Uyku, Problem Çözmede Yenilikçi Düşünme Becerilerimizi Geliştirir mi?
Uyumayı sever misiniz? Bu yazımızda uykunun problem çözme ve yenilikçi düşünme becerisinin gelişmesine etkisini inceliyoruz.
Uyumayı sever misiniz? Günümüzün hemen hemen üçte biri uykuda geçiyor. Uyku; bağışıklık, kas, iskelet ve sinir sisteminin düzgün çalışması için gerekli olan hücre yenilenmesinin gerçekleştiği, büyümeyle ilgili süreçlerin yürütüldüğü ve vücudun enerji tasarrufu sağladığı hayati bir evre. Ayrıca gün içinde öğrenilen bilgilerin belleğe kaydedilmesi, dikkatin sağlanması ve sürdürülebilmesi için de uykuya ihtiyaç duyuyoruz. Örneğin sınav dönemlerinde uykusuz kalmak genelde bize düşük notlar olarak geri dönüyor.
Uyku ve öğrenme arasındaki ilişkiye dair daha detaylı bilgi için “Öğrenmek İçin Uykuya Dalmak” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Uykunun problem çözme ve yenilikçi düşünme becerisinin gelişmesine katkı sağlayan “anlık içgörü” ile de ilişkili olduğunu gösteren çalışmalar var. Örneğin İsveç’teki Lund Üniversitesinden Ingegerd Carlsson ve arkadaşlarının gerçekleştirdiği çalışmada, 42 öğrenci uyku grubu ve dinlenme grubu olarak ikiye ayrıldı. Katılımcılar, çalışmadan 24 saat öncesine kadar uykularını etkiyebilecek herhangi bir yiyecek, içecek ya da ilaç tüketmemeleri konusunda uyarıldı. Ayrıca çalışmadan önceki hafta boyunca her gece en az 6 saat uyumuş olmaları istendi. Katılımcılar ertesi sabah deney alanına gelerek önce uyku durumları ile ilgili ölçeği doldurdu. Ardından “uzak bağlantılar testi” adı verilen bir test uygulandı. Bu testte katılımcılara birbiriyle bağlantısı olmayan üç kelime verildi ve bu kelimelerin üçüyle de bağlantılı olan dördüncü kelimeyi tahmin etmeleri istendi.
Daha sonra katılımcılar gruplarına göre uyku ve dinlenme odalarına alındı. 90 dakika süren bu aşamadan sonra katılımcılara uzak bağlantılar testi tekrar uygulandı. Testten sonra katılımcılar kaygı, depresyon gibi duygu durumları ile uyku aşamalarını ölçen anketleri cevapladılar. Ardından problem çözümünde yenilikçi düşünme becerilerini ölçmeyi amaçlayan bir teste katıldılar. Sonuçlar uyuduktan sonra bu testi çözen kişilerle dinlendikten sonra testi çözen kişiler arasında problem çözümünde yenilikçi düşünme becerileri açısından bir fark olmadığını gösterdi. Ancak uzak bağlantılar testinde uyuduktan sonra testi çözen grup daha başarılı oldu.
Problem Çözmede Yenilikçi Düşünme Becerisi
Problem çözmede yenilikçi düşünme becerisinin dört aşaması var: problemle ilgili bilgilerin toplandığı hazırlık aşaması, yeni çözümler denenirken arka planda problemin çözümü üzerine düşünmeyi içeren kuluçka aşaması, çözümün aniden ortaya çıktığı aydınlanma aşaması ve ortaya çıkan çözüm fikirlerinin sınandığı değerlendirme aşaması.
Almanya’daki Lübeck Üniversitesinden Ullrich Wagner ve ekibine göre, uyku bilişsel esneklik sağlayarak problemin çözümünün aniden ortaya çıktığı üçüncü aşamada anlık içgörüyü artırıyor.
İçgörü; bireylerin kendi duygu, düşünce ve davranışlarının farkında olması şeklinde tanımlanabilir.
Problem çözümünde yenilikçi düşünme becerisiyle ilgili çalışmalarda daha çok REM ve yavaş dalga uykusuna odaklanıyor. Ancak son yıllarda REM dışı uykunun başlangıç aşaması olan uykuya geçiş evresinin de yenilikçi düşünme becerisinde rol alabileceği öngörülüyor.
Thomas Edison gün içinde daha dinç olmak için kestiriyordu. Ancak uykuya daldığı sırada uyanabilmek için elinde metal bir top veya kaşık tutuyordu ki o metal nesne düştüğünde uyanarak çalışmaya devam edebilsin. Yakın zamanda yapılan bir çalışmada, Edison’un kestirme tekniği 103 katılımcı ile incelendi. Deneyde katılımcılara çözüm için saklı kuralın keşfedilmesini gerektiren matematik problemleri verildi. Sonuçta uyku ile uyanıklık arasındaki evrede 15 saniye kadar kısa bir süre de olsa geçiren katılımcıların uyumayanlara göre saklı kuralı bulma oranının üç kat daha fazla olduğu belirlendi.
Bazen de yenilikçi fikirler ve keşifler rüya evresinde ortaya çıkabiliyor. Örneğin periyodik tabloyu oluşturan Dimitri Mendeleyev, rüyasında tüm elementlerin bir yapboz gibi yerli yerine oturduğunu gördüğünü ve uyandığında periyodik tabloyu tamamladığını belirtiyor.
Dikiş makinesini icat eden Elias Howe ise ipliği geçirdiği deliği başlangıçta iğnenin ortasına koymuştu ve makine bir türlü istediği gibi dikiş dikmiyordu. Howe rüyasında bir yerli kabile tarafından kaçırıldığını ve kabilenin kendisine verilen süre içinde dikiş makinesini üretmesini istediğini görmüştü. Rüyasında tam süre dolmak üzereyken kabiledekilerin kendisine yönelttiği mızrakların ucu dikkatini çekmişti. Mızrakların ucunda yer alan delikler, iğnenin ortasına koyduğu deliği aslında ucuna koyması gerektiği ilhamını vermişti. Howe makinenin tamamlanmasını sağlayacak çözümü uykusunda bulmuştu.
Elias Howe tarafından geliştirilen ilk dikiş makinesi
PNAS’ta yayımlanan bir çalışmada genellikle rüyaların görüldüğü evre olan REM uykusunun, problem çözmede önemli olan ilişkisiz bilgileri bütünleştirebilmeyi kolaylaştırdığı anlaşıldı.
Görünen o ki uykunun tüm evreleri bilişsel becerilerimizi olumlu etkiliyor.
Araştırmalar gün içinde 200 miligram kafein tükettikten sonra 20-30 dakika uyumanın daha dinç hissettirdiğini gösteriyor.
Kısacası uyku hem bedensel hem de zihinsel anlamda zinde ve sağlıklı olmamızı sağlıyor. Ayrıca yenilikçi düşünebilmeyi ve böylece problemlerle karşılaştığımızda daha etkin çözümler bulmamıza yardımcı oluyor. Bu açıdan bakarsak uykuyu sevmemek elde değil.
Kaynaklar:
- Baylor, G. W.,“What do we really know about Mendeleev's dream of the periodic table? A note on dreams of scientific problem solving”, Dreaming, Cilt 11, s. 89–92, 2001.
- Özen, G., Doğan, A. ve Cinan, S., “Uzak Bağlantılar Testi: Norm ve Güvenirlik Çalışması.”, Psikoloji Çalışmaları, Cilt 35, Sayı 2, s. 25-46, 2015.
- Wagner, U. ve ark., “Sleep inspires insight”, Nature, Cilt 427, Sayı 6972, s. 352-355, 2004.