K2-18b Ötegezegeninde Yaşam İzine mi Rastlandı?
James Webb Uzay Teleskobu (JWUT) uzak bir gezegen olan K2-18b’nin atmosferinde dimetil sülfür (DMS) ve/veya dimetil disülfür (DMDS) moleküllerini tespit etti.

A. Smith/ N. Madhusudhan (University of Cambridge)
K2-18b ötegezegeni ve yıldızının (kırmızı) temsili gösterimi (NASA, ESA)
Bilim insanları, James Webb Uzay Teleskobu (JWUT) verilerinin analizi sonucunda uzak bir gezegen olan K2-18b’nin atmosferinde, canlı organizmalar tarafından üretildiği bilinen bazı moleküllerin izlerine rastladı. Araştırmacılar, bu bulguların Dünya dışında yaşamın varlığına dair şimdiye kadar elde edilen en güçlü kanıtlar olabileceğini düşünüyor. Ancak bazı bilim insanları, K2-18b’deki bu olası biyolojik izlerin heyecan verici olduğunu kabul etseler de henüz kesin bir yaşam kanıtı olduğunu söylemekten kaçınıyor.
K2-18b Nerede, Ne Tür Bir Gezegen?
K2-18b, gökyüzünde Aslan Takımyıldızı yönünde, Dünya’dan yaklaşık 124 ışık yılı uzaklıkta ve bir yıldız-gezegen sisteminde bulunan bir ötegezegen. K2-18b, K2-18c ötegezegeni ile birlikte küçük kütleli kırmızı cüce yıldız EPIC 201912552’nin etrafında dolanıyor. 2015 yılında Kepler Uzay Teleskobu verileriyle keşfedilen K2-18b’nin yarıçapı Dünya’nın 2,6 katı, kütlesi ise yaklaşık 8,6 katı büyüklüğünde. K2-18b’de bir yıl yaklaşık 33 gün sürüyor ve gezegenin yüzey sıcaklığı yaklaşık 10 °C olarak hesaplanıyor.
K2-18b, yıldızına uzaklığı nedeniyle suyun sıvı hâlde bulunabileceği “yaşanabilir bölge” içinde yer alıyor. Bu da gezegeni araştırmacılar için yaşam olasılığı nedeniyle ilgi odağı hâline getiriyor.
Yaşanabilirlik Nasıl Araştırılıyor?
Bilim insanları, uzak ve son derece sönük ötegezegenleri araştırmak için onları yıldızlarının önünden geçerken gözlemlerler. Bu geçiş sırasında yıldızdan gelen ışık, gezegenin atmosferinden geçerken ortamdaki moleküllerin yol açtığı, belli dalga boylarındaki soğurmalardan etkilenir. Bilim insanları, bu tayf verilerini inceleyerek atmosferdeki molekülleri belirlemeye çalışır, böylece gezegenin atmosferinin kimyasal içeriği hakkında bilgi sahibi olurlar. K2-18b’nin atmosferi de bu yöntemle incelendi.
Nisan 2025’te The Astrophysical Journal Letters dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmada, JWUT ile elde edilen tayf verileri analiz edilerek K2-18b’nin atmosferinde dimetil sülfür (DMS) ve/veya dimetil disülfür (DMDS) moleküllerinin izlerine rastlandı. Bu moleküllerin Dünya’da yalnızca canlı organizmalar tarafından, özellikle de deniz fitoplanktonu gibi mikroskobik canlılar tarafından üretildiği biliniyor. Araştırmacılar, bu moleküllerin gezegenin atmosferinde gerçekten bulunduğunu teyit edebilmek için daha fazla gözleme ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Ayrıca gezegen atmosferi, elmanın kabuğunun göreli kalınlığı (elmanın kabuğu ve çekirdeğine kadar olan bölümünün oranı) ile karşılaştırılabilecek kadar incedir. Bu nedenle atmosferi araştırmak için yapılan gözlemlerin çok yüksek hassasiyet gerektirdiği vurgulanıyor.
