Nobel Kimya Ödülü’nün 2023 yılı sahipleri Moungi Bawendi, Louis Brus ve Alexei Ekimov oldu. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, araştırmacıların kuantum noktalarının keşfi ve üretimi üzerine yaptıkları çalışmalar nedeniyle ödüle layık görüldüklerini açıkladı.

Bir grup araştırmacı, parçaları hareket edebilen nanoelektronik cihaz geliştirdi.

Groningen Üniversitesinden araştırmacılar, ışık yayan moleküler motorlar üretmek için iki ayrı yöntem geliştirdi.

Yaraların içinde dolaşan ve taşıdığı antibiyotiklerle bakterileri öldüren robotlar geliştirildi.

Bir grup Japon araştırmacı karbon atomlarından nanometre ölçeğinde Möbiüs şeridi üretti.

Nanotıp alanını ve bu alanda çalışan bilim insanlarını daha yakından tanımak için Hacettepe Üniversitesi Nanoteknoloji ve Nanotıp Bölümünden Doç. Dr. Memed Duman ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Singapur Ulusal Üniversitesinden Hyunsoo Yang ve Raghav Sharma ortamdaki WiFi sinyallerinden enerji toplayan bir cihaz geliştirdi.

Nanosanat eserleri hem nanoteknolojide yaşanan gelişmeleri ortaya koyması bakımından hem de bilimin ilgi çekici bir hâle bürünerek toplumla buluşması açısından önemli. 

Tokyo Metropolitan Üniversitesinde çalışan araştırmacılar birkaç santimetre uzunluğunda nanoteller üretmeyi başardı.

Orta Doğu Teknoloji Üniversitesinden Dr. Öğr. Üyesi Eda Aydoğan Güngör ile yüksek sıcaklıklara ve radyasyona karşı dayanıklı yeni nesil nanomalzemeler üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

Shewanella oneidensis türü bakteriler, oksijensiz solunum yaparak MoS₂ nanoparçacıkları üretiyor.

Bir grup araştırmacı, bir molekülün atom ölçeğindeki hareketlerini kontrol etmeyi başardı.

Yeditepe Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Taner Akbay enerji dönüşümü ve depolanmasında malzeme mühendisliğinin önemini anlatıyor.

Günümüzün aktif araştırma alanlarından biri esnek elektronik cihazlar. Michigan Üniversitesinden Nicholas Kotov önderliğinde çalışmalar yapan bir grup araştırmacı yakın zamanlarda esnek, iletken malzemeler üretmek için yeni bir yöntem geliştirdi.

Günümüzde biyosensörler sağlık, gıda güvenliği, çevre kirliliği ve savunma sanayisi gibi farklı alanlarda gerçekleştirilen araştırmalarda çeşitli biyolojik ve kimyasal maddelerin tespit edilmesinde kullanılıyor. Aptasensörler ise yeni gelişmekte olan biyosensör sistemlerinden biri.

Biyoalgılayıcılar olarak da isimlendirilen biyosensörler analiz edilecek biyolojik maddelerin enzim, antikor, protein, nükleik asit veya canlı hücre ve doku, mikroorganizma gibi biyoreseptörler ile tepkimeye girmesi sonucu ortaya çıkan değişimleri (örneğin ısı, ışık) elektrik sinyallerine dönüştürerek bu maddelerin tespit edilmesini sağlayan cihazlardır. Örneğin diyabet hastalarının kandaki glikoz seviyesini takip etmek için kullandıkları şeker ölçüm cihazları bir biyosensördür.

Biz de Bilim Genç olarak nanomalzemelere dayalı elektrokimyasal biyosensörler ve aptasensör teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik çalışmaları nedeniyle 2015 yılında TÜBİTAK Bilim Ödülü’ne layık görülen Prof. Dr. K. Arzum Erdem Gürsan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Nanomalzemelere dayalı elektrokimyasal biyosensörler ve aptasensör teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik çalışmaları nedeniyle 2015 yılında TÜBİTAK Bilim Ödülü’ne layık görülen Prof. Dr. K. Arzum Erdem Gürsan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Nano ölçekteki malzemelerin özelliklerinin anlaşılması için gerçekleştirdiği uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmalarıyla 2018 yılı TÜBİTAK Teşvik Ödülü’ne layık görülen Doç. Dr. Hasan Şahin ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Uluslararası bir araştırma grubu, farelerin gözlerine nanoparçacıklar (boyutları metrenin milyarda biri ölçeğinde olan parçacıklar) enjekte ederek kızılötesi ışığı algılamalarını sağladı. Çalışma ile ilgili makale Dr. Yuqian Ma ve arkadaşları tarafından Cell’de yayımlandı.

Nanobilim ve yoğun madde fiziği alanında yaptığı çalışmalar nedeniyle 2016 TÜBİTAK Bilim Ödülü’ne layık görülen Prof. Dr. Oğuz Gülseren ile Nanoscale dergisinde yayımlanan makalesine dair bir söyleşi gerçekleştirdik. Prof. Dr. Oğuz Gülseren söyleşide, bilimsel araştırma yapma konusunda motivasyon kaynaklarından, son yıllardaki araştırmalarından ve iki boyutlu malzemelerden bahsediyor. Grafitten grafenin üretilmesi ile bilim dünyasının odağına yerleşen iki boyutlu malzemelerin neden çığır açıcı bir gelişme olduğunu anlatan Prof. Dr. Gülseren, karbon atomlarının tek katmanda bal peteği şeklinde dizildiği grafeni elde eden Andre Geim ve Konstantin Novoselov’a 2010’da Nobel Fizik Ödülü’nün verilmesinin de bu çalışmanın önemini gösterdiğini belirtiyor. O zamandan beri farklı elementlerle başka iki boyutlu malzemelerin üretilmesi ve bunların günlük hayatımızdaki uygulamalarının nasıl iyileştireceğine yönelik bilimsel araştırmalar devam ediyor.

Prof. Dr. Oğuz Gülseren ve çalışma arkadaşları yayımladıkları makalede, periyodik tabloda, 5A grubundaki elementlerden ürettikleri iki boyutlu malzemelerin termoelektrik özellikleri ile ilgili yaptıkları araştırma ve deneylerin sonuçlarını yazdı. Söyleşide bu çalışma ile ilgili detayları da paylaşan Prof. Dr. Gülseren hem söz konusu makale özelinde hem de genel anlamda bilim dünyasındaki disiplinler arası iş birliklerinin öneminden söz ediyor. Eğitim hayatını Türkiye’de tamamlayan Prof. Dr. Gülseren, özellikle nanobilim ve nanoteknoloji gibi yeni çalışma alanlarında ülkemizin de en az diğer ülkeler kadar gelişmiş olduğunu vurgulayarak gençlere kariyer tavsiyelerinde bulunuyor.

Cambridge Üniversitesi’nde çalışan araştırmacılar büyüklüğü sadece birkaç nanometre olan bir motor geliştirdi.