Yazmanın Faydaları Saymakla Bitmiyor!
Yazmak fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak bizi olumlu olarak etkiliyor. Siz de duygu ve düşüncelerini düzenli olarak kelimelere dökerek yazmanın gücünü kullanabilirsiniz!
Günümüzden 5.500 yıl önce Sümerler tarafından icat edilen yazı, o tarihten bu yana hayatımızda önemli bir yere sahip. Yazı sayesinde geçmişte yaşanmış olaylarla ilgili kayıtlara kolayca erişebiliyoruz. Ayrıca yazı ile başkalarının duygu ve düşüncelerini öğrenebiliyor, birçok konuda bilgi edinebiliyor ve yüz yüze görüşemediğimiz zamanlarda da iletişim kurabiliyoruz.
Yazmayı öğrendiğiniz zamanları hatırlıyor musunuz? Belki ilk başta zor bir süreçti. Ancak yazı yazmanın bilişsel, psikolojik ve hatta fiziksel faydalarını öğrendiğinizde iyi ki yazmayı öğrenmişim diyeceksiniz.
1. Öğrenme Becerilerimizi Geliştiriyor
Günümüzde yazmak istediklerimizi genellikle dijital ortamda klavye kullanarak kelimelere döküyoruz. Peki elle yazı yazmak bilişsel performansımızı nasıl etkiliyor? Geçtiğimiz yıl çocuk ve genç yetişkinlerle yapılan bir araştırmada, elle yazma ve klavyede yazmanın bellek üzerindeki etkisi incelendi. Katılımcılar önce kendilerine verilen kelimeleri dijital kalem kullanarak dokunmatik ekran üzerine elle yazdılar. Ardından kelimeleri klavye ile yazarak bilgisayara aktardılar. Verilen bu görevleri yerine getirdikleri sırada beyin görüntüleme teknikleri ile katılımcıların beyin aktiviteleri incelendi. Sonuçlar, elle yazmanın klavye ile yazmadan farklı olarak öğrenme, bellek, dil ve görsel algı gibi bilişsel süreçler ile ilişkili olan sinir ağlarını etkinleştirdiğini gösteriyor.
Yazı yazarken el hareketlerinin çok hassas bir şekilde kontrol edilmesi gerekir. Bu nedenle yazarken beyindeki duyusal ve motor becerilerle ilgili bölgeler birlikte etkinleşiyor. Bu durum bilgilerin beyne kaydedilmesini yani öğrenilmesini de kolaylaştırıyor.
2. Belleğimizi Güçlendiriyor
Duyguların yazılı şekilde ifade edilmesinin çalışma belleğini güçlendirdiği de biliniyor. Yapılan bir çalışmada, liseye yeni başlayan öğrencilerden üniversiteye girmekle ilgili duyguları ve düşünceleri hakkında yazı yazmaları istendi. Sonuçta olumsuz tecrübelerini ifade eden katılımcıların, olumlu tecrübelerini ve önemsiz bir konudaki tecrübelerini yazan öğrencilere göre anlamlı şekilde çalışma belleği performanslarının arttığı bulundu.
Çalışma belleği olarak da bilinen kısa süreli bellek, bilgilerin genellikle 20-30 saniye boyunca akılda tutulmasını sağlar. Örneğin telefonunuza gelen şifreyi girerken bu bilgiyi kısa süreliği belleğinizde tutarsınız.
Çalışma belleğinin kapasitesi sınırlıdır ve kaynaklarını o andaki belirli bir görevi yerine getirmek için kullanır. Diğer görevlerle ilgili düşünceleri ise engeller. Ancak olumsuz düşüncelerin engellenmesi zordur. Araştırmacılar, olumsuz duygu ve düşüncelerin yazılarak ifade edilmesi durumunda çalışma belleğinin kapasitesinin olumsuz tecrübeler için kullanılmadığını, böylece kaynakların adeta serbest kalarak daha iyi performans sergilenmesini sağladığını düşünüyor.
3. Ruh Hâlimizi İyileştiriyor
Yazı yazmak daha iyi hissetmemizi sağlıyor.
