Şampiyon Karatecimiz Serap Özçelik Arapoğlu ile Söyleşi
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na özel olarak, ülkemizi hem Avrupa hem de dünya şampiyonalarında temsil eden ve önemli başarılar kazanan milli karatecimiz Serap Özçelik Arapoğlu ile Bilim Genç okurları için bir söyleşi gerçekleştirdik.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na özel olarak, ülkemizi hem Avrupa hem de dünya şampiyonalarında temsil eden ve önemli başarılar kazanan milli karatecimiz Serap Özçelik Arapoğlu ile Bilim Genç okurları için bir söyleşi gerçekleştirdik.
TÜBİTAK Bilim Genç: Kendinizi tanıtır mısınız?
Serap Özçelik Arapoğlu: 1988 yılında İstanbul’da doğdum. İlköğretim ve lise öğrenimimi İstanbul’da bitirdikten sonra lisans eğitimimi Sakarya Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümünde tamamladım. Uluslararası derecelerim olduğu için eğitim hayatımdan sonra doğrudan öğretmen olarak atandım. Şu an hem öğretmenlik yapıyorum hem de profesyonel sporcu olarak hayatıma devam ediyorum. Spor kariyerime 2000 yılında karateyle başladım. Milli takıma ilk kez 2005’te katıldım ve halen aktif olarak milli takımda yer alıyorum. O tarihten itibaren uluslararası karate müsabakalarında önemli dereceler elde ettim.
2005-2006’da Ümitler Avrupa Şampiyonluğu, 2007’de Gençler Dünya Şampiyonluğu, 2008’de Gençler Avrupa 3.’lüğü elde ettim.
Avrupa Büyükler Karate Şampiyonası’nda 2011, 2012, 2014 ve 2018’de altın madalya, 2013 ve 2016’da gümüş madalya, 2010, 2015 ve 2017 ise bronz madalya kazandım.
Dünya Büyükler Karate Şampiyonası’nda 2014’te Dünya Şampiyonluğu, 2018’de Dünya 2.’liği, 2012’de Dünya 3.’lüğü elde ettim.
2013’te Dünya Oyunları Şampiyonluğu, 2013 ve 2015’te Akdeniz Oyunları Şampiyonluğu, 2018’de ise Akdeniz Oyunları’nda 3.’lük elde ettim.
2017 ve 2018’de sıkletinin en iyisine verilen Grand Winner ödülünü kazandım.
World Karate Federation
TÜBİTAK Bilim Genç: Karateci olmaya nasıl karar verdiniz?
Serap Özçelik Arapoğlu: Spora çok fazla yeteneğim vardı. Öğretmenim mutlaka bir spor dalıyla uğraşmam gerektiğini söylerdi. Sonrasında en yakın arkadaşım bana “Serap, hadi gel karateye kayıt olalım” dedi. Aklımda hiç olmayan bir branştı ve o söylediği için gittim. Ben kayıt yaptırdım ancak o ne yazık ki yaptıramadı. Onun sayesinde karate branşı ile tanışmış oldum. Ailemin desteğini de unutamamam; hiç aksatmadan beni antrenmanlara götürüp getirdiler.
Beni motive eden şey genellikle kazanma arzusu ve daha iyi olabilme duygusuydu. Karateye ilk başladığım zamanlar müsabakaya çıkınca genellikle başarılı olamazdım. Ama her zaman “Nerede hata yapıyorum , nasıl daha iyi olabilirim?” diye düşünür ve antrenmanlara daha fazla ağırlık verirdim. Karateye başladıktan beş sene sonra milli takıma seçildim.
TÜBİTAK Bilim Genç: Antrenman ve beslenme programınızdan bahseder misiniz? Ne kadar sıkı çalışıyorsunuz? Karateden arta kalan zamanlarda neler yapıyorsunuz?
