Antarktika Günlükleri VIII
Antarktika’nın insan etkisinden en uzak kıta olduğu düşünülür. Peki, gerçekten öyle mi? Deniz ve okyanus ekosistemlerini tehdit eden kirletici...
Antarktika’nın insan etkisinden en uzak kıta olduğu düşünülür. Peki, gerçekten öyle mi? Deniz ve okyanus ekosistemlerini tehdit eden kirletici türlerinden biri de kalıcı organik kirleticiler. Tarımda ve elektrik devrelerinde kullanılan kimyasallar ile katran, fuel oil gibi petrol türevleri kalıcı organik kirleticilerin örneklerindendir. Bir kısmı doğada bulunmayan, insanlar tarafından üretilen bu kimyasallar, modern dünyada giderek çeşitleniyor. Üstelik kalıcı organik kirleticiler atmosfer yoluyla çok uzak yerlere taşınabiliyor.
Antarktika’da tarımsal ve endüstriyel faaliyet yapılamıyor. Buna rağmen kıtada kalıcı organik kirleticilerin ve ağır metallerin (canlı dokuda bir görevi olmayan kadmiyum, kurşun ve cıva) varlığına işaret eden bulgular var. Bu kirleticilerin deniz sedimentlerindeki (tortul tabaka) ve canlı dokularındaki miktarlarının belirlenmesi, atmosferik hareketlerle nasıl taşındıkları ve ne şekilde biriktikleri konusunda bilgi verir.
Ekibimizde kirlilik araştırmalarını Doç. Dr. Halim Aytekin Ergül (Kocaeli Üniversitesi) yürütüyor. Dr. Ergül, Antarktika’daki Galindez Adası kıyılarında ve çevresinde 20 ile 45 m arasında değişen derinliklerdeki deniz tabanı yüzeylerinden kum, çamur ve balık örnekleri aldı. Analizler, son zamanlarda kıtaya ulaşan ve tarımsal mücadelede kullanılan kimyasallar (pestisitler) ile kazalar ve tam yanmama olayları sonucunda çevreye yayılan kimyasalların yoğunlukları ve kıtaya nasıl ulaştıkları konusunda bilgi verecek. Dr. Ergül, ayrıca deniz sedimentlerindeki canlı kaynaklı madde (biyojenik madde) birikimi üzerinde de çalışmalar yapacak.
Atmosferdeki oksijenin yarısına yakınını üreten ve atmosfere salınan karbondioksitin yaklaşık üçte birini soğuran fitoplankton gruplarının büyük bir kısmı Antarktika çevresindeki Güney Okyanusu’nda yaşıyor. Bu canlıların silisyum içeren kabukları (silika iskelet) zamanla deniz sedimentlerinde birikir. Dolayısıyla deniz sedimentlerini analiz ederek küresel iklim değişikliğinin fitoplankton gruplarının tür çeşitliliği, boyutları, sayıları ve ağılıklarında sebep olduğu değişiklikleri incelemek mümkün.
Fotoğraflar: Bülent Gözcelioğlu