Öğrenmek İçin Uykuya Dalmak
Uyku sadece bedenimizin dinlenmesi, hücrelerin yenilenmesi ve onarımı gibi süreçler için değil, gün içinde yeni öğrendiğimiz bilgilerin pekiştirildiği bir aşama olduğu için de hayli önemli. Peki uyku sırasında yeni bilgiler öğrenmek mümkün mü?
Sınava girmeden önce sabaha kadar ders mi çalışıyorsunuz? Öyleyse bu yazıyı okuduktan sonra uykunuzu ertelemekle ilgili fikriniz değişebilir.
Uyku sadece bedenimizin dinlenmesi, hücrelerin yenilenmesi ve onarımı gibi süreçler için değil, gün içinde yeni öğrendiğimiz bilgilerin pekiştirildiği bir aşama olduğu için de hayli önemli.
Bu konuda yapılan ilk çalışmalar, REM uykusunun öğrenmede etkin rol oynadığını öne sürüyordu. Çünkü REM uykusu sırasında elektroensefalografi (EEG) yöntemi ile ölçülen beyin aktivitesi uyanık durumdakine benzerdir. Ancak uyku sırasında REM uykusuna geçmesine izin verilmeyen bazı deneklerle yapılan çalışmalarda, REM uykusunun öğrenmede etkin olduğunu gösteren sonuçlara ulaşılamadı. Ardından, REM dışı uykunun üçüncü evresi olan ve “yavaş dalga uykusu” olarak isimlendirilen aşamanın gün içinde öğrendiklerimizin yapılandırılmasında anahtar bir role sahip olduğu kanıtlandı.
Uyku REM ve kendi içinde üç evreye ayrılan REM dışı uyku olmak üzere toplam dört aşamadan oluşur.
Peki uyku sırasında yeni bilgiler öğrenmek mümkün mü?
Günümüzün ortalama 7-9 saatini uykuda geçiyoruz. Bu süreçte bir şeyler öğrenmeye devam etmeyi kim istemez ki? Uykuda öğrenme yani “hipnopedya” uzun yıllardır insanların hayallerini süslüyor. Bu konudaki ilk girişim Alois Benjamin Saliger adlı bir mucide ait. Kendisi uyku sırasında beynimizin âdeta hipnoz altında olduğunu ve kayıt cihazı gibi çalışan mekanizması sayesinde istediğimiz konudaki bilgileri uykuda öğrenebileceğimizi ileri sürdü. Böylece bilinçaltı ile algılanan çeşitli bilgilerin tekrar edilmesiyle kendimizi geliştirebileceğimizi iddia etti. Bu amaçla psikotelefon isimli bir cihaz geliştirdi.
1950’lerde yapılan çalışmalar ise uykuda öğrenmenin mümkün olmadığını gösterdi. Çünkü EEG cihazı ile beyindeki elektrik sinyallerinin kaydedildiği sırada sunulan seslerin deneylerde yer alan insanları uyandırdığı, dolayısıyla öğrenmenin uyurken gerçekleşmediği ortaya kondu.
Sonraki çalışmalar uyku sırasında belleği güçlendirme üzerine yoğunlaştı. Bu çalışmalarda uyku öncesinde katılımcılara çeşitli bilgiler bir ipucu uyaranla eşleştirilerek sunuldu. Ardından yavaş dalga uykusu sırasında ipucu uyaranlar deneklere tekrar sunulduğunda bilgilerin daha iyi hatırlanması sağlandı. Yani bu yöntem sayesinde öğrenilen yeni bilgilerin bellekte yapılandırılma süreci pekiştirilebildi.
Almanya’daki Lübeck Üniversitesinden Björn Rasch ve ekibi, bu yöntemi kullanarak uyku öncesinde katılımcılara bazı nesnelerin yerini öğretirken gül kokusu koklatıldı. Uyku sırasında gül kokusu koklatılan grup, kontrol grubuna göre uyandıktan sonra nesnelerin yerini hatırlamada daha başarılı oldu. İpucu olarak ses uyaranlarının kullanıldığı bir çalışmada da benzer sonuçlar elde edildi.
Bu çalışmalar daha çok uyku öncesinde öğrendiklerimizi, uyku sırasında tekrar ederek daha iyi hatırlamamızın mümkün olduğunu ortaya koyuyor.
Günümüzde ise uyku sırasında yeni bilgi öğrenmenin mümkün olduğunu işaret eden çalışmalar var. Bern Üniversitesinden Marc Alain Züst ve ekibi tarafından 2019 yılında yapılan araştırmada uyku sırasında sözel öğrenmenin mümkün olup olmadığı test edildi. Katılımcılara uyku sırasında ana dillerinden kelimeler ve anlamlı olmayan sahte kelimeler ikili olarak eşleştirilerek dinletildi. Daha sonra katılımcılar uyanık durumdayken daha önce kendilerine dinletilen eşleştirmeleri içeren ve içermeyen şıklar arasında seçim yapmaları istendi. Sonuçlar, uyku sırasında kelime eşleştirmelerinin öğrenilebildiğini gösterdi. Beyin görüntüleme sonuçları da dil öğrenme sürecinde, bu süreçten sorumlu alanlar ve hipokampus bölgesi arasında etkileşim meydana geldiğini kanıtladı. Hipokampus, uyanıkken kelime öğrenme sürecinde de aynı şekilde aktifleşiyor. Araştırmacılar, özellikle yavaş dalga uykusundaki pik aşamalarında ilişkisel öğrenmenin mümkün olduğunu düşünüyor.
Uykunun öğrenme ve bellek süreçlerinde hayli etkin olduğu artık bilinen bir gerçek. Bulgular uyku sırasında önceki bilgilerimizden bağımsız olarak yeni bilgiler öğrenebileceğimizi kesin olarak kanıtlamasa da önceki bilgilerimizle ilişkilendirilen bilgileri öğrenmenin ve gün içinde öğrendiklerimizi daha iyi hatırlamanın mümkün olduğunu gösteriyor.
Kaynaklar:
- Rosenzweig, M. R., “Historical perspectives on the development of the biology of learning and memory.”, Neurobiology of learning and memory, Academic Press, s. 1,53, 1998.
- Paller, K. A. ve Oudiette, D., "Sleep learning gets real.", Scientific American, Cilt 319, Sayı 5, s. 26-31, 2018.
- https://www.nature.com/articles/nn.3193
- https://www.cell.com/trends/cognitive-sciences/fulltext/S1364-6613(19)30295-5
Yazar Hakkında: