Uluslararası Nakliye: Dünyayı Küçülten Sistem
Ürünler dünyanın bir ucundan diğerine düşük maliyetle nasıl taşınıyor?
Günümüzde ticaret kavramı ülkelerin sınırlarını aşmış durumda. E-ticaretin yaygınlaşması ile birlikte uluslararası ticaret sadece büyük şirketlerin ürünlerini diğer ülkelere ulaştırma yöntemi olmaktan çıktı. Bu yöntem sayesinde bireysel bir satıcı artık elindeki ürünü herhangi bir ülkedeki alıcıya ulaştırabiliyor. Peki, bu ürünler dünyanın bir ucundan diğerine düşük maliyetle nasıl taşınıyor? Örneğin e-ticaret siteleri aracılığı ile Çin’den aldığınız birkaç dolarlık bir ürün nakliye ücreti olmaksızın elinize nasıl ulaşabiliyor?
Ticari şirketlerin ürünlerini istenilen yere, zamanında, düşük maliyetle ve güvenli bir şekilde ulaştırması hayli önemli. Ancak bütün bu taleplerin karşılanmasının bir maliyeti var ve bu durum alıcıya ulaşacak ürünün fiyatının artmasına neden oluyor. Bu nedenle nakliye uluslararası ticaretin çok önemli bir ayağı.
Ticari ürünlerin nakliyesinde deniz yolu, demir yolu ve kara yolu taşımacılığı yöntemleri kullanılabilir. Hangi yöntemin tercih edileceği ürünün özellikleri (örneğin yiyecekler kolayca bozulabilen maddelerdir), değeri ve taşıma maliyetine bağlıdır.
Deniz yolu, uluslararası nakliyatta önemli yeri olan bir taşımacılık yöntemi. Dünyada ticareti yapılan ürünlerin hacimce %80’i nakliyesi deniz yolu ile yapılıyor. Deniz yolu taşımacılığının avantajı düşük maliyetli ve yüksek taşıma kapasitesine sahip oluşu. En önemli dezavantajı ise taşıma süresinin uzun oluşu.
Hava yolu hızlı, güvenilir ve etkili bir nakliye yöntemi olmasına rağmen maliyetinin yüksek olması nedeniyle uluslararası ticari ürünlerin %2’sinden daha azı hava yolu ile taşınıyor. Ancak uluslararası nakliyesi yapan ürünlerin toplam değerinin %20’sini bu ürünler oluşturuyor. Değerli ürünlerin -örneğin yarı iletken çiplerin, LCD ekranların ve elmasın- nakliyesi hava yolu kullanılarak yapılıyor.
Antonov An-225 ile Airbus A320’nin karşılaştırılması
Kargo uçaklarının tasarımındaki değişimler sayesinde hem hacim hem ağırlık olarak çok daha büyük malzemelerin taşınması mümkün hale geldi. Örneğin kanat genişliği açısından değerlendirildiğinde dünyanın en büyük uçağı olan Antonov An-225 Mriya isimli kargo uçağının taşıma kapasitesi 250 ton. Antonov An-225 Mriya’nın kanat genişliği 88,4 metre yani neredeyse bir futbol sahasının uzunluğu kadar. Altı turbofan motora sahip uçağa 1300 m3 kargo yüklenebiliyor.
Kara taşımacılığının (kara yolu, demir yolu ve boru hatları) uluslararası nakliyedeki en önemli işlevi, deniz ve hava yolu ile taşınan malların üretim ve teslimat noktaları ile liman ve havaalanları arasındaki bağlantısını sağlaması.
Günümüzde ürünlerin uluslararası nakliyesinde maliyetlerin düşmesindeki en önemli etkenlerden biri konteynırlar. Konteynır standart ölçülere sahip büyük metal kutulardır. Farklı amaçlarla kullanılan farklı boyutlarda konteynır türleri var. Bunlar arasında uzunluğu 6,09 m (20 feet) olan konteynırın hacmi, kargo hacmi birimi (TEU) olarak kullanılıyor. Şu an dünya üzerinde kullanımda olan konteynırların toplam hacmi ise 34 milyon TEU yani 20 feet’lik 34 milyon konteynıra eş değer.
