hangisinin büyük hangisinin daha küçük bir niceliği ifade ettiğini belirleyememek… Bu sorunların hepsinin bilimsel bir adı var: diskalkuli.
“Matematik güçlüğü”, “sayı körlüğü” veya “disleksinin matematik versiyonu” olarak bilinen diskalkuli kavramı ilk defa 20. yüzyılın ortalarında ortaya çıktı. Diskalkuli, Yunancada “kötü” anlamına gelen “dys-” ön ekinin ve Latince “saymak” anlamına gelen calculare’den türetilen calculia kelimesinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bir kavram.
Diskalkuli için yaygın olarak kabul edilen bir tanım bulunmuyor. Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayımlanan Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı Beşinci Baskısı’nda (DSM-5) diskalkuli özgül öğrenme bozukluğu olarak değerlendiriliyor. Ayrıca “sayılarla ilgili kavramları anlama, aritmetik bilgileri öğrenme, hızlı ve doğru hesaplamalar yapma konularında yaşanan güçlük” olarak tanımlanıyor.
Yapılan çalışmalar, okul çağındaki çocuklarda diskalkuli görülme sıklığının %3-%6 arasında değiştiğini gösteriyor. Yaşanan daha zayıf aritmetik güçlük biçimleri dâhil edildiğinde bu oran %10’a yaklaşıyor. Yani her sınıfta diskalkulisi olan en az bir çocuğun bulunma ihtimali hayli yüksek.
Günlük hayatımızda toplama, çıkarma, çarpma, bölme gibi basit aritmetik işlemleri her gün kullanıyoruz. Daha ileri düzey matematik uygulamalarına ise mühendislik gibi farklı uzmanlık alanlarında ihtiyaç duyuyoruz. Matematik ayrıca analitik düşünme ve problem çözme becerilerimizi geliştirmemizde de anahtar role sahip.
Diskalkuli, aritmetik becerileri edinme yeteneğini etkileyen bir durum. Bu sorun genellikle ilkokul döneminde fark ediliyor ve yaşam boyu devam ediyor.
Diskalkuli problemi yaşayan kişiler basit sayıları ve sembolleri kavramakta güçlük çekebilir; akıl yürütmede, kısa ve uzun süreli bellekle ilgili süreçleri hatırlamada zorluk yaşayabilirler. Harita okuma; talimatları takip etme; görsel, uzaysal, yönsel ve sıralı bilgilerin verimli işlenmesinde sorun yaşayabilirler. Zamana dair kavramları öğrenmeleri ve içselleştirmeleri diğer kişilere göre daha zor olabilir. Örneğin bir saat mi yoksa bir dakika mı geçtiğini anlayamayabilirler. Benzer şekilde para hesabında karışıklık yaşayabilirler. Mesela 16 TL tutarındaki ödeme için 20 TL’nin yeterli olduğunu kabul edemeyebilirler.
Diskalkulinin nedeni kesin olarak bilinmiyor ve kişiden kişiye farklılık gösterebileceği düşünülüyor. Beyin gelişimi, kalıtım, çevresel faktörler ve beyin hasarı diskalkulinin olası nedenleri arasında.
Diskalkulinin beynin parietal lop olarak isimlendirilen bölümündeki temel farklılıklar nedeniyle ortaya çıktığı düşünülüyor. “Gelişimsel diskalkuli” olarak isimlendirilen bu sorun yaşam boyu devam edebiliyor. Beyinde diskalkuliden sorumlu alanların belirlenmesi için gerçekleştirilen çalışmalarda genellikle manyetik rezonans görüntüleme (MRI) yöntemi kullanılıyor. Bu çalışmalarda beynin öğrenme, bellek ve bilişsel işlevlerden sorumlu olan bölgelerinin yüzey alanındaki, kalınlığındaki ve hacmindeki farklılıklar belirleniyor.
Araştırmalar, diskalkuliye sahip bir öğrencinin genellikle matematikle ilgili benzer güçlükler yaşayan bir kardeşi veya ebeveyni olduğunu gösteriyor. Ayrıca diskalkulisi olan insanlarda Turner sendromu, Frajil X sendromu, Williams sendromu gibi başka genetik bozukluklar da görülebiliyor.
