Ortalama küresel okyanus yüzey sıcaklığı 2016 yılı rekorunu (20,95 ^oC) kırarak 20,96 ^oC’ye ulaştı.

Son zamanlarda yaşanan sıcaklık rekorlarının ardındaki en önemli faktörlerden biri olan El Niño etkisi, özellikle Pasifik Okyanusu’nun orta ve doğu kısımlarında deniz suyu sıcaklığının artması olarak tanımlanıyor. La Niña ise aynı bölgede deniz suyu sıcaklığının normalden daha düşük olması anlamına geliyor.

Soluduğumuz havadaki oksijenin %50’sinden fazlasının kaynağı olması, iklim koşullarının dengelenmesindeki rolü, birçok canlı türüne ev sahipliği yapması ve insanlara besin sağlamasıyla okyanuslar ekosistem için hayati bir öneme sahip. Bazı insan faaliyetleri ise okyanusların kirlenmesine neden olarak canlıları olumsuz etkiliyor.

Okyanusların Dünya için önemi nedir? Okyanusları ve denizleri neden korumalıyız? Orta Doğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü'nden Prof. Dr. Barış Salihoğlu ile yaşam kaynağımız okyanusların ve denizlerin önemini konuşuyoruz.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden mezun olan Dr. Özkan yüksek lisans eğitimini ODTÜ Biyoloji Bölümü’nde aldı. Doktorasını Danimarka’daki Aarhus Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nde tamamlayan Dr. Özkan hâlen ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nde görev yapıyor ve tatlı su ve deniz etkileşimleri, deniz kuşları ekolojisi ve korunumu üzerine araştırmalar yapıyor.

3. Ulusal Antarktika Bilim Seferi’ne katılan 17 kişilik Türk araştırma ekibinde yer alan Dr. Öğr. Üyesi Korhan Özkan ile Antarktika seferi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

3. Ulusal Antarktika Bilim Seferi’ne katılan 17 kişilik Türk araştırma ekibinde yer alan Dr. Öğr. Üyesi Korhan Özkan ile Antarktika seferi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

Ülkemizde özellikle Karadeniz kıyılarında ortaya çıkan çeken akıntı nedir, nasıl fark edilir, çeken akıntıya kapılan yüzücüler ne yapmalıdır?

Yeryüzünün %29’unu karalar, %71’ini de sulak alanlar oluşturur. Sulak alanların %97’si ise okyanuslardır. Bu kadar geniş bir alanı kaplayan okyanusların kirlenmesi özellikle son otuz yılı aşkın bir süredir deniz canlıları için büyük bir tehdit oluşturuyor.

Eskiden beri insanlar tarafından değerli bir mücevher olarak kullanılan doğal incilerin çoğunun kaynağı denizde yaşayan istiridyelerdir. İstiridyeler yumuşakçalar şubesinde yer alan, denizde yaşayan kabuklu canlılardır.

İlki 2017 yılında gerçekleştirilen Antarktika yolculuğumuzun üçüncüsü 3. Ulusal Antarktika Bilim Seferi kapsamında 17 kişilik Türk araştırma ekibi Antarktika’ya doğru yola çıktı.

Fotoğrafçılık çoğunlukla sanatsal bir etkinlik olarak düşünülse de doğa fotoğrafları aynı zamanda gözlemlerimizin bulunulan coğrafyaya ve zamana göre kayda geçirilmesini sağlayan bir belge niteliği taşır.

Plastik denildiğinde aklınıza ne geliyor? Alışveriş poşetleri, su şişeleri, oyuncaklar... Ancak hayatımızın neredeyse her alanında kullandığımız bu malzemeler çoğunlukla doğada kendiliğinden yok olmuyor.

Bu fotoğraf NASA’nın, Dünya’daki su döngüsünün izlenmesi ve takip edilmesi için veri toplayan uydusu Aqua tarafından 29 Mayıs’ta çekildi. Fotoğraftaki turkuaz renkli bölgeler Karadeniz’deki fitoplankton sayısındaki artışın göstergesi.

Okyanus akıntıları yerçekimi, rüzgâr ve suyun yoğunluğu ve sıcaklığı arasındaki farklılıklar nedeniyle okyanus sularının hareket etmesi olarak tanımlanabilir.

16-17 Mayıs 2017 tarihlerinde düzenlediğimiz Bilim Genç Doğa Kampı ve Fotoğrafçılık Atölyesi Etkinliği'nde ülkemizin dört bir yanından fotoğrafa ilgi duyan okurlarımızı Bolu, Mudurnu'daki doğa kampında bir araya getirdik.

16-17 Mayıs 2017 tarihlerinde düzenlediğimiz Bilim Genç Doğa Kampı ve Fotoğrafçılık Atölyesi Etkinliği'nde ülkemizin dört bir yanından fotoğrafa ilgi duyan okurlarımızı Bolu, Mudurnu'daki doğa kampında bir araya getirdik.

Bilim Genç Dergisi Yayın Yönetmeni Dr. Bülent Gözcelioğlu, Afrika deneyimlerini Bilim Genç Kafe’de okuyucularımızla paylaşıyor.

Hindistan ve Pakistan’da yaz ayları sıcak geçer. Ancak 2015 yılında her iki ülkede de aşırı derecede yüksek sıcaklıklar görüldü.

Atmosferdeki karbondioksitin kaynağı doğal süreçler ve insan kaynaklı etkinlikler. Ekosistem ise küresel ölçekte karbondioksit dengesinin korunmasında anahtar role sahip. Atmosfere salınan karbondioksit okyanuslar ve karalar tarafından soğuruluyor. Bu döngü atmosferdeki karbondioksit seviyesinin sabit kalmasına yardımcı oluyor. Ancak insan kaynaklı etkinlikler sonucu atmosfere çok miktarda karbondioksit yayılması bu dengeyi bozuyor. Son 50 yılda elde edilen veriler atmosferdeki karbondioksit oranının hızlanarak arttığını gösteriyor.