Sınırlarda Yaşayan Canlılar
Bazı canlılar, çoğu canlının hayatta kalmasının imkânsız olduğu yerlerde kolaylıkla yaşayabilir. Peki ama nasıl?
Marcelo_Photo/ iStock.com
Yeryüzündeki bazı bölgeler ekstrem koşullara sahiptir. Örneğin bazı canlılar sıcaklığın -90 °C’a kadar düştüğü Antarktika’da, sıcaklığın 40 °C’ın üzerinde aylarca devam ettiği Sahra Çölü’nde yaşayabilir. Bazı canlılar ise sıcaklığın, oksijen ve ışık miktarının çok düşük olduğu Mariana Çukuru gibi okyanusun en derin yerlerinde ya da çok düşük veya çok yüksek asitlik ve bazlık derecesine sahip bölgelerde hayatta kalabilir. Bu canlılara ekstrem canlılar denir. Ekstrem canlılar sahip oldukları özellikleriyle bu ortamların yaşam koşullarına uyum sağlar. Bu yazımızda 5 ekstrem canlıyı sizlere tanıtıyoruz.
Dikenli Molok (Dikenli Ejderha)
JohnCarnemolla/ iStock.com
Dikenli molok ya da dikenli ejderha (Moloch horridus), Avustralya’ya özgü kertenkelelerdir. Avustralya’nın yılda 500 milimetreden daha az yağış alan en sıcak bölgelerinde yaşayabilirler. Vücutları konik ve diken şeklindeki pullarla kaplıdır. Bu pullar, su ile bağ kurarak suya bağlanabilen mikro boyutlara sahip altıgen şeklindeki keratin epidermisten oluşur. Çok az miktardaki su bile dikenli moloğun derisine değdiğinde, canlının pullarını oluşturan mikroyapılar hızlıca su ile bağ kurar. Emilen su moloğun derisinin altındaki yarı açık kanallardan geçerek “kılcal olay” ile tüm vücutta dolaşır. Dikenli moloklar bu özellikleriyle gün batımında çölün nemli kısımlarında durarak topraktan, sisten ve nemli havadan su emer.
Nemli topraktan emilen su kılcal olay ile dikenli moloğun ağzına kadar taşınır.
Chris Watson/ iStock.com
Deniz Maymunu
Frank Fox/Science Photo Library
Deniz maymunu (Artemia salina), tuz derişiminin çok yüksek olduğu koşullarda yaşayabilen ekstrem bir karides türüdür. Bu canlılar tuz oranının %25 olduğu bölgelerde bile hayatta kalabilir. Bunu sahip oldukları yüksek verimli osmoregülasyon sistemleri ile yaparlar. Osmoregülasyon, canlının su ve tuz konsantrasyonlarının kullanılarak vücuttaki sıvıların ozmotik basıncının aktif olarak düzenlenmesidir. Bu canlılar tuz göllerinde, tuz bataklıklarında, denizlerde ve kayalık kıyılarda yaşar.
S.Rohrlach/ iStock.com
Helikobakter pilori
WikiCommons/Yutaka Tsutsumi
Elektron mikroskobu altında H. pylori ve kamçıları
Helikobakter pilori (Helicobacter pylori), midenin aşırı asidik ortamında (pH 1-2 aralığı) yaşayabilen bir bakteri türüdür. Bu bakteriler midede üretilen hidroklorik asidi (HCl) nötr yani etkisiz hâle getirebilen üreaz enzimini salgılar. Bu sayede midenin yüksek asidik ortamında hayatta kalabilirler. H. pylori bakterileri mide duvarına girerek insanlarda ülsere hatta mide kanserine bile neden olabilir.
JuSun/ iStock.com
Deinococcus radiodurans
WikiCommons/ Laboratory of Michael Daly
Deinococcus radiodurans, radyasyona karşı bilinen en dayanıklı canlıdır. Bir bakteri türü olan D. radiodurans, 1.500 kiloradlık radyasyonu DNA’sı mutasyona uğramadan tolere edebilir. 1.500 kiloradlık radyasyon miktarı bir insanın dayanabileceği radyasyon miktarının 3.000 katıdır. D. radiodurans’ın yüksek radyasyona dayanabilmesinin sebebi ise bakterinin sahip olduğu gelişmiş DNA tamir proteinleri. Öyle ki bu proteinler diğer canlıların DNA tamir proteinlerine göre bir hücredeki DNA’yı yüzlerce hatta binlerce kez tamir edebilir.
D. radiodurans’ın taramalı elektron mikroskobu altındaki görüntüsü
Su Ayısı
Robert Pickett/Corbis Documentary/Getty Images
Su ayısının (Macrobiotus sapiens), dünyanın en dayanıklı canlısı olduğu düşünülüyor. Su ayıları -200 °C kadar düşük ve 150 °C kadar yüksek sıcaklıklarda hayatta kalabilir. Ayrıca oksijenin ve suyun olmadığı yerlerde, farklı tuzluluk oranlarına sahip ortamlarda, yüksek basınç altında, insanlar için ölümcül olabilecek düzeyde X ışını bulunan bölgelerde ve zehirli kimyasal maddelerin olduğu yerlerde yaşayabilirler. Su ayıları bunu kriptobiyoz özelliği ile yapar. Kriptobiyoz kuruma, donma ve oksijen eksikliği gibi durumlarda metabolizma faaliyetlerinin neredeyse durma noktasına geldiği pasif bir hâldir.
Su ayısının taramalı elektron mikroskobu altındaki görüntüsü
Bu canlılar su yokluğunda anhidrobiyoz, düşük sıcaklıklarda kriyobiyoz, aşırı tuzlu ortam gibi yoğun konsantrasyonlarda ozmobiyoz ve oksijen yokluğunda anoksibiyoz olarak isimlendirilen farklı hâllere girer. Bunlar metabolik faaliyetlerin yeniden aktif hâle getirilebilir şekilde durdurulduğu durumlardır. Ayrıca su ayılarının uzay boşluğuna dayanabildiği de keşfedilmiştir.
Görseli büyültmek için tıklayın.
Çizer: Umut Aybek
Kaynaklar:
- Krisko, A. ve Radman, M., "Biology of Extreme Radiation Resistance: The Way of Deinococcus radiodurans", Cold Spring Harbor Perspective in Biology, Cilt 5, Sayı 7, 2013.
- https://www.thoughtco.com/extremophiles-extreme-organisms-373905
- https://study.com/learn/lesson/extremophiles-types-examples.html
- https://www.laburnumps.vic.edu.au/uploaded_files/media/arid_climate_zone_of_australia_1.pdf
- https://serc.carleton.edu/microbelife/topics/tardigrade/index.html
- https://www.jw.org/en/library/magazines/g201510/thorny-devil-lizards-skin/