Prematüre yani erken doğum, doğum kilosunun normalin altında olması ya da anne karnındayken alkole maruz kalma diskalkuliye neden olabilen çevresel faktörler.
Bir travma sonrasında beynin hasar görmesi sonucu ortaya çıkan sayısal yetenekteki gerileme problemi ise kazanılmış diskalkuli ya da akalkuli olarak nitelendiriliyor.
Matematik kaygısı, “matematik konularını anlama ve matematik problemlerini çözme konusunda yaşanan yoğun duygusal gerilim” olarak tanımlanabilir.
Diskalkuli zaman zaman matematik kaygısı ile karıştırılabiliyor. Matematik kaygısı olan öğrenciler matematikle ilgili kavramsal bir problem yaşamaz. Ancak matematikte daha iyi performans gösterme konusunda baskı hissederler ve bu durum da başarısız sonuçlar elde etmelerine neden olabilir. İleri derecede matematik kaygısı yaşayan öğrenciler bu sorunun üstesinden gelebilmek için bir uzmandan destek alabilir. Öğrencilerin hata yapmanın öğrenmenin bir parçası olduğunu anlaması, matematik kaygısıyla baş etmelerine yardımcı olabilir.
Disleksisi olan öğrencilerin genellikle matematikte de zorlandıkları görülüyor. Ancak bu onların aynı zamanda diskalkuliye sahip oldukları anlamına gelmiyor. Çünkü belirtilerinde örtüşmeler olsa da disleksi ve diskalkuli ile ilgili beyin bölgeleri birbirinden tamamen ayrı. Örneğin disleksisi olan çocuklar rakamları ters algılayabilir, büyük sayılardaki rakamların yerini karıştırabilir ve matematiksel sembolleri yanlış okuyabilir. Bu da okuma becerilerini etkileyebilir. Ancak matematiksel kavramları anlayabilirler.
Küçük yaştan itibaren başlayan matematikle ilgili sorunlar, insanların hayatlarını matematikten kaçınarak geçirmelerine ve yetişkinlikte büyük sorunlar yaşamalarına neden olabilir. Diskalkulisi olan çocukların bu konuda yaşadığı zorlukların yargılama olmaksızın dikkatlice değerlendirilmesi ve gerekli görüldüğü takdirde bireysel çalışmalar ile desteklenmeleri hayli önemli.
Diskalkulisi olan çocuklar genellikle matematiksel hesaplamaları parmaklarını kullanarak yapmaya çalışır. Ancak büyük sayılarda bu yöntemi kullanmak mümkün değil. Bu nedenle diskalkulili çocuklara yenilikçi hesaplama yöntemleri öğretilerek beyinlerinde, matematiksel işlemleri daha hızlı yapmalarını sağlayacak yeni sinirsel bağlantılar kurulabilir. Örneğin diskalkulisi olan çocukların küçük yaştan itibaren oyunlar ve görsel öğretim materyalleri ile nicelik kavramını anlamalarına ve bu kavramı sayısal sembollerle ilişkilendirmelerine yardımcı olunabilir. Aynı zamanda matematik müfredatının ve okul gibi öğrenme ortamlarının matematikle ilgili güçlük yaşayan çocukları destekleyecek şekilde hazırlanması faydalı olacaktır.
Kaynaklar:
- Shalev, R. S. ve ark., “Developmental dyscalculia: prevalence and prognosis.”, European Child & Adolescent Psychiatry, Cilt 9, s. 58-64 , 2000.
- Shalev, R. S., Gross-Tsur, V., ”Developmental dyscalculia”, Pediatric Neurology, Cilt 24, Sayı 5, s. 337-342, 2001.
- Shalev, R. S. ve ark., "Developmental dyscalculia is a familial learning disability.”, Journal of Learning Disabilities, Cilt 34, Sayı 1, s. 59-65, 2001.
- Castelli, F., Glaser, D. E., Butterworth, B., “Discrete and analogue quantity processing in the parietal lobe: a functional MRI study”, The Proceedings of the National Academy of Sciences, Cilt 103, Sayı 12, s. 4693-4698, 2006.
- Murphy, C., “Embodiment and reasoning in children’s invented calculation strategies.”, Proceedings 30th Conference of theInternational Group for the Psychology of Mathematics Education, Cilt 4, s. 217-224, 2006.
Yazar Hakkında: