Güneşlenme ile İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar
Egzersiz yapmak ve su içmek gibi kendimizi güneşten korumak da bulunduğumuz mevsimden bağımsız olarak öz bakımımızın bir gereği ve bir o kadar önemli. Peki yaz güneşinin tadını çıkarırken cilt sağlığımızı nasıl koruyabiliriz?
AleksandarNakic/iStock.com
Birçok insanın güneşlenme için dış ortamlara akın ettiği uzun yaz günlerinde, uzmanlara göre insanları doğru güneşlenme yöntemleri ve koruyucu önlemler konusunda ikna etmek zor.
Araştırmalar, korunmasız ve uzun süreli güneşe maruz kalmanın cilt kanseri, cilt hasarı ve bağışıklık sisteminin baskılanması gibi çeşitli sağlık sorunlarıyla bağlantılı olduğunu gösteriyor. Orlando Health Kanser Enstitüsü tarafından yapılan bir anket, kişinin konuyla ilgili yanlış bilgilere sahip olduğunu ortaya koydu. 1.021 yetişkin katılımcının yaklaşık %32'si güneşlenmenin "insanları daha iyi ve sağlıklı gösterdiğini" belirtirken %17'si su içmenin güneş yanıklarını önlemeye yardımcı olduğunu ifade etti.
dimid_86 / iStock
Enstitüden bu ankete katkıda bulunan onkoloji cerrahı Rajesh Nair, bu tür tehlikeli fikirlerin güneş kremi ve bronzlaşmanın faydaları hakkında yanlış bilgi ve uygulamaların teşvik edilmesine dayanıyor olabileceğine dikkat çekiyor.
Yanlış 1: Bronzlaşmak Güneş Yanıklarına Karşı Korur!
Bronzlaşmanın gelecekteki güneş yanıklarını önlemek için bir "katman" oluşturacağı düşüncesi uygun bir güneş yanığı koruma stratejisi gibi gelebilir. Ancak bu, güvenli bir yol değildir. Güneşlenerek veya solaryumdan elde edilen bronzlaşma, "katmanlı" olsa da olmasa da her zaman UV radyasyonundan kaynaklanan bir cilt hasarının göstergesidir.
Cildi etkileyen iki tür UV radyasyonu vardır: UVA ve UVB. UVA, en dıştaki cilt tabakası olan epidermisin altına sızar ve hücreleri melanin adlı, bronzlaşmaya neden olan kahverengi bir pigment oluşturmaya teşvik eder. UVB radyasyonu yalnızca epidermisi etkiler ve güneş yanıklarından sorumludur.
Anastasia Usenko/ iStock.com
Dermatolog Dawn Davis, güneşten korunma yollarının güneş kremi sürmek, cildi güneş ışınlarından korumak için tercihen uzun kollu giysiler giymek veya doğrudan güneş ışığından uzak durmak olduğunu belirtiyor. UV ışınları iç mekânlarda bile insanlara zarar verebiliyor. Örneğin güneş ışığı pencerelerden içeri girebiliyor veya yüksek basınçlı sodyum buharlı lambalar gibi bazı endüstriyel ışık kaynakları, radyasyon yayabiliyor. Bu tür ışık kaynakları genellikle fabrikalar, depolar ve havaalanı pistleri, inşaat sahaları, limanlar, vb. gibi geniş yer kaplayan açık endüstriyel alanlarda kullanılıyor ve bunların bir kısmı düşük seviyede ultraviyole (UV) radyasyon yayabiliyor.
Bilim insanları iç mekânlarda en az 15 SPF (Güneş Koruma Faktörü), dış mekânlarda ise en az 30 SPF kullanılmasını öneriyor. Ayrıca güneş kreminin iki saatte bir tekrarlanması gerekiyor.
Yanlış 2: D Vitamini Gereksinimini Karşılamak için Güneşe Maruz Kalmak Gerekir!
dreamsfolklore / iStock
D vitamini almak için güneşe maruz kalma fikri yaygın bir inanıştır. D vitamini, vücutta kalsiyum ve fosfor minerallerinin emilmesine ve işlenmesine yardımcı olur. Kalsiyum ve fosfor ise kemiklerin sağlıklı büyümesini ve bakımını destekler. D vitaminini iki şekilde alınabilir. Bunlardan biri, D vitamini açısından zengin yiyeceklerle beslenmek veya takviyelerin alınmasıdır. Diğeri ise güneş ışığıdır. UVB ışığı, cildin D vitamini üretmesini ve vücutta tutulmasını tetikler. Giysiler ve güneş kremleri bu süreci engellese de en güçlü güneş kremlerinin bile tüm UVB radyasyonunun cildi etkilemesini tam engellemediği biliniyor. Bu nedenle bu önlemlerin D vitamini eksikliğine yol açma ihtimalleri düşüktür. Ayrıca D vitamini güneş ışığından daha verimli bir şekilde balık, süt gibi besinlerden veya vitamin tabletleri gibi takviyelerden alınabiliyor.
Yanlış 3: Daha Koyu Ten Rengine Sahip Kişiler Doğal Olarak Güneş Işınlarına Maruz Kalmaktan Korunur!
Shana Novak/gettyimages.com
Koyu tenli kişilerin ciltleri, açık tenli kişilere göre güneşten gelen zararlı ışınlara karşı daha fazla doğal koruma sağlar. Ancak bu, koyu tenli kişilerin güneş ışınlarının verdiği zarardan tamamen korunduğu anlamına gelmez. Yani koyu tenli de olsanız açık tenli de olsanız cildiniz güneş ışınlarının zararlarına karşı hassastır.
Bronzlaşma veya yanma hızına göre güneş ışınlarından cildi korumak da mümkün değildir. Bronzlaşma hızı cilt tonuna bağlı olarak değişebilse de bu, güneş ışınlarından korunma gereksinimini ortadan kaldıran bir etmen değildir. Bu nedenle özellikle güneş ışınlarının en yoğun olduğu saatlerde dışarıda olmanız gerekiyorsa, cilt renginiz ne olursa olsun SPF 30 veya daha yüksek koruma faktörlü bir güneş kremi kullanmanız gerekir.
Kaynaklar: