Millî Rüzgâr Enerji Sistemleri Geliştirilmesi Projesi: MİLRES
Millî Rüzgâr Enerji Sistemleri Geliştirilmesi Projesi ile rüzgâr teknolojileri konusunda dışa bağımlılığın azaltılması planlanıyor.
Türkiye güneş, rüzgâr, hidroelektrik gibi yenilenebilir enerji kaynakları konusunda yüksek potansiyele sahip bir ülke. Yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji elde etmek için ihtiyaç duyulan teknolojilerin ülkemizde tasarlanıp üretilmesi amacıyla birçok çalışma yapılıyor. Millî Rüzgâr Enerji Sistemleri Geliştirilmesi Projesi (MİLRES) bu çalışmalardan biri.
Günümüzde enerji ihtiyacını karşılamak üzere yaygın olarak kullanılan fosil yakıtların, yakıldıkları sırada açığa çıkan sera gazları nedeniyle, çevre üzerinde olumsuz etkileri var. Yenilenebilir enerji kaynaklarının, sürdürülebilir olmaları ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin az olması nedeniyle, gelecekte fosil yakıtların yerini alması hedefleniyor. Bu enerji kaynaklarından biri de rüzgâr enerjisi.
Türkiye rüzgâr enerjisi bakımından hayli avantajlı bir ülke. Özellikle Çanakkale-İzmir, Balıkesir ve Hatay'ın yanı sıra Bozcaada ve Gökçeada ülkemizin rüzgâr potansiyeli yüksek bölgelerinden birkaçı.
Ülkemizde hem rüzgâr potansiyelinin daha etkin bir şekilde kullanılması hem de rüzgâr teknolojileri konusunda dışa bağımlılığın azaltılması amacıyla 2011 yılında Millî Rüzgâr Enerji Sistemleri Geliştirilmesi Projesi (MİLRES) başlatıldı. Projede Sabancı Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ/TAİ), TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Enerji Enstitüsü ve özel kuruluşlar iş birliği yapıyor.
Rüzgâr Türbini Nedir?
Rüzgâr türbinleri, rüzgârın kinetik enerjisini önce mekanik enerjiye ardından da elektrik enerjisine dönüştüren sistemlerdir. Bir rüzgâr türbininde genel olarak rotor, kule, jeneratör, hız dönüştürücüleri (yani dişli kutusu), kanatlar ve elektrik-elektronik bileşenler bulunur. Rüzgâr türbinleri rüzgârın şiddetinin yeterince büyük olduğu, arazinin meteorolojik ve topoğrafik özelliklerinin uygun olduğu yerlere kurulur.
Rüzgâr türbininin bileşenleri
Rüzgâr Türbini Nasıl Çalışır?
Rüzgâr havanın hareket etmesi sonucu oluşur. Rüzgâr türbinleri ise rüzgârın kinetik enerjisinin elektrik enerjisine dönüştürülmesini sağlar. Rüzgâr türbinlerinin kanatçıkları, uçakların havada hareket etmesini sağlayan aerodinamik kuvvetler sayesinde döner.
Rüzgâr sahip olduğu kinetik enerjiyle türbinin kanatlarının ve kanatlara bağlı olan rotorun dönmesini sağlar. Böylece kinetik enerji mekanik enerjiye dönüştürülür. Rotor ise mekanik enerjiyi dişli kutusu ve mil gibi araçlarla jeneratöre aktarır. Jeneratör mekanik enerjinin elektrik enerjisine dönüştürülmesini sağlar. Jeneratörden elde edilen elektrik enerjisi doğrudan elektrik şebekesine aktarılabilir ya da bataryalarda depolanabilir.
MİLRES projesinin temel amacı, dünya standartlarında bir rüzgâr enerjisi sistemlerinin tamamen ülkemizde tasarlanıp üretilmesi. Projenin ilk aşaması 2016 yılında tamamlandı ve bu kapsamda üretilen 500 kilowatt gücündeki rüzgâr türbini prototipi, İstanbul’da Terkos Gölü civarında yer alan pilot tesis alanına kuruldu. Şu an projenin ikinci aşamasında 2,5 megawattlık rüzgar türbinlerinin üretimine devam ediliyor.
500 kilowatt gücündeki prototip türbin
Yerli rüzgâr türbininin jeneratör ve elektrik sistemleri TÜBİTAK MAM Enerji Enstitüsü tarafından geliştiriliyor. Kanatların bağlandığı rotor, iskelet, vinç sistemi gibi mekanik sistemler Sabancı Üniversitesi; türbin kanatları TUSAŞ-TAI; kanat, güç, yönlendirme gibi kontrol sistemleri ve elektronik sistemler İstanbul Ulaşım Anonim Şirketi, kule ise İTÜ tarafından üretiliyor. Rüzgâr analizi de İTÜ tarafından gerçekleştiriliyor.
MİLRES projesi sayesinde ülkemizin elektrik enerjisi ihtiyacının en az %15’inin rüzgâr enerjisinden yerli rüzgâr türbinlerinden sağlanabileceği öngörülüyor. Proje sayesinde uluslararası enerji pazarında yarışabilir hâle gelecek Türkiye böylece rüzgâr enerjisi teknolojileri konusunda öncü ülkeler arasına girebilecek.
Kaynaklar:
- https://mam.tubitak.gov.tr/tr/haber/milli-ruzgar-enerji-sistemleri-gelistirilmesi-projesi-tanitildi
- http://www.tuba.gov.tr/files/yayinlar/raporlar/Rüzgar%20Enerjisi%20Teknolojileri%20Raporu.pdf
- https://ee.mam.tubitak.gov.tr/tr/haber/milli-ruzgar-enerji-sistemleri-gelistirilmesi-projesi-tanitildi
- https://web.itu.edu.tr/~kaymak/windpower.html
Yorumlar
Yıldıray Özbir Pa, 07/21/2024 - 18:45
YANLIŞ BİLİNENBİR HUSUSA AÇIKLIK GETİRMEK İSTİYORUM . BU YANLIŞ NASIL BAŞLADI VE NEDEN SÜRDÜRÜLÜYOR ANLAMIŞ DEĞİLİM.
Uçak kanadında oluşan ve uçağın havada kalmasını sağlayan kuvvete bir bakalım;
Uçak kanadının yere bakan yüzü düz ve yer düzlemi (yatay) ile bir hücum açısı yaparken, diğer yüzü bombelidir (damla modeli). uçağın hızla harekete başlamasıyla alt yüzden kolayca geçen hava, üst yüzeydeki bombe nedeniyle sıkışarak geçen ve daha çok hız kazanan havadan daha yavaş hareket eder . Bu hız farkından ve hücum açısının kanadın üst kısmında oluşturduğu türbülans tan dolayı kanadın bombeli üst kısmında bir düşük hava basıncı oluşur. Bunun yanında kanadın altında ise hücum açısı sebebiyle bu açının büyüklüğü ile doğru orantılı yüksek hava basıncı oluşur. Bu basınç farkı kanadın altından yukarıya doğru olduğu için uçak hız kazandıkça bu kuvvet artar ve uçak havalanır.
Gelelim türbin kanatlarına:
Türbin kanatlarının, aynen uçak kanatlarında olduğu gibi (damla modeli); çevre rüzgarını direkt almayan yüzünün bombeli, çevre rüzgarını direkt alan yüzünün ise. düz olduğu söyleniyor. kanadın çevre rüzgarının etkisi ile dönebilmesi için; bu rüzgarın; rüzgarı direkt gören yüzüne dik yada paralel gelmemesi bir açı ile çarpması gerekir. Kanat ancak bu durumda rüzgarın geliş yönüyle yaptığı küçük açı yönünde dönmeye ve enerji üretmeye başlar. Kanadın hızla dönmeye başlamasıyla, kanadın iki yüzeyinde hava sürtünmesi nedeniyle, kanat ucundan kanadın, rotora bağlantı noktasına doğru gittikçe azalan bir direnç oluşur. Haliyle bu direncin enerji üretimine negatif bir etkisi görülür. Kanattaki bombe, rüzgarın kanada çarptığı yüzeyde değil de kule tarafında ise kanadın hızla dönmesinden kaynaklanan kanadın iki yüzeyindeki yüksek hava akımı uçaklarda olduğu gibi, kanadı bombenin olduğu tarafa doğru itecek olan kuvveti doğuracaktır. Bu Kuvvetin yönü aynen uçaklarda olduğu gibi kanadın düz kısmına dik ve bombeli kısmına doğru yönelmiş bir kuvvettir. Bu kuvvetin, iş yapma yönünde ( Pervaneyi döndürme yönünde) hiçbir etkisi olamaz., sadece kanadın bağlandığı kuleye yük bindirecek bir kuvvet oluşturur. enerji üretimine bir katkısı olamaz.
Bu bombenin sağladığı hacim ancak kanadın gereği kadar uzun ve sağlam yapılabilmesine olanak sağlar. Yıldıray Özbir