Samanyolu Gökadası’nın Şeklini Nasıl Biliyoruz?
Samanyolu Gökadası’nın çubuklu sarmal yapıda olduğu tahmin edilse de gerçek şeklinin nasıl olduğunu aslında bilmiyoruz.
Gökadamızın dışarıdan nasıl göründüğünü öğrenebilmek için ışık hızına yakın bir hızla hareket edebilen bir kamerayı gökadanın dışına göndermeyi başarsak bile, bu aracın yeterince uzağa ulaşması binlerce yıl sürerdi.
Dünya’dan çekilen fotoğraflarından Samanyolu Gökadası’nın görünen kısmının bir şerit şeklinde olduğu ve yıldızların bu şerit boyunca yoğunlaştığı gözlendi. Buradan Samanyolu’nun disk şeklinde bir gökada olduğu anlaşıldı. Ayrıca genç yıldızların etrafını çevreleyen gaz bulutlarındaki yüksüz ve iyonlaşmış hidrojenin yoğunluğunun ve yıldızların dairesel hareketlerinin ölçülmesi sonucu Samanyolu Gökadası’nın sarmal yapıda olduğu belirlendi.
Başlarda Samanyolu Gökadası’nı, yıldızlararası ortamda bulunan toz ve gaz bulutları nedeniyle, görünür ışığı kullanarak gözlemlemek mümkün olmamıştı. Bu nedenle radyo dalga boyunda yapılan gözlemlerde, gökadamızın dört ana koldan oluşan sarmal bir yapıda olduğu, merkezinin toz ve gaz bulutlarından oluştuğu belirlendi. Kızılötesi dalga boyunda gerçekleştirilen sonraki gözlemler ise gökadanın merkezinden dışarı doğru genişleyen çubuksu bir yapının varlığını ortaya çıkardı. NASA Spitzer Uzay Teleskobu tarafından elde edilen kızılötesi görüntüler, Samanyolu Gökadası’nın merkezindeki bu çubuksu yapının iki ana kol (Scutum-Centaurus ve Perseus) ve bunlar arasında yer alan daha küçük iki kol (Norma ve Sagittarius) tarafından çevrelendiğini gösterdi. Ana kollar genç ve eski yıldızlardan oluşurken küçük kollar yıldız oluşum bölgelerini ve gaz bulutlarını barındırıyor. Bu tür veriler bir araya getirilerek Samanyolu Gökadası haritalanabiliyor.