Alzheimer’ı Haber Veren Proteinler
Alzheimer ile ilişkili olduğu düşünülen proteinler tespit edildi.
Demans olarak da adlandırılan aşırı bunamanın en yaygın görülen türlerinden biri olan Alzheimer, bilişsel ve fiziksel fonksiyonların kaybına yol açan ölümcül bir hastalıktır.
Onlarca yıldır yapılan çalışmalara rağmen bugüne kadar değil Alzheimer’ı tedavi etmek, hastalığın gelişimini yavaşlatacak bir yöntem bile bulunamadı. Araştırmacılar, Alzheimer’ın gelişimini engellemek için henüz bunama semptomları ortaya çıkmadan hastalık riskinin tespit edilmesine imkân veren yöntemlere ihtiyaç olduğunu düşünüyor.
Bugün Alzheimer riskini öngörmeye çalışan araştırmacılar, hastalık ile ilişkili olduğu bilinen amiloid beta ve tau proteinlerine odaklanıyorlar. Ancak amiloid beta ve tau insan hücrelerindeki binlerce farklı tür proteinden sadece ikisidir. Başka tür proteinler de Alzheimer riskini tahmin etmeye yardımcı olabilir.
ABD’deki John Hopkins Üniversitesinden Keenan A. Walker ve arkadaşları yakın zamanlarda Nature Aging’de yayımladıkları bir makalede, Alzheimer riskini en az beş yıl önceden haber veren çeşitli proteinler tespit ettiklerini açıkladılar.
Araştırmacılar, çalışmalar sırasında ilk olarak 2011-2013 döneminde kısaca ARIC olarak adlandırılan Toplumda Damar Sertleşmesi Riski projesi kapsamında, 4.800 orta yaşlı gönüllüden alınan kan örneklerini yaklaşık 5.000 ayrı protein için analiz etmişler. Sonuçlar, takip eden beş sene içinde Alzheimer belirtileri göstermeyen başlayan gönüllülerin kanlarında 38 tür proteinin anormal seviyelerde bulunduğunu göstermiş. Araştırmacılar daha sonra yine aynı proje kapsamında 1993-1995 döneminde 11.000’den fazla gönüllüden alınan kan örneklerini analiz etmişler. Sonuçta, Alzheimer ile ilişkili olduğu düşünülen bu 38 tür proteinin 16’sının takip eden yirmi sene içinde Alzheimer belirtileri göstermeye başlayan gönüllülerin kanlarında yine anormal seviyelerde bulunduğu tespit edilmiş.
Araştırmacılar tespit edilen proteinlerin gerçekten de Alzheimer riskiyle ilişkili olup olmadığını anlamak için farklı bir topluluktan alınan kan örneklerini de incelemişler. 2002-2006 döneminde İzlanda’da yapılan bir çalışma sırasında toplanan kanlar, Alzheimer riskini yirmi yıl önceden haber verdiği düşünülen 16 proteinin 13’ü için analiz edilmiş. Sonuç olarak bu 13 tür proteinin 6’sının takip eden 10 sene içinde Alzheimer belirtileri göstermeye başlayan gönüllülerin kanlarında anormal seviyelerde bulunduğu tespit edilmiş.
Araştırmacılar elde ettikleri sonuçları daha önceleri Alzheimer’ın genetik temelleri üzerine yapılan çalışmaların sonuçlarıyla karşılaştırmışlar. Kısaca SVEP1 olarak adlandırılan bir proteinin sadece Alzheimer riskiyle ilişkili olmadığını, aynı zamanda hastalığın gelişiminde de rol oynadığına karar vermişler. Başka bir deyişle SVEP1 proteini Alzheimer’ın gelişimi sırasındaki süreçlerin yan ürünü olarak ortaya çıkmıyor, hastalığı tetikleyici ve ilerletici bir rol alıyor. Tespit edilen başka proteinlerin de benzer biçimde tetikleyici ve ilerletici rolleri olabilir.
Tespit edilen proteinlerin bazılarının Alzheimer’a yol açma ihtimali özellikle önemli bulunuyor. Gelecekte bu proteinleri hedef alan tedaviler geliştirmek mümkün olabilir.