Konuşmanın Anlaşılıp Anlaşılmadığını Gösteren Bir Beyin Sinyali Keşfedildi
Bazen belirsiz bir kelime duyuyor ve “Anlayamadım, tekrar eder misin?” diyoruz. Peki, konuşmanın anlaşılıp anlaşılmadığını beyin nasıl belirliyor?
Sosyal bir varlık olan bizler için dil hayatımızda önemli bir yere sahip. Bilgi edinmek, bilgi iletmek ve iletişimi sürdürmek duyulan konuşmanın anlaşılmasına bağlı. Bazen belirsiz bir kelime duyuyor ve “Anlayamadım, tekrar eder misin?” diyoruz. Bazen de birden fazla anlamı olan kelimelerin hangi anlamının kast edildiğini kolaylıkla anlayabiliyoruz. Peki, konuşmanın anlaşılıp anlaşılmadığını beyin nasıl belirliyor? Dublin ve Rochester üniversitelerinden araştırmacılar, sonuçları Current Biology dergisinde yayımlanan bir çalışma ile bu soruya cevap aradılar.
Çalışmaya anadili İngilizce olan ve herhangi görme, duyma problemi ya da nörolojik rahatsızlığı bulunmayan 84 kişi katıldı. 19-38 yaş aralığındaki sağlıklı bireylerden oluşan katılımcılardan dört deney grubu oluşturuldu ve her gruba farklı görevler verildi. Gruplardan biri hem görsel hem de işitsel ögeler içeren bir video izlerken, diğeri sadece sesli kitap, bir diğeri tersten kaydedilmiş sesli kitap, sonuncusu ise sağ ve sol kulaklarından farklı içeriklere sahip sesli kitaplar dinledi. Gruplara dinletilen/izletilen kayıtlarda önceden oluşturulmuş, konuşmanın anlaşılmasını zorlaştıran bazı gürültü ögeleri vardı. Bu sırada katılımcıların beyin aktivitesi, beyin dalgalarını elektriksel olarak ölçen EEG cihazı ile kaydedildi.
EEG kayıtları, katılımcılar konuşmayı anladığında ortaya çıkan bir beyin sinyalinin konuşmanın anlaşılamadığı zamanlarda etkin olmadığını gösteriyor. Bu sonuç beyinde anlamsal işlemleme hakkında önemli veriler elde edilmesini sağlamakla kalmıyor, cümle işlemlenmesi sırasında her bir kelimenin taşıdığı bilginin de bu anlamsal işlemlemede etkin şekilde kodlandığını gösteriyor. Yani, “Konuşmanın anlaşılıp anlaşılmadığını beyin nasıl belirliyor?” sorusunun cevabı beyindeki özel bir sinyalde gizli ve bu sinyal sadece konuşma anlaşıldığında etkin hale geliyor.
Araştırmacılardan Prof. Dr. Joan Lalor, bu sonuçların Alzheimer hastalığının ilk belirtilerinden biri olan karşılıklı konuşmayı takip etmede yaşanan zorluğun tespiti için önemli katkı sağlayacağını düşünüyor.