JWUT’un 2023 yılında yaptığı gözlemler, K2-18b’nin atmosferinde metan ve karbondioksit bulunduğunu göstermişti. Bu da yaşanabilir bölgedeki bir gezegende ilk kez karbon bazlı moleküllerin tespit edilmesi anlamına geliyordu. O dönemde DMS’ye dair zayıf sinyallerden söz edilse de veriler net değildi. 2023 yılında JWUT’a ait yakın kızıl ötesi bölgeye duyarlı (0,8-5 mikron aralığına duyarlı) kamera ve tayf çekerler kullanılmıştı. 2025’te yapılan gözlemler ise orta kızıl ötesi bölgeye duyarlı (MIRI dedektörü; 6-12 mikron aralığına duyarlı) alıcılarla yapıldı. Bu sayede DMS ve DMDS’ye ait izler daha hassas biçimde belirlenebildi. Ancak bu iki molekülün tayfsal izleri birbirine yakın dalga boylarında ortaya çıktığından, onları birbirinden kesin olarak ayırt edebilmek için daha yüksek çözünürlüklü verilere ve detaylı analizlere ihtiyaç duyuluyor.
İlk değerlendirmelere göre K2-18b’nin atmosferindeki DMS ve/veya DMDS miktarı, Dünya’dakine kıyasla çok daha fazla olabilir. Eğer bu sinyaller doğrulanırsa bu durum, yoğun bir biyolojik aktiviteye işaret ediyor olabilir. Ancak bilim insanları, bu moleküllerin gerçekten canlı organizmalar tarafından üretildiğini söyleyebilmek için daha fazla veriye ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
K2-18b’nin JWUT’ta bulunan MIRI (orta kızıl öteye duyarlı alıcı) tayf çekeri kullanılarak alınan tayf verisi ve bu veride DMS ve/veya DMDS’nin olası izleri
K2-18b, uzun süredir “hycean gezegen” sınıfına girmeye adaylardan biri olarak kabul ediliyordu. Bu tür gezegenler, Dünya’dan daha büyük ve hidrojen bakımından zengin bir atmosfere sahip okyanus dünyalarıdır. Bilim insanları bu tür gezegenlerin milyarlarca yıl önce Dünya okyanuslarında yaşamış mikroskobik canlılara benzer organizmalara ev sahipliği yapıyor olabileceğini düşünüyor. Ancak K2-18b’de bu tür bir yaşamın varlığından söz edebilmek için gezegende sıvı su bulunduğuna dair açık kanıtlar gerekiyor.
K2-18b’de mikrobiyal yaşama uygun bir okyanus bulunup bulunmadığı ve atmosferdeki kimyasal izlerin gerçekten biyolojik kökenli olup olmadığı, bilim çevrelerinde farklı açılardan tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.
Sözlük:
Ötegezegen: Güneş Sistemi dışındaki gezegenlere verilen isimdir. Ötegezegenlerin çoğunluğu bir veya bazen birden fazla yıldız etrafında yörüngelerde dolanır. Yıldızları belirlenemeyen ötegezegenler de vardır. Mayıs 2025 itibarıyla Güneş Sistemi dışında keşfedilen ötegezegenlerin sayısı 6.000'e yakındır. Dünya'ya Güneş'ten sonra en yakın yıldız olan Proxima Centauri yıldızı etrafında da üç ötegezegen olduğu biliniyor.
Kaynaklar:
- N. Madhusudhan ve diğ., “New Constraints on DMS and DMDS in the Atmosphere of K2-18 b from JWST MIRI”, The Astrophysical Journal Letters, 983, L40 (2025)
- https://phys.org/news/2025-04-astronomers-strongest-life-planet.html
- https://www.nasa.gov/universe/exoplanets/webb-discovers-methane-carbon-dioxide-in-atmosphere-of-k2-18-b/
- https://exoplanet.eu/catalog/k2_18_b--3953/
- https://www.sci.news/astronomy/webb-biosignature-gases-atmosphere-k2-18b-13837.html
- https://www.sciencealert.com/strongest-evidence-of-alien-life-yet-found-124-light-years-away
Yazar Hakkında:
Prof. Dr. Faruk Soydugan
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü & Ulupınar Gözlemevi