Yiyecekleri Bozulmaktan Kurtaran Pratik Yöntem: Konserve
Buzdolabının ya da derin dondurucunun henüz icat edilmediği zamanlarda yaşadığınızı düşünün. Yiyeceklerinizin bozulmaması için ne yapardınız?
Buzdolabının ya da derin dondurucunun henüz icat edilmediği zamanlarda yaşadığınızı düşünün. Yiyeceklerinizin bozulmaması için ne yapardınız?
Kış mevsimini yaşadığımız şu günlerde birçoğumuz yaz aylarında kuruttuğumuz sebzeleri, kurduğumuz turşuları ya da kaynatarak yaptığımız domates ve biber salçalarını tüketiyoruz. Bu uygulamalar aslında buzdolabının henüz icat edilmediği zamanlardan günümüze taşınan birer besin saklama yöntemi.
Tarih boyunca insanlar besinleri taze tutmak ve bozulmadan uzun süre saklamak için kurutma, tuzlama, turşu yapma, buzda ya da karda soğutma gibi farklı yollara başvurdu. Bütün bu yöntemlerin amacı, sonraları Fransız bilim insanı Louis Pasteur tarafından da gösterileceği üzere, mikroorganizmaların (örneğin maya, mantar, bakteri) çoğalmak için ihtiyaç duydukları enerjiyi elde etmek amacıyla gerçekleştirdikleri aktiviteler sonucu besinlerde “bozulma” dediğimiz kimyasal değişimlere sebep olmalarını önlemekti.
Fransız pastaneci Nicholas Appert, 19. yüzyılın başında, besinlerin kaynatıldıktan sonra kapalı bir kaba konularak hava ile temas etmesi önlendiği takdirde uzun süre taze kalabildiğini ve güvenle tüketilebildiğini keşfetti. Bu sırada Fransa İmparatoru Napolyon Bonapart savaş alanındaki askerlere taze yiyecek sağlayabilecek yöntemi geliştirecek kişiye 12.000 frank ödül verileceğini açıkladı. Bunun üzerine Appert 1807 yılında kaynatılmış besinleri mantarla kapatılmış cam kaplara koydu ve geliştirdiği yöntemi Fransız hükümetine sundu. Napolyon tarafında da beğenilen bu uygulama sayesinde Appert ödülün sahibi oldu.
1810 yılında Peter Durand adlı İngiliz tüccar, Albert’in yöntemini daha da ileriye taşıyarak besinleri saklamak için üzeri paslanmayı önlemek amacıyla kalayla kaplanan demir kapları kullandı. Bu uygulama hem kutuya hem de yönteme adını veren “konserve”nin icadı anlamına geliyordu.
Durand’ın geliştirdiği konserve kutuları uzun süre boyunca yalnızca askerler tarafından ya da uzun seyahatler için kullanılmış, halk arasında yaygınlaşmamıştı. Bunun sebebi de kutuların ağırlığıydı. Boşken bile yarım kilo olan kutular kalın bir demirden yapılıyordu. Kutuları açmak içinse çekiç ve keski kullanılması gerekiyordu.
1860’lara gelindiğinde kutular daha hafif ve daha ince metaller kullanılarak üretilmeye başlandı. Ağız kısmına konulan ve “konserve açacağı” olarak adlandırılan çıkıntılar ise konserve kutularını çok daha kullanışlı hale getirdi ve konservenin yaygınlaşmasını sağladı.
-
Ellyard, D., Kim Neyi Ne Zaman İcat Etti, Çev. U. Mutlu, TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, 2017.