Dikkatimiz Dağıldığında Beynimizde Neler Oluyor?
Bir kişinin dikkati dağıldığında, bir işe hevesle başlayıp tamamlayamadığında ya da sıkıcı bulduğu bir durumda uyuklamaya başladığında beyinde neler oluyor?
Günümüzde hemen hemen herkes dikkatinin dağıldığından şikayet eder oldu. Bir ödev ya da bir projeye başlamanın çok zor olduğundan veya başladığı işi sürdüremediğinden ve tamamlayamadığından yakınan birçok kişi var etrafımızda. Bir enstrümanı çalmayı öğrenmeye büyük bir motivasyonla başlayıp birkaç hafta sonra sıkılıp bırakan, sınıfta derse odaklansa bile kısa süre sonra dikkati dağılan, birinin kalemi yere düşse dersten kopan, ilgisini çekmeyen bir konuyu dinlemek zorunda kaldığında uykusunun gelmeye başladığını söyleyen kişilerden bahsedince hepimizin zihninde birileri canlanmıştır. Bu durum herkesin hayatında zaman zaman ortaya çıkabilir. Ancak bu tür davranışların sürekli görülmesi dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olarak isimlendirilen bir psikiyatrik bozukluktan kaynaklanıyor olabilir.
Peki bir kişinin dikkati dağıldığında, bir işe hevesle başlayıp tamamlayamadığında ya da sıkıcı bulduğu bir durumda uyuklamaya başladığında beyinde neler oluyor?
Dikkat zihnin “şimdi ve şu anda” olmasını sağlar. Dikkatimizi bir şeye odakladığımızda beyinde görev ilintili ağ (TPN) olarak isimlendirilen bir ağ aktiftir. Bu ağ aktif olduğunda istemli şekilde olan bitene odaklanır, yaptığımız işi sürdürür ve bir şeyler öğreniriz.
Dikkatimiz dağıldığında, uyanık ancak dinlenme hâlindeyken veya rutin bir iş yaparken ise varsayılan mod ağı (DMN) olarak tanımlanan ağ aktiftir. Varsayılan mod ağı, beynimizin otomatik pilotu olarak da tanımlanabilir. Bu ağ aktif olduğunda dikkatimiz bulunduğumuz andaki dış dünyadan uzaklaşır ve zihnimiz geçmiş ya da gelecekte gezinmeye başlar. Örneğin ders esnasında akşam yiyeceğimiz yemeği veya iki hafta önce bir arkadaşımızla yaptığımız tartışmanın detaylarını düşünmeye başladığımızda beynimizde varsayılan mod ağı aktif olur.
TPN ve DMN’nin birbirine geçişini bir şaltere benzetebiliriz: Biri aktive olurken diğeri pasif konuma geçer. Bu iki süreç hayatın akışı içinde dengeli bir biçimde devam eder. Örneğin araba kullanmayı ilk öğrendiğimiz zamanlarda görev ilintili ağ aktiftir. Çünkü yeni öğrendiğimiz bu becerinin tüm detaylarına dikkatimizi vermemiz gerekir. Ancak tecrübe kazandıkça araba kullanırken beynimizde varsayılan mod ağı aktif olmaya başlar. Yani beynimiz artık bu görevle ilgili detaylara çok odaklanmadan da bu görevi yerine getirebilir.
Araba kullanmayı ilk öğrendiğimiz zamanlarda tamamen bu göreve odaklanırız.
Bu gibi durumlarda beyinde varsayılan mod ağının aktif olması yani beynin otomatik pilota geçmesi hayli işlevseldir. Çünkü çevreden gelen her uyarının aktif bir şekilde işlenmesi beyin için yorucudur. Beyin otomatik pilot moduna geçerek kapasitesini daha verimli kullanacak şekilde süreci yönetir.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu görülen kişilerde ise beyin çoğu zaman otomatik pilot modundadır ve bu durum hayat kalitelerini etkilemeye başlar. Bu kişiler sürekli ya geçmişteki olayları ya da gelecekte yapacakları işleri ve bunların detaylarını düşünürler. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu görülen kişiler bir yazıyı okur ama akıllarında neredeyse hiçbir şey kalmaz, bir sunum esnasında uyuyakalabilir veya karşıdaki kişiye boş gözlerle bakabilirler. Bu sorundan muzdarip olanlar diğer insanlar tarafından genellikle “Beni dinlemiyorsun, aklın nerede?” diye eleştirilirler. Ancak bu kişilerin zihinlerinin otomatik pilotları onları sohbet anında bambaşka bir yere götürmüş olabilir.
Yazar Hakkında: