Güney Kutbu Yarışı III: Amundsen ve Scott’ın Keşiflerinin Karşılaştırması
1911 yılında Norveçli Roald Amundsen ve Britanyalı Robert Falcon Scott, Güney Kutbu’na ulaşan ilk insanlar olmak için yola çıkmışlardı. Amundsen hem amacına ulaşmayı hem de ekibindeki herkesi sağ salim geri döndürmeyi başardı.
1911 yılında Norveçli Roald Amundsen ve Britanyalı Robert Falcon Scott, Güney Kutbu’na ulaşan ilk insanlar olmak için yola çıkmışlardı. Amundsen hem amacına ulaşmayı hem de ekibindeki herkesi sağ salim geri döndürmeyi başardı. Scott ve dört arkadaşıysa kutba ulaştıktan sonra dönüş yolunda hayatlarını kaybetti. Her ne kadar bu iki keşif yolculuğu günümüzde “Güney Kutbu’na ulaşma yarışı” olarak anılsa da aslında önceden planlanmış bir yarış yoktu.
Güney Kutbu’nun bu ilgi çekici keşif öyküsünü üç bölümde ele alıyoruz.
Roald Amundsen’in öyküsüne ulaşmak için tıklayın.
Robert Falcon Scott’ın öyküsüne ulaşmak için tıklayın.
Amundsen ve Scott’ın Keşiflerinin Karşılaştırması
Üzerinden yüz yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra bu iki keşif yolculuğuna baktığımızda neden birinin başarılı, diğerininse başarısız olduğu hakkında pek çok şey söylemek mümkün. Amundsen, yiyecek ihtiyacını daha iyi hesaplamıştı. Ayrıca buzu eritmek için gerekli yakıtların depolandığı kutuları lehimleyerek buharlaşmalarını engellediği için yolculuk sırasında su sorunu yaşanmamıştı.
Scott’ın başarısızlığının en önemli sebeplerinden biri ulaşım ve taşıma konusunda yaşanan sıkıntılardı. Scott ve ekibinin beraberindeki bir motorlu kızak yolculuk başlamadan kullanılamaz hale gelmiş, diğer ikisiyse yolculuk başladıktan kısa süre sonra bozulmuştu. Üstelik Scott motorlu kızakları kullanmakta uzman olan ekip üyesini Güney Kutbu’na ulaşmaya çalışan beş kişilik ekibe dâhil etmediği için bozulan kızakları tamir edebilecek birisi yoktu. Depolar kurulurken yararlanılması planlanan 19 midillinin 9’u hiç kullanılamadan ölmüştü. Ayrıca köpeklerin aksine Güney Kutbu’nda bol bulunan ayı balığı ve penguen etiyle beslenmediklerinden midilliler için de yiyecek taşınması gerekiyor ve bu durum yolculuğu hayli zorlaştırıyordu.
Scott’ın başarısızlığının bir diğer nedeni yetersiz beslenmeydi. Kutba doğru yol alırken midillilerin ölmemesi için yiyecek deposunu planlanandan yaklaşık 50 kilometre önce kurmuşlardı. Eğer depo ilk planlanan yerde kurulmuş olsaydı tüm zorluklara rağmen belki de gemiye geri dönmeyi başaracaklardı. Çünkü öldüklerinde yiyecek deposuna ulaşmalarına sadece 18 kilometre kalmıştı.
Scott günlüğüne yazdığı son notlarda yaşadıkları yıkımın nedeninin beklenmeyen kötü hava koşulları olduğunu belirtiyordu. Dönüş yolculuğu sırasındaki sıcaklıkların mevsim normallerinin çok altında olduğu düşünülürse bu tespitin doğru olduğu söylenebilir. Ayrıca geri dönüş sırasında arkalarından eserek yolculuğu kolaylaştırmasını bekledikleri rüzgâr da ortalarda yoktu.
Scott her ne kadar yolculuktan sağ salim dönmeyi başaramasa da ülkesinde bir kahraman olarak görülmüştü. Ancak aynı durumun Amundsen için geçerli olduğu söylenemez. Scott’a haber vermeden onunla bir yarışa girmesi centilmence bulunmadığı için yıllarca eleştirildi.
Belki de bu olaylardan günümüze kalan en anlamlı şey, tüm yıl boyunca Güney Kutbu’ndaki araştırmacılara ev sahipliği yapan Amundsen-Scott Güney Kutbu İstasyonu.