Dünyanın en büyük kargo gemisi MSC Oscar’ın kapasitesi 19.224 TEU.
Konteynırlar, sahip oldukları tasarım sayesinde, bir taşımacılık türünden diğerine hızlı bir şekilde transfer edilebilir. Örneğin aynı konteynırı dünyanın herhangi bir ülkesinde gemiye, trene, uçağa ya da tıra uyumsuzluk problemi olmaksızın yükleyebilirsiniz. Vinçler bir saatte 30-40 konteynırı gemiden limana, limandan gemiye taşıyabilir. Bu yöntemde insan gücüne yoğun olarak ihtiyaç duyulmaz ve taşıma süreçleri genellikle otomasyon sistemleri kullanılarak gerçekleştirilir. Bu sayede artık nakliye maliyetleri geçmişe göre çok daha düşük. Örneğin kahve taşıyan 15 tonluk bir konteynır, Malezya’daki üretim noktasından ABD’deki bir dağıtım noktasına -yaklaşık 20 bin kilometre mesafeyi kargo gemisi ve tırlarla toplamda 22 günde katederek- sadece birinci sınıf bir yolcu uçak bileti fiyatına taşınabiliyor.
Kargolar taşınırken çıkış noktasından varış noktasına doğrudan taşındığını düşünebilirsiniz. Ancak küresel ölçekte düşünüldüğünde durum her zaman böyle değildir. Çünkü bir noktadan bir noktaya doğrudan nakliye yüksek maliyetli bir yöntemdir. Bu nedenle bir ürün nakliye sırasında daha karmaşık yollar izleyebilir.
Örneğin günümüzde taşımacılık süreçlerinin neredeyse tamamında kullanılan merkez-kol yönteminde ürünler ilk olarak çıkış noktalarından yüksek kapasiteli bir merkeze taşınır. Daha sonra ise bu merkezlerden ürünleri teslim noktalarına taşıyacak hatta aktarılırlar.
Bu merkezlerin seçiminde konum hayli önemli. Örneğin günümüzde Çin, Güney Kore gibi ülkelerin artan ekonomik etkinlikleri nedeniyle Asya’dan özellikle Amerika ve Avrupa’ya taşımacılıkta Singapur ve Hong Kong dünyanın en önemli kargo aktarma merkezlerinden. Bu şehirlerin önemli nakliye merkezleri olarak tercih edilmesinin nedeni, hem önemli üretim merkezlerine yakınlıkları hem de dünyanın önemli deniz yolu nakliye rotalarının üzerinde bulunmaları.
Taşımacılık alanındaki bütün bu gelişmeler sayesinde nakliye maliyetleri 1970’li yıllardan günümüze yaklaşık olarak yarı yarıya düştü. Küreselleşmenin etkilerinin en belirgin hissedildiği uluslararası ticaret alanındaki bu gelişmeler, aynı zamanda dünyanın giderek “küçüldüğünün” de kanıtı.
Daha fazla bilgiye aşağıdaki kaynaklardan ulaşabilirsiniz.
Kotabe, M., Helsen, K., “Global Marketing Management”, Wiley, 5. Baskı, s. 498-541, 2010.
http://www.worldshipping.org/pdf/container_shipping_and_the_us_economy.pdf
O’Connor, K., “Global city regions and the location of logistics activity”, Journal of Transport Geography, Cilt 18, Sayı 3, s. 354–362, 2010.
“Review of Maritime Transport 2015”, United Nations Conference on Trade and Development, 2015.
http://www.worldshipping.org/pdf/suez-canal-presentation.pdf