Serap Özçelik Arapoğlu: Karate sporunu profesyonel olarak yapmaya başladıktan sonra normal spor kulüplerindeki gibi antrenman yapmıyorsunuz. Antrenman programınız tamamen değişiyor. Bizim antrenman programımız ağırlık, kondisyon, çabukluk ve teknik-taktik bölümlerinden oluşuyor. Bir gün çift, bir gün tek antrenman yapıyoruz. Yani haftada toplam 11 antrenman yapıyoruz.
Yoğun antrenman dönemlerinde protein ağırlıklı beslenmeye çalışıyoruz. Müsabakaya yakın dönemde ise karbonhidrat ağırlıklı besleniyoruz.
TÜBİTAK Bilim Genç: Türkiye’yi hem Avrupa hem de dünya şampiyonalarında başarıyla temsil ettiniz. Şampiyonlarda madalya kazanarak bayrağımızı dalgalandırmak nasıl bir duygu?
Serap Özçelik Arapoğlu: Çok emek veriyoruz, saatlerce antrenman yapıyoruz, sosyal hayatımıza yok denecek kadar az zaman ayırabiliyoruz. Ama uluslararası arenada kürsüye çıkıp marşımızı okutunca... İşte o duyguyu hiçbir şeye değişmem. Gerçekten de anlatılmaz bir duygu, ancak yaşanarak anlaşılabilir. Kuş gibi oluyorsunuz, omuzlarındaki bütün yükü orada, arkanızda bırakıyorsunuz. Çok güzel bir his.
TÜBİTAK Bilim Genç: Başka ülkelerle karşılaştırınca Türkiye’nin karatedeki durumu hakkında neler söylersiniz?
Serap Özçelik Arapoğlu: Karate branşında yurt dışında diğer rakiplerin çekindiği bir ülkeyiz. Bu branşta diğer ülkelere kıyasla gerçekten başarılıyız. Avrupa’da 1. sıradayız, dünyada ise ilk üçteyiz.
TÜBİTAK Bilim Genç: Bundan sonraki hedefiniz nedir?
Serap Özçelik Arapoğlu: Çok şükür, hem Avrupa hem de dünya şampiyonluğum var. Şimdiki hedefim, karatenin ilk defa yer alacağı 2020 Tokyo Olimpiyatları’na öncelikle kota alabilmek.
Tokyo Olimpiyatları’na kota alabilmek için “Premier Leauge” olarak isimlendirilen ve yedi etaptan oluşan müsabakalara katılıyoruz. Bu müsabakalarda dereceye girdiğimizde puan alıyoruz. Puanlama sonucu kendi sıkletinde 1. ve 2. sırada olan sporcular olimpiyatlara doğrudan katılmaya hak kazanıyor. Bu çok zorlu süreç, sürekli başarı ve istikrar gerektiriyor. Kota müsabakaları Eylül 2018’de başladı. Puanlamaya dâhil edilen Avrupa ve dünya şampiyonaları da oldu. Ben şu an kendi sıkletimde dünya ve olimpiyat sıralamasında birinciyim. Umarım yerimi koruyup olimpiyatlara katılmaya hak kazanırım.
Olimpiyatlara katılma hakkı kazandıktan sonraki hedefim ise olimpiyatlarda ülkemize madalya getirebilmek. Hedefe kilitlendim, sabırsızlıkla sonucu bekliyorum.
TÜBİTAK Bilim Genç: Spora, özelde de karateye başlamak isteyen gençlere ne tavsiye edersiniz?
Serap Özçelik Arapoğlu: Karate karşılıklı selam ile başlayıp biten, vücudunun otokontrolünü sağlayan, bedeni terbiye eden bir spor. Bir amaç uğruna bu sporu yapan gençlere kendilerine her zaman hedef koymalarını ve hedefe giden yolda ne kadar zorluklarla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar asla pes etmemelerini tavsiye edebilirim. Çünkü sporda başarılı olabilmek mücadele, sabır, cesaret, azimli çalışma ve kesinlikle pes etmemeyi gerektiriyor.