Yaşanılan travma veya olumsuz anıların yazı ile ifade edilmesi psikolojik sağlığımızı da olumlu etkiliyor. Yoğun olumsuz duygular ortaya çıkaran bu anılar hakkında yazmak, bu duyguların yazıya aktarılırken tekrar yapılandırılmasını sağlıyor. Ayrıca travmatik olaylar hakkında yazmak, kişilerin yaşadıklarını dışarıdan bir bakış açısıyla değerlendirmesine imkân veriyor.
Yaşadığımız duygusal süreçlerin yazı aracılığı ile dışa vurulmasının psikolojik ve fizyolojik faydaları araştırmalarla da kanıtlandı. Konuyla ilgili James W. Pennebaker ve Sadra K. Beall tarafından 1986 yılında yapılan ilk çalışmada, deney grubundaki katılımcılar yaşadıkları bir travma hakkında, kontrol grubundakiler ise yüzeysel bir konu hakkında dört gün boyunca 15-30 dakika yazı yazdılar. Sonuçta travmaları hakkında yazan katılımcıların kan basıncının düştüğü ve dört aylık takip süreci boyunca sağlık merkezlerini daha az ziyaret ettikleri tespit edildi. Duyguların dışa vurulmasını sağlayacak şekilde yazı yazmanın aynı zamanda stres düzeyini düşürdüğü ve böylece kişilerin stresle ilişkili fiziksel şikayetlerinde azalma sağladığı düşünülüyor. Ayrıca kişilerin gelecek hedefleri hakkında yazı yazmaları da sağlık merkezini daha az ziyaret etmelerini sağlıyor.
Yazmanın psikolojik ve fizyolojik olumlu etkileri sadece olumsuz duygularını ifade edenlerde değil, hem yaşadıkları travmatik olay hem de bu olayla ilgili sahip oldukları olumsuz duygularını ifade edenlerde daha belirgin görülüyor.
4. Bağışıklığı Güçlendiriyor
Yazı yazmanın sadece psikolojimizi olumlu etkilemediğini, aynı zamanda fiziksel sağlığımız üzerinde olumlu etkileri olduğunu gösteren farklı çalışmalar da var. Yeni Zelanda’daki Auckland Üniversitesinden araştırmacılar 49 yaşlı ile yaptıkları araştırmada, katılımcılardan üç gün boyunca her gün 20 dakika yaşadıkları üzücü olaylar ya da günlük aktiviteleri hakkında yazmaları istendi. Daha sonra katılımcıların kollarındaki 4 milimetrelik yaraların iyileşme süreci takip edildi. Sonuçta yaşadıkları olumsuz bir olay hakkında yazan kişilerin iyileşme oranlarının günlük aktiviteleri hakkında yazan kişilere göre daha yüksek olduğu belirlendi.
Araştırmacılar uzun süreli üzüntülerin vücutta stres hormonu olarak bilinen kortizon seviyesinin yükselmesine neden olduğunu, bu durumun bağışıklık sistemini zayıflattığını düşünüyor.
Yazmak fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak bizi olumlu olarak etkiliyor. Siz de duygu ve düşüncelerini düzenli olarak kelimelere dökerek yazmanın gücünü kullanabilirsiniz!
Kaynaklar:
- Pennebaker, J. W. ve Beall, S. K., “Confronting a traumatic event: Toward an understanding of inhibition and disease”, Journal of Abnormal Psychology, Cilt 95, Sayı 3, s. 274–281, 1986.
- Baikie, K. A. ve Wilhelm, K., “Emotional and physical health benefits of expressive writing”, Advances in Psychiatric Treatment, Cilt 11, Sayı 5, s. 338-346, 2005.
- Koschwanez, H. E. ve ark., "Expressive writing and wound healing in older adults: a randomized controlled trial”, Psychosomatic Medicine, Cilt 75, Sayı 6, s. 581-590, 2013.
- Acar, D. ve Dirik, G., “Güncel Bir Paradigma: Yazılı Duygusal Dışavurum”, Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, Cilt 11, Sayı 1, s. 65-79, 2019.
Yazar Hakkında: