Sürtünmeyi azaltan hidrofolyolar sayesinde, suyun üzerinde kayan yolcu gemileri yakın bir gelecekte gerçek olabilir.

Bir grup araştırmacı, tıpkı ayçiçekleri gibi Güneş’i takip eden bir malzeme geliştirdi.

Araştırmacılar, günümüzde kullanılan kesme aletlerinin kesmeyi başaramadığı bir malzeme geliştirdi. 

Bir grup araştırmacı, ezildikten sonra orijinal hâllerine dönebilen sıvı metal örgüler üretti. 

Kayıtlara geçmiş en eski mızrak MÖ. 40.000’lerde kullanılmış. Dolayısıyla savunma araçlarının da en az o kadar uzun bir tarihi olduğu söylenebilir.

Bir grup araştırmacı, canlı organizmalardan esinlenerek betonun daha dayanıklı hâle gelmesini sağlayan bir polimer üretti. 

Bir grup araştırmacı yeryüzünün en sıcak ortamlarında bile hayatta kalmayı başarabilen bir böcek türünden ilham alarak bir soğutucu yüzey kaplaması geliştirdi.

Aslında bir malzeme denizinde yaşıyoruz. Bir itfayecinin yanmaz kıyafeti, uçakların hafif ama güçlü dış malzemesi, elektrikli araçların motorlarındaki mıknatıslar... Malzemeleri bazen elektriksel elektriksel bazen de manyetik özellikleri iyi olduğu, bazen ışığı geçirdiği, bazen çok sağlam olduğu için tercih ediyoruz. Peki, bir malzeminin özelliklerini belirleyen nedir?

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Malzeme ve Metalurji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eren Kalay canlı yayında malzemelerin sihirli dünyasını canlı yayında Bilim Genç okurları ile paylaştı ve okurlarımızdan gelen soruları yanıtladı.

Rice Üniversitesinde Prof. Dr. James M. Tour önderliğinde çalışmalar yapan bir grup araştırmacı, karbon içeren atıklardan grafen üretmeye imkân veren bir yöntem geliştirdi.

San Diego’daki Kaliforniya Üniversitesinde çalışan Prof. Dr. Karen Christman ve arkadaşları kalp krizi geçirmiş hastaların kalp kaslarını onarmak için bir hidrojel geliştirdi.

Georgia Teknoloji Enstitüsünden Paul Kohl ve arkadaşları güneş ışığına maruz kaldığında kendiliğinden yok olan bir tür plastik malzeme geliştirdi.

Laboratuvar ortamında üretilen bir malzeme tıpkı gerçek bir doku gibi metabolik reaksiyonları gerçekleştirebilir, aynı zamanda vücutla uyumlu olabilir mi? Bilim kurgu filmlerinde karşılaşabileceğimiz bu durum biyolojik nanomalzemeler sayesinde mümkün olabilir.

Brown Üniversitesinde çalışan Robert Hurt ve arkadaşları sivrisineklere karşı koruma sağlayan grafen tabanlı bir kumaş geliştirdi. 

Nano ölçekteki malzemelerin özelliklerinin anlaşılması için gerçekleştirdiği uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmalarıyla 2018 yılı TÜBİTAK Teşvik Ödülü’ne layık görülen Doç. Dr. Hasan Şahin ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Bir grup araştırmacı, üzerine ışık tutulduğunda kasılan bir tür polimer (tekrar eden birimlerden oluşan zincir biçimli uzun molekül) geliştirdi. Ağırlıkları kaldırmayı başarabilen malzemeden yapay kas üretiminde yararlanılabilir.

Her yıl milyonlarca araba lastiği kullanılamaz hale geliyor. Çöplüklerde ve atık depolarında biriken bu lastikler hem çevreyi kirletiyor hem de sağlığı tehdit ediyor. Üstelik esnek ve dirençli oldukları için doğada yok olmaları çok uzun yıllar alıyor.

Uluslararası bir araştırma grubu bir tür örümcek ipeğinin neme maruz kaldığında kısaldığını ve büküldüğünü keşfetti. Gelecekte örümcek ipeği kullanarak yapay kaslar üretmek mümkün olabilir. Dr. Dabiao Liu ve arkadaşları tarafından yapılan araştırmanın sonuçları Science Advances’ta yayımlandı.

Northwestern Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı, kendini onaran metal kaplaması geliştirdi. Malzeme çizildikten, kazındıktan ya da çatladıktan sonra sadece saniyeler içinde kendini onarabiliyor.

İnsan vücudu sürekli ısı yayar. Uzak geçmişte bu ısıyı düzenlemenin tek yolu daha kalın ya da daha ince kıyafetler giymekti. Geçtiğimiz yüzyılda kumaşlar üzerine yapılan bilimsel çalışmalarsa bu durumu değiştirdi. Günümüzde uzun mesafe koşucularının vücutlarını serin tutan ya da dağcıların vücutlarını sıcak tutan kumaşlar var.

Yıldız Teknik Üniversitesi IEEE Öğrenci Topluluğu tarafından bu yıl 14’üncüsü düzenlenen İletişim ve Bilişim Teknolojileri Günleri’nin başvuruları başladı.

Aralarında ODTÜ öğretim üyesi Dr. Sezer Özerinç'in de yer aldığı uluslararası bir araştırma grubu, kendi geliştirdikleri bir yöntemi kullanarak özel bir nikel folyo üretti. Yapısı ve yoğunluğu ahşaba benzediği için metal ahşap olarak adlandırılan malzeme çelik kadar güçlü.

Finlandiya’da bir şirket ahşap işlenirken ortaya çıkan talaş ve yenilenebilir doğal bir yapıştırıcının birleşiminden oluşan ve biyolojik olarak çözünebilen bir malzemeden pipet üretti.

Bir grup bilim insanı artan plastik kirliliğine karşı doğada çözünebilen biyolojik polimer üretmeyi başardı.

Avusturalya’daki Monash Üniversitesi’nde çalışan bir grup araştırmacı, bir topolojik yalıtkanın iletken ve yalıtkan halleri arasındaki geçişlerini elektrik alan yardımıyla kontrol etmeyi başardı. Dr. James L. Collins ve arkadaşlarının yaptığı araştırmanın sonuçları Nature’da yayımlandı.

Günümüzün aktif araştırma alanlarından biri iki boyutlu malzemeler. Bu malzemelerin yapısı kristalli katılarınkine benzer. Ancak sıradan kristalli katılar gibi üç boyutlu değil, iki boyutludurlar.

Nanobilim ve yoğun madde fiziği alanında yaptığı çalışmalar nedeniyle 2016 TÜBİTAK Bilim Ödülü’ne layık görülen Prof. Dr. Oğuz Gülseren ile araştırmaları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

ABD’li biyolog Ross G. Harrison 1907’de erişkin bir kurbağadan elde ettiği lenf sıvısında kurbağa sinir hücrelerini büyütmeyi başardı. Böylece sonraki yıllarda sayısız gelişmeye öncülük eden “hücre kültürü” tekniğinin temelleri atılmış oldu.

ABD’deki Sandia Ulusal Laboratuvarı’nda çalışan bir grup araştırmacı tarafından üretilen platin (Pt) - altın (Au) alaşımının dünyanın aşınmaya karşı en dayanıklı malzemesi olduğu düşünülüyor.

Metalik camlar, yapıları camlarınkine benzeyen ve genellikle farklı tür metal atomları içeren malzemelerdir. 

Araştırmacılar antimaddeyi bir yerden başka bir yere taşımak için kullanılacak araçlar üretmek için çalışmalara başladı. Projenin yaklaşık dört sene içinde tamamlanması planlanıyor.

Yakın zamanlarda ABD’deki Maryland Üniversitesi’nde çalışan Prof. Dr. Liangbing Hu ve öğrencileri ahşabı yoğunlaştırmak için yeni bir yöntem geliştirdi.

Konstanz Üniversitesi’nde çalışan bir grup araştırmacı deniz kestanelerinin omurgalarından esinlenerek yeni bir tür çimento geliştirdi. Araştırmacılar bu malzemeyi kullanarak 8000 metre yüksekliğinde sütunlar dikmenin mümkün olduğunu belirtiyor. 

Tükenmez kalemlerde mürekkep kütleçekimi etkisiyle akarak kalemin ucundaki bilyeye ulaşır. Dönebilen bu bilye yardımıyla mürekkep kalemin ucuna kontrollü bir şekilde akar. Ancak ağırlıksız ortamda mürekkep kendi kendine akmadığı için uzayda kullanılabilen özel kalemler geliştirilmiştir.