Kıvılcımdan Yok Oluşa: Orman Yangınları
Canlıların solunum yapması için gerekli oksijenin büyük kısmı bitkilerden sağlanır. Bu bakımdan ormanlar en önemli oksijen kaynağıdır.
Bitkiler atmosferdeki karbondioksiti kullanarak fotosentez yapar. Fotosentez sonucu hem besin üretilir hem de oksijen açığa çıkar. Canlıların solunum yapması için gerekli oksijenin büyük kısmı bitkilerden sağlanır. Bu bakımdan ormanlar en önemli oksijen kaynağıdır.
Ormanlar canlılara oksijen sağlamanın yanı sıra toprak erozyonunu önler, su havzalarını korur, küresel ısınmanın olumsuz etkilerini azaltır, su döngüsünün dengelenmesini, atmosferdeki karbondioksitin soğurulmasını, temiz suyun depolanmasını, hayvanların yuva yapmasını ve besin elde etmesini sağlar.
Canlılar için hayati öneme sahip olan ormanlarda bazen doğal sebeplerden bazen de insan kaynaklı yangınlar ortaya çıkar. Yıldırım düşmesi, yanardağ patlaması veya yüksek sıcaklıklar orman yangınlarına sebep olan doğal etmenlerdir. Orman yangınlarının çoğu yıldırım düşmesi sonucu ortaya çıksa da rüzgâr, hava sıcaklığı ve yağış miktarı yangının ne kadar büyüyeceğini, süreceğini ve yayılacağını belirler. Havanın aşırı sıcak olması ve uzun süre yağış olmaması yıldırım sonucu oluşan küçük bir kıvılcımın orman yangınını başlatması için yeterlidir. Orman yangınlarının bir kısmı da insan kaynaklı sebepler yüzünden ortaya çıkar. Örneğin doğaya bırakılan sigara izmaritleri, elektrik kaçakları, arazi genişletme veya hasat sonrası kök ve sapları temizleme amaçlı ateş yakılması, havai fişek atılması, çöp yakılması, söndürülmeyen kamp ve piknik ateşleri bu sebeplerdendir.
Bazı orman yangınları kendiliğinden başlar ve yine kendiliğinden söner. Bu yangınlar genellikle küçük çaplı olur ve fark edilmez. Yağmurlar doğada kendiliğinden oluşan yangınları genellikle söndürür. Fakat günümüzde küresel ısınma sonucu oluşan uzun süreli aşırı yüksek hava sıcaklıkları, kuraklık ve güçlü rüzgârlar orman yangınlarının haftalarca hatta aylarca sürmesine sebep oluyor.
Dünyanın bazı bölgelerinde yılın belirli zamanlarında aşırı sıcaklıklar ve kuraklıklar görülüyor. Bu dönemler yangın sezonu olarak isimlendiriliyor. Küresel ısınma nedeniyle yangın sezonunda ortaya çıkan orman yangıları aşırı sıcak ve kurak bölgeleri daha fazla etkiliyor. Örneğin uzun süren ve büyük tahribata yol açan yangınlardan biri geçtiğimiz yıl Amazon Yağmur Ormanları’nda meydana geldi. Normal şartlar altında temmuz ve ekim ayları arasında yüksek hava sıcaklıklarından dolayı Amazonlar’da sık sık orman yangınları görülür ve bu yangınlar genellikle yıldırım düşmesi sonucu ortaya çıkıyor. Fakat 2019 yılının Ocak ve Ekim ayları arasında Amazon Yağmur Ormanları’nda meydana gelen orman yangınlarını inceleyen NASA araştırmacıları, bu yangınların çiftçiler tarafından arazi genişletme veya hasat sonrası kök ve sapları temizleme amaçlı ateş yakılması amacıyla başlatıldığını düşünüyor.
Ağustos 2019’da Amazonlar’da gerçekleşen orman yangınlarının NASA’ya ait Terra ve Aqua uyduları tarafından elde edilen görüntüsü Görsel: NASA (MODIS)
Amazonlar’ın yanı sıra Avustralya’da 2019 yılının Eylül ayında aşırı sıcaklar sonucu başlayan orman yangınları kuraklık ve güçlü rüzgârların da etkisiyle hâlâ devam ediyor. Aralık ayında ülke çapında yaklaşık 41°C’yi bulan sıcaklıklar nedeniyle Avustralya bu zamana kadarki en büyük kuraklıkla karşı karşıya kaldı. Son on yılın en yüksek sıcaklıkların görüldüğü Avustralya’da yanan alanlarda bulunan 6000’den fazla bina yok oldu.
Orman yangınlarının daha geniş alanlara yayılmasının sebeplerinden biri rüzgârdır. Diğer bir sebebi ise pyrocumulonimbus (pyroCbs) adı verilen alev bulutlarıdır. Bu bulutlar şiddetli yangınlar sonucu atmosfere yükselen duman, kül ve yanan maddelerden oluşur. Yangın sonucu atmosfere yükselen sıcak hava soğur. Havada nem varsa pyroCbs bulutları oluşur. Aşırı sıcak havalarda pyroCbs bulutlarındaki nem kurur. Bu yüzden bu bulutlar yağmur bırakmayan fırtına bulutlarını oluşturur. Fırtına bulutları yıldırımlara neden olur. Yıldırımlardan çıkan kıvılcımlar ise yeni yangınlar oluşturarak yangının yayılmasına yol açar.
PyroCbs bulutunda nemin henüz kurumadığı kısımlarda yağmur görülebilir. Yağmur yağarken aşırı kuru havadan dolayı buharlaşır. Buharlaşan hava soğur. Soğuyan hava etrafındaki sıcak havadan daha yoğun olduğu için aşağıya iner. Bu şekilde aşağıya doğru güçlü bir hava akımı oluşur. Bu güçlü hava akımı ağaçların parçalanmasına neden olabilir.
Görseli büyütmek için üstüne tıklayın.
Kontrol altına alınamayan orman yangınları sadece ormanların ve yaban hayatın yok olmasına değil toprak verimliliğinin azalmasına, toprak erozyonuna ve su döngüsünün korunamamasına da neden olur. Bu tür büyük yangınlar can kayıplarına bile yol açabilir. Doğal nedenlerle meydana gelen yangınlar kolayca tahmin edilemese de insan kaynaklı çıkan yangınların engellenmesi için gerekli tedbirlerin alınması konusunda hepimiz sorumluyuz.