Yapay Zekânın Duyguları Olabilir mi?
“Makineler insanların zekâlarını kullanarak yaptıkları işleri benzer şekilde yerine getirebilir mi?” sorusuyla başlayan yapay zekâ çalışmaları 1950’lerden beri popülerliğini artırarak devam ediyor.
Bu sesli yayına Bilim Genç Spotify, Google Podcasts, Apple Podcasts ve YouTube kanalları üzerinden de ulaşabilirsiniz.
“Makineler insanların zekâlarını kullanarak yaptıkları işleri benzer şekilde yerine getirebilir mi?” sorusuyla başlayan yapay zekâ çalışmaları 1950’lerden beri popülerliğini artırarak devam ediyor. Yapay zekâ teknolojileri geçmişte yaşamımızı ve işlerimizi kolaylaştıracak çeşitli programlar ile -mesajlaşma ve veri paylaşma gibi- basit ve sınırlı işlemleri gerçekleştirebiliyordu. Ancak şu an bizimle sohbet edebiliyor, önerilerde bulunabiliyor hatta duygularımızı bile tespit edebiliyor.
Duyguları Nasıl Deneyimleriz?
Günlük yaşamda birçok duygu deneyimleyebiliyoruz. Ancak uzmanlar genel olarak yedi temel duygu olduğunu söylüyor: korku, öfke, üzüntü, mutluluk, şaşkınlık, iğrenme ve kıskançlık. Dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan birçok topluluktan insanlar bu duyguları benzer yüz ifadeleri ile yansıtıyor. Bu süreç beyinde şu şekilde gerçekleşiyor: İç ve dış uyaranlar, sinir ağları aracılığıyla beyni uyarıyor ve böylece yüz ifadesi, bedensel hareketler ve ses tonu gibi tepkiler ortaya çıkıyor.
Yapay Zekâ Duyguları Nasıl “Hisseder”?
Günümüzdeki yapay zekâ teknolojileri duygularımızı belirli özelliklere göre tespit edebiliyor. North Carolina ve Maryland üniversitelerinden araştırmacıların geliştirdiği bir algoritma, insanların yürüyüş şekillerine göre duygularını %80 oranında doğru tahmin edebiliyor. Bazı yapay zekâ teknolojileri kullanıcıların duygularını anlamak için seslerine ihtiyaç duyuyor. Üzerinde en çok çalışılan konu ise yapay zekânın yüz ifadelerindeki çok küçük değişimleri analiz ederek duyguları belirleyebilmesi.
Yapay zekâ yüz ifadelerini kendisine öğretildiği şekilde algılar. Ancak biz duygularımızı her zaman en uygun şekilde ifade edemeyebiliriz. Örneğin hem bir şeye odaklandığımızda hem de bir yerimiz ağrıdığında kaşlarımızı çatabiliyoruz. Ya da mutlu bir haber alınca gülmek yerine ağlayabiliyoruz. Bu nedenle sadece yüz ifadeleri yapay zekânın duyguları tespit etmesinde tek başına yeterli olmayabilir. Araştırmalar yapay zekâ teknolojilerinin karmaşık yüz ifadelerini tanıma konusunda biraz daha gelişmesi gerektiğini gösteriyor.
Yapay Zekâ Bizim Gibi Duygulara Sahip Olabilir mi?
Yapay zekânın belirli görevleri yerine getirebilmek için insanlarınkine benzer şekilde duygulara sahip olması gerekmiyor. Bu görüşe göre, yapay zekânın belirli uyaranlar karşısında yansıtacağı duygusal tepkiler (örneğin üzüntü ile ilişkili bir uyaran gösterildiğinde ekranda gözyaşı imgesi belirmesi gibi) sadece duyguyu tespit ve taklit etmeden ibaret olacaktır.
Gelişimsel robot bilimi alanında çalışan bilim insanları insanların çocukluktan gençliğe kadar olan bilişsel gelişim süreçlerini (örneğin karar verme) robotlara aktarmayı amaçlıyor. Bu sayede robotların ileride insanlardaki gibi duygulara sahip olabileceği düşünülüyor. Fakat duygusal ve bilişsel süreçler birbiriyle bağlantılıdır. Bu nedenle yalnızca bilişsel süreçlere dayalı duygular gerçekten uzak olacaktır.
Robotların bizim gibi duyguları hissedebilmesi örneğin öfkelenebilmesi, sevmesi veya empati kurması şimdilik mümkün görünmüyor. Ancak günümüzde robotlara belirli uyaranlar sunulduğunda ilgili duyguları tespit edebileceklerini biliyoruz. Peki siz, dertlerinizi dinleyip anlayacak robot arkadaşlarla yaşamak ister miydiniz?
Kaynaklar:
- Pessoa, L.,“Do intelligent robots need emotion?”, Trends in Cognitive Sciences, Cilt 21, Sayı 11, s. 817-819, 2017.
- Randhavane, T. ve ark., "Identifying emotions from walking using affective and deep features." arXiv preprint arXiv:1906.11884, 2019.
- Barrett, L. F. ve ark., "Emotional expressions reconsidered: challenges to inferring emotion from human facial movements.", Psychological Science in the Public Interest, Cilt 20, Sayı 1, s.1-68